1940’lı yıllarda Dr. Medewar’un çalışmasından ortaya çıkan reprodüktif immünoloji, ona en nihayetinde Nobel Ödülü kazandırmıştır. Dr. Medewar, dişi bir farenin erkek partnerinden alınan bir organın dişi farede kabul edilmediğini ama eğer fare erkek farenin yumurtasıyla hamile kalmışsa bu organın ret edilmediğini gözlemlemiştir. Ayrıca her hangi bir erkek fareden alınan organı dişi farenin bünyesinin kabul etmediğini, ancak organın karnında taşıdığı embriyonun babasından olursa kabul ettiğini fark etmiştir. Bu da dişi farenin bağışıklık sisteminin babanın bazı organlarına karşı “seçici tolerans” gösterdiğini ispatlamıştır.
Annenin bağışıklık sisteminin bir embriyoyu kabul etmedeki belirgin rolüyle alakalı başka araştırmalar da yapılmaktadır. Bugün bağışıklık sisteminin tam işlevi ve bunun hamileliği nasıl etkilediği hakkında oldukça bilgi sahibiyiz. Bağışıklık sisteminin işlevindeki kusurlar ve bunların tekrarlanan düşüklerle nasıl sonuçlandığı hakkında birçok bilgi bulunmaktadır. Çok şükür ki bu tedavi yönetmelerinin geliştirilmesi dünya çapında bir çok anne adayının başarılı bir hamilelik geçirmesine olanak vermiştir.