Sınav kaygısı (stresi)

Sınav kaygısı (stresi)

Sınav Kaygısı

Sınav kaygısının belirtileri nelerdir?

Temel belirti başarıyı etkileyecek kadar yoğun yaşanan ‘KAYGI’ dır. Sınavlarda da başarılı olmak için belirli bir düzeyde kaygıya gerek vardır. Bu gerekli düzeyde yaşanılan kaygı kişiyi çalışmaya, planlar yapmaya iter ve yararlıdır. Fakat bu kaygı düzeyi çok yükselip genci tabiri caizse ‘boğmaya’ başladığında, yaşanılan kaygı sınav puanlarını ve yazılı notlarını düşürmeye ve çalışma süreci olumsuz etkilenmeye başlar.

Sınav stresi sınav heyecanı

Kaygı sürecin tetikleyen ana faktör ise olumsuz ve gerçekçi olmayan düşüncelerdir. ‘Başarısız olacağım, rezil olacağım, yapamayacağım’ şeklinde zihinde dönüp duran düşünceler gencin unutkanlık yaşayarak çalıştıklarını hatırlayamamasına, dikkatini sınava verememesine, okuduğunu anlayamamasına neden olabilir. Kalp çarpıntısı, terleme, titreme, hızlı nefes alıp verme, yüzün kızarması, kaslarda gerginlik, baş ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı şeklinde fizyolojik belirtiler görülebilir. Gerginlik, ağlama, sinirlilik gibi duygusal semptomlar sıklıkla eşlik eder. Fakat şunu unutmamak gerekir çocuktan çocuğa bu belirtilerin sayısı ve şiddeti değişiklik gösterir.

Peki sınav kaygısının sebepleri nelerdir?

Tüm psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi sınav stresi de bir ya da birden çok farklı nedenden kaynaklanabilir. Gencin kişilik yapısı ve düşünme şekli, ailenin tutumu, ülkemizin sınav sitemi, sınava hazırlık süreci, okul ve dershane yaşamı ve arkadaş ilişkileri başlıca faktörlerdir.

Sınav kaygısı yaşayan kişiler çoğunlukla sınavda yaşamaktan korktuğu ‘akademik’ başarısızlığı genelleyerek bunu ‘kişiliğinin başarısızlığı’ olarak algılarlar. Bu kişiler çalışma sürecinde ‘BAŞARISIZLIĞA’ odaklanmışlardır. Gerçekçi olmayan düşünce ve inançlarla başlayan bu süreç sonrasında duygulara ve davranışlara yansır ve giderek kötüleşir. Bu nedenle özellikle sınava yönelik olumsuz düşünceler sorunun temelinde yer alırlar.

Çocuklarını doğru motive etmeye çalışan aileler de maalesef bilmeden bu süreci daha da kötüye götürecek hataları sıklıkla yaparlar. “Senin için o kadar masraf yaptık, kazanamazsan paralar çöpe gidecek” şeklindeki konuşmalar, arkadaşları ile kıyaslamalar, çalışma programındaki eksiklere yönelik ‘“az ders çalışıyorsun, herkes kazanacak sen kazanamayacaksın” şeklindeki yaklaşımlar sıklıkla yaşanır. Aşırı kontrol,  çocuklarının koydukları kurallara koşulsuz uymasını beklemek gibi katı tutumlar da oldukça fazladır. Bu şekilde aile kaygısını çocuğa yansıtmış olur.

Sınav heyecanı

Sınav kaygısını azaltmanın yolları

Gençler sınav kaygısı ile başa çıkmak için neler yapabilirler?

Öncelikle çoğumuzun kabul edeceği nokta sınav maratonun çok yoğun ve yorucu yaşandığı bir eğitim sistemimiz var. Sınav sistemi ya da ülkenin eğitim koşulları değişinceye kadar öncelikli olarak gençlere ve ailelere düşen görev bu sınav süreci sevmeseler bile ‘gereğini’ yapmaları. Ülkemiz koşulları içerisinde eğer bir sınav sistemi uygulanmasa da idi oluşacak tablo şu anki tablodan çok daha karmaşık ve adaletsiz olacaktı. “En güzel günlerinde ders çalışmak zorunda mıyım?” şeklindeki düşünceler çalışma sürecinden kişiyi soğutabilir. Bu nedenle daha mutlu, daha özgür ve daha saygın bir gelecek sınav sürecini ‘kabullenmekle’ başlamalıyız. Yaşam kuralları maalesef hem gençler hem de yetişkinler için bir takım ertelemeleri zaman zaman zorunlu kılar.

Diğer önemli adım ise çalışma sürecini planlamaktır. Çoğu öğrenci doğru ders çalışma yöntemlerini ve planlı çalışmanın önemini maalesef bilmiyor. Doğru ve esnek bir çalışma programı kısa sürede ‘verimli’ çalışmanın anahtarıdır. Bu programın içerisinde mutlaka sosyal faliyetler yer almalıdır. Bu konuda rehberlik servislerinde doğru desteği mutlaka gençler ve aileler almalılar.

Daha öncede bahsettiğimiz olumsuz düşünceleri olumlularla değiştirmek işe yarayacaktır. ‘Başarısız olacağım’ yerinde ‘elimden geleni yapacağım’, ‘Herkes benden daha kötü alacak yerine ‘hak ettiğimi alacağıma inanıyorum’ şeklinde olumlu düşünceler kötüye gidecek süreci engelleyebilir.

Ailelere neler önerilebilir?

Ailelerin bakış açılarında değişim yaratmak ve çocuklarıyla ilgili beklentileri ‘gerçekçi’ sınırlara indirmek çoğunlukla gereklidir. Aileler sınırlarının farkında olmalıdırlar. Güven ve sorumluluk vermeli, önemsemeli, eleştiride bulunurken mutlaka çocuğun olumlu yönlerini de vurgulamalıdırlar. Onların içinde bulundukları durumu ve hissettiklerini anlamaya çalışmak yani ‘empati’ yapmak çok önemlidir.

cocuklarinbasarisi

Sınavı ölüm kalım meselesi haline getirmeme, onlara sınav sonucu ne olursa olsun ‘biricik ve değerli’ olduklarını hissettirme, sonuca bakmaksızın onlara sevgi vermeleri gerekir. Bu desteği verirken içi boş ‘kazanamazsan da sağlık olsun’ yerinde davranışlarla desteklen içten bir mesaj olması önemlidir. Çocuklarımızın bizim gerçekte neyi beklediğimizi ve neyi kast ettiğimizi hissettiklerini akıllarından çıkarmamalılar. Ayrıca asla kıyaslama yapmamalıdırlar. Bu şekilde çocuklarının omuzlarındaki yükü bir miktar azaltabilirler.

 Saygılarımla

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna ilişkin diğer yazılara ulaşabilmek için tıklayınız.

Bu yazının tüm hakları psikiyatricocuk.com'a aittir. "www.psikiyatricocuk.com" biçiminde açık kaynak gösterilmek kaydıyla yayınlanması için tarafımıza başvuru yapılabilir.

Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip yapılacaktır. ©

 

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Ahmet Şenses

Uzm. Dr. Ahmet ŞENSES, 1981 yılında Samsun'da doğmuştur. 1991 yılında 25 Mayıs Havza İlkokulu'nda, 1994 yılında 25 Mayıs Ortaokulu'nda ve 1997 yılında İzmir Çimentaş Lisesi'nde lisans öncesi eğitimini tamamlamıştır. 2007 yılında ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp eğitimini tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 2007 yılında Tokat Zile Güzelbeyli Sağlık Ocağı'nda Pratisyen Hekim olarak görev yapmıştır. Aynı yıl Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı'nda başladığı ihtisas eğitimini 20012 yılında tamamlayarak Çocuk ve Ergen Psikiyatrsiti olmuştur. 2012-2014 yılları arasında Isparta Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Kliniğinde Uzman Hekim olarak görev yapmıştır. 2014-15 yılların da ise Aydın Kadın Doğum Hastanesi ve Aydın Devlet Hastanesi'nde dönüşümlü olarak ...

Etiketler
Sınavda konsantrasyon eksikliği
Uzm. Dr. Ahmet Şenses
Uzm. Dr. Ahmet Şenses
Aydın - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Facebook Twitter Instagram Youtube