Doktor hastasını muayene ettikten sonra içinde özel bir jel bulunan küçük tüplerin içine az miktarda kan alır ve santrifüj işlemi uygular. Bu işlemin sonunda tüplerdeki kan bileşenlerine ayrılır: Yani her mililitresinde yaklaşık 200.000 trombosit bulunan bu kanın kırmızı hücrelerden oluşan kısmı ayrılır, böylece mililitrede 1,5 milyona kadar trombosit yoğunluğuna sahip olan bir jel elde edilir. İşte buna PRP adı verilir. Trombositlerin kanın pıhtılaşması ile ilgili işlevleri var, fakat aynı zamanda bir doku hasarının iyileşmesini sağlayıcı özellikteki büyüme faktörlerini de salgılıyorlar.
PRP tüm kas-iskelet sistemi hastalıklarında diz ağrıları, kireçlenmeler, menisküs yırtıkları, omuz kas yırtıkları, donuk omuz, bilek sinir sıkışmaları, tetik parmak, dirsek ağrıları, el bileği ağrıları, ayak bileği ağrıları, kalça ağrılarında, geçmeyen kuyruk sokumu ağrıları tedavi edici amaçla yapılmaktadır. PRP 15’er günlük aralarla 3-4 seans yapılır. PRP tedavisi bir tür semptom baskılama yöntemi olmayıp direk olarak hastalığı tedavi etmeye yönelik bir metottur.
Diğer ana kullanım alanı da estetik üzerinedir. Özellikle yüz, boyun, saç, el, boyun gibi istenen bölgeye uygulanıyor. Cilt daha parlak ve canlı görünür. Özellikle yüz bölgesinde karşılaştığımız güneş ve yaşlılık lekeleri yumuşar, göz altı bölgesi torbalanmalar ve mor renk değişikliklerinde düzelme olur. İnce çizgiler yumuşar. İnsanlar “Çok genç görünüyorsun. Estetik ameliyat mı yaptırdın?” diye sorabilirler. Oysaki son derece doğal bir yöntem olan PRP sadece zaten sizde olanı size daha güçlü bir şekilde geri verir. Bu da cildinizin savunma mekanizmasıdır. Bir güzel tarafı da PRP’nin etkileri uygulama yapılan bölgenin çevresinde de görülür. Yüze yaptırdığınızda saçlarınız da canlanır. Mezoterapi ile uygulanan uygulamalı PRP 15’er günlük aralarla 3-4 seans yapılır. 8-10 ay sonra 3-4 seanslık bir kür daha yapılır.