Sac ekiminde fue teknigi

Sac ekiminde fue teknigi

FUE teknik saç nakli yapacak doktor, mutlaka donör alandaki saçların yapısını iyi muayene etmelidir. Kıvırcık, düz, ince, kalın, deri içindeki katmanlar ( üst deri, alt deri ve deri altı yağ tabakası) ile ilişkisini iyi bilmelidir. Elbette bu standart bir ölçüm değildir. Yani her hastada bu veriler aynı olmayacağı gibi, aynı hastanın donör bölgesinde farklı alanlar için de farklıdır. Örnek vermek gerekirse, iki kulak arasındaki saç folliküllerinin derinliği farklı, kulak üstü bölgede ise daha farklıdır. Doktorun bu değişik bölgelerin yapısını bilmesi ve bu bilgisini hastanın donör alandaki saç yapısı ile birleştirmesi gerekir.
Bazı hastlarda dışardan bakıldığında düz ve yoğun saçları ekstraksiyonun kolay olacağı sanısı yaratabilir ama aynı hastanın eğerki saç folliküllerinin deri içine yerleşimi derin ise ( genelde 5mm'den uzun ise) ve saç follikül yapısı özellikle çoklu greftlerde ayrık ise ekstarksiyon sanılanın aksine çok zor olabilir.

Özetle iyi muayene ile başlayan bilgiler, girişimin ilk dakikalarında elde edilen veriler ile birleştirilmeli, toplam çıkarılması beklenen greft sayısına ulaşma hedefini tutturmak için bu bilgiler ışığında dikkatli bir ekstraksiyon yapılmalıdır. Saç folliküllerinin derinliği, ayrık bacak olup, olmaması, derinin esnekliği veya sertliği, donör bölgenin sıklığı, çoklu greft oranı gibi parametreler ekstraksiyonun başarısını belirler.
Kullanılan ekstraksiyon punch'larının çapının doğru seçimi de, bu parametreler ve verilerle birlikte, ekstarksiyonun başarısı etkiler. Bir örnek verelim: Diyelimki, bir donör bölgeden 0.8mm punch ile 3000 greft toplanmak isteniyor olsun. 3000 greft içinde eğerki hastanın bizim normal/ortalama yoğunlukta ve kalitede diyebilieceğimiz bir donör alanı varsa; birli greft oranının %15'i geçmemesi gerekir. Yani en fazla 450 birli greft çıkarılması gerekir. Eğerki doktor bunu 0.8mm punch ile yapabiliyorsa punch çapını dogru seçmiştir. Ama bunu 0.7mm çap ile yapamıyor, bu çapla çalıştığında 700-800 birli çıkarıyorsa ama toplamda 3200 greft çıkarıyorsa, en fazla %15 oranını tutturamıyor demektir. 3200/800 der isek, %25'lik bir birli greft oranı yakalıyor demektir ve bu donör bölgenin “iyi kullanılmadığını” gösterir.

Ez cümle; fazla greft çıkarmak küçük çaplı punchlarda daha olanaklıdır ama bu greft kalitesini bozar nitelikte ise operasyonun başarı şansını düşürür. Çünkü saç naklinde dolgunluğu ve yoğunluğu sağlayan ana etmen, greft kalitesinin yüksekliği ve toplam greft sayısı içinde üçlü / çoklu greft sayısı oranının yüksekliğidir.
Burda ideal bir hasta operasyon örneği vererek yola devam edelim:
3000 greft topladınız, 0.8mm punch kullandınız, 350 birli çıkardınız, kalan 2650 greft ise ikili/ üçlü olarak %50/50 olarak konfigüre edildi diyelim.
Şimdi operasyon planınıza göre bu ideal toplam sayısı cm2 başına 35-40 greft norwood4 derece saç kaybı olan bir hastaya nakledeceksiniz. 35-40 rakamı da ideal bir rakamdır. Nedeni taranabilir ölçüde saç sıklığı yaratır. Ayrıca cm2 başına 40 greft rakamı, tutma oranı en yüksek yoğunluk oranıdır. Yani 60 yapmak isterseniz, bu sefer tutma oranını riske atarsınız.
Ekim aşamasına geçtiğinizde;
0.9mm punch ile almak yerine 0.8mm punch kullanmanın avantajını açılacak ekim kanallarında yaşarsınız. Çünkü ekim kanallarının çapı da, alım punchlarının çapı ile örtüşmelidir. Yine örnek vermek gerekirse, 0.8mm ile aldığınız grefti, 0.6mm çapında bir kanal açıp, içine yerleştirmek isterseniz, ne yazikki yerleştirme sırasında o greft zarar görür ve yetişmez, tutmaz, büyümez.

Ekim kanallarında cm2 başına ekilecek ideal greft sayısını belirlediniz ve ekim kanallarının çapını doğru seçtiniz ama bu yeterli değildir. Ekim alanının özel bölgelerine göre de yoğunlukları değiştirmeniz gerekir, daha iyi sonuç ve görüntü için. Elinizdeki iyi toplanmış, birli/ çoklu oranı ideal, cm2 başına ortalama 40 greft yerleştireceğiniz nrw4 derece hastanıza bu 3000 grefti sıradan yer zeminine benzer parke gibi döşerseniz, görüntü ortaya çıktığında belki siz kendinizi “ öncesi/sonrası” fotograflarında başarılı bulabilirsiniz ama detaylar önemldir, detaylarda memnun olmayabilirsiniz. Mesela hepsi eşit yoğunlukta yapılmış bir ekim hastayı ve aslında sizi dikkatli incelediğiniz zaman memnun etmeyebilir. Nedeni de büyük ihtimalle şudur. “Brigde” yani köprü bölgesindeki yoğunluk mutlaka biraz daha fazla olmalıdır ki, hasta “başın yuvarlaklığını” örten bu bölgeyi aynada bakınca hala yuvalarlak ve biraz açık olarak görmesin...

Bu bölgeye “perde ekimi” bölgesi diyoruz. Bu bölgenin daha sık çalışılması saç ekiminde sonucu hasta ve doktoraçısından çok daha memnun edici bir niteliğe taşır.

Tabi bu da yetmez. Diyelim ki, perdeyi de oluşturdunuz. Bu aşamada doktorun bilmesi gereken şey şudur. Saç çizgisinde, ön bölgede, perde ve köprü bölgesinde ve nihayet arka bölgeye eriştiğinde, uygun çaplar seçerek ekim kanallarını açsa bile bu farklı bölgelerde farklı derinliklerde ekim kanalları açması gerekir. Bunu da bilmesi gerekir. Aynı zamanda donör alandan çıkardığı saç follikülerinin uzunluğu ile de bu seçimlerini birleştirmelidir. Gereğinden fazla derin ve sık açılan kanallar, derinin kan dolaşımını bozar ve büyük oranda ekilen saçların “tutmaması” ile neticelenir.
Bu durum saç ekiminde hasta ve doktor açısından en istenmeyen sonuçtur.
Bu aşamaya kadar herşeyi doğru yapan bir doktorun artık, ekim kanallarına greftlerin zarar verilmeden yerleşirilmesi için asistanlarına güvenmesinden baska çaresi yoktur. Bu aşamaya kadar herşeyi doğru yapmış bir doktorun, eğerki yerleştirme asistanları ile uzun süredir, sabit, stabil bir birlikteliği varsa, yani asistanlar da bu konuda “eğitimli” ise sonucun mükemmel olmaması için hiçbir sebep yoktur.

Sonuç:
– - Titiz analiz
- Operasyon başı donör alan saç follikülerinin yapısı konusunda doğru bilgi
- Bu bilgi ile kaliteli ekstraksiyon/ yeterli greft sayısı
- Doğru plan ve dogru ekim konfigürasyonu
- Doğru ekim kanalları
- Titiz yerleştirme

Bu 6 parametreyi birbiri ile bütünleştiren, birbiri ile uyumlu eşleştiren ve bu teknik senaryoyu, her hastanın dökülme şeklinde göre revize edebilen, estetik birikim taşıyan ve vizyon üreten doktorlar her zaman hastalarına yardım etmiş, onların şikayetlerini, saç kaybı sorunlarına doğru çözümler üretmişlerdir.
Mükemmel sonuçlar her zaman bu sayede mümkündür.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Gökhan Gür

Dr. Gökhan Gür, tıp eğitimini 1994 yılında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Albany State University'de dil eğitimi aldı. 

Dr. Gür, 2003 ile 2012 yılları arasında Medicana Hastanesi'nde;2012 ile 2014 yılları arasında İstanbul Transmed Saç ve Estetik Cerrahi Merkezi'nde çalıştı. Şuanda kendi özel muayenehanesinde hasta kabullerine devam etmektedir.

Dr. Gür'ün özel ilgi alanları arasında Saç Dökülmesi, Saç Hastalıkları, Alopesi Areata yer almaktadır.

Etiketler
Fue saç ekimi
Dr. Gökhan Gür
Dr. Gökhan Gür
İstanbul - Medikal Estetik Tıp Doktoru
Facebook Twitter Instagram Youtube