POLİKİSTİK OVER SENDROMU NEDİR? (PCOS)

Op. Dr. Sevim Turhan
Op. Dr. Sevim Turhan
25 Nisan 2016410 görüntülenme
Randevu Al
POLİKİSTİK OVER SENDROMU NEDİR?  (PCOS)

Polikistik over sendromu, adet düzensizliği ve kıllanmanın en sık görülen sebeplerindendir. Klinik bulgular çok değişken olabilir. Tanıda

Majör kriterler:

1) Kronik anovülasyon (yani yumurtlama olmaması)

2) Hiperandrojenemi (yani kıllanmayla ilgili hormonların yüksek olması veya vücutta kıllanmanın görülmesi)

Minör kriterler:

1) İnsülin direnci

2) Kıllanma ve obezitenin erken dönemde başlaması

3) Artmış LH/FSH oranı

4) Androjen yüksekliğiyle birlikte yumurtlama bozukluğu

Polikistik over sendromunda tipik olarak seyrek adet görmeyle amenore (yani hiç adet görememe) arasında değişen adet bozuklukları görülür. Kural olarak PCOS’lu hastalarda anovülasyon (yumurtlama olmaması) görülür. Düzenli adet gören hiperandrojenik kadınlarda bile bu oran %21’dir.

Yine genç kızlarda görülen sivilcelerin de büyük çoğunluğu PCOS’la ilgilidir.

Obezite hastalarının %50 sinden fazlasında görülür.

Makroskobik olarak PCOS’lu kadınlarda overler normal boyutlarının 2 ile 5 katı kadar daha büyüktür. Yumurtalık çeperine yakın çapı1 cm’den küçük multiple kistlerle karakterizedir.

Tedavi, hastanın klinik bulgularına ve ihtiyaca göre yapılır. Obez hastalarda kilo verme ilk tedavi basamağıdır. Kıllanma ile ilgili hormonları baskılayıcı tedavi gerekebilir. Adet düzensizliği olanlarda mutlaka düzenleyici tedavi gerekir. Gebelik isteği olan hastalarda da uygun tedavi seçenekleri değerlendirilir.

MYOMA UTERİ

Myomlar, iyi huylu rahim tümörlerinin en yaygın olanlarıdır. Rahmin üç tabakası içine yerleşebileceği gibi rahim ağzında veya rahim içinden sarkacak şekilde saplı olarak da bulunabilirler.

35 yaş üzeri kadınlarda belirti vermeden %40’lar civarında bulunabilir. Çoğunlukla da muayene esnasında tesadüfü olarak saptanırlar. Tek bir myom olabileceği gibi sıklıkla çok sayıdadırlar.

Myomların yarıdan daha azı belirti verir.

Myomların oluşma nedenleri bilinmemektedir. Ailesel yatkınlık myom görülme sıklığını artırmaktadır. Hormon düzeylerinden etkilenirler. Bu nedenle gebelikte büyüme ve menapozda küçülme potansiyeline sahiptirler. Büyüklükleri çok değişken olabilir. Kıvam olarak da genellikle sert olarak tanımlanırlar.

Myomu olan hastalarda hekime en sık başvuru nedeni kanamalardır, bunun dışında ağrı ve bası bulguları görülebilir.

Tedavide hastanın şikayetlerine ve myomun büyüklüğüne göre tedavi planı yapılmalıdır. Ameliyat yapılabilir ya da sadece ultrason ile myom boyutları takip edilebilir.

RAHİM AĞZI KANSERİ VE HPV AŞISI

Rahim ağzı kanseri, smear tarama programları ve erken dönem lezyonlarının etkin tedavisinin mümkün olması nedeniyle önlenebilir bir kanser türü olarak kabul edilir.

Servikal kanser için birçok risk faktörü vardır. İlk ilişki yaşının küçük olması (<16 yaş) çok sayıda seksüel partner, sigara içilmesi, ırk, doğum sayısının fazla olması ve düşük sosyal ekonomik düzey bunların arasında en başlarda sayılabilir.

Günümüzde human papillama virüsünün (HPV) servikal kanserin gelişiminde en önemli etiyolojik ajan olduğu üzerinde durulmaktadır. Yapılan çalışmalarda serviks kanseri olgularının neredeyse tümünün (%99) HPV’nin belirli tiplerinden kaynaklandığı gösterilmiştir.

Pelvik muayene, smear ve kolposkopi erken dönemde tanı koymaya yardımcı olmaktadır.

Hastalarda en sık görülen şikayet kanamadır. Çoğu kez ilişki sonrası kanama görülür. Ama düzensiz ya da menapoz sonrası kanama şeklinde de olabilir.

Düzenli olarak pap smear testi yapılması hastalığın erken dönemde tespit edilmesini sağlayabilmektedir. İlk cinsel ilişkiden üç yıl sonra ya da 21 yaşından itibaren yıllık pap smear testi yapılması ve arka arkaya üç smear normalse daha sonra 2 – 3 yılda bir smear testi yapılması önerilmektedir.

Rahim Ağzı Kanseri Aşısı ( HPV Aşısı )

Rahim ağzı kanseri ve HPV (Human papilloma virüsü) nin yakın ilişkisinden dolayı HPV’ye karşı aşı geliştirilmiştir. Ülkemizde iki tür HPV aşısı bulunmaktadır. HPV aşısı virüs ile karşılaşmadan önce yapılırsa koruyuculuk %100’e yakındır. 

HPV aşısı 9-26 yaş arası bayanlara önerilmektedir. Buna karşın aşıyı 55 yaşına kadar uygulayan ülkeler de vardır. Fakat yaş ilerledikçe ve cinsel partner sayısı arttıkça aşının etkinliği azalmaktadır.

Aşı yaptırılsa bile smear takiplerine devam edilmelidir.

 

Yazar Hakkında

Op. Dr. Sevim Turhan

Op. Dr. Sevim Turhan

Op. Dr. Sevim TURHAN, lisans öncesi öğrenimini Ankara'da bitirmiştir. Ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında dereceyle tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Ankara Numune Hastanesi Kadın Doğum kliniğinde yapmış ve 1994 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır