Pnömotoraks (akciğerde hava toplanması)

Akciğerler ile göğüs kafesi arasında potansiyel boşlukta hava birikmesine ve akciğerin sönmesine Pnömotoraks denir. Pnömotoraks sebeplerine göre üçe ayrılır: Primer spontan (kendiliğinde gelişen), Sekonder (Altta yatan akciğer hastalığına bağlı) Spontan Pnömotoraks ve Travmatik pnömotoraks. Tipik belirtiler ani başlangıçlı göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır. Tedavi seçenekleri pnömotoraksın miktarına ve hastanın durumuna göre değişebilmektedir.

Pnömotoraks (akciğerde hava toplanması)

Akciğerler ile göğüs kafesi arasında potansiyel bir boşluk vardır. Akciğerde herhangi bir hasar sonrası veya göğüs kafesinde bir açılma sonrası bu boşluğa hava birikmesine ve akciğerin sönmesine "Pnömotoraks" denir.

Normalde göğüs içi basınç dış atmosferden daha düşüktür, negatiftir. Bu sebeple göğüs kafesine delici kesici bir aletle yaralanma olursa atmosferden içeriye hava girer.

Pnömotoraks sebeplerine göre üçe ayrılır:

1. Primer spontan (kendiliğinde gelişen) pnömotoraks

Herhangi bir çarpma, düşme, kaza hikâyesi ya da bir akciğer hastalığı olmayan kişilerde, akciğerdeki küçük hava keseciklerinin (bül) patlaması ile olur. Büller, genelde uzun boylu, dar göğüs kafesli, genç erkeklerde görülür. Hava basıncı değişimleri bül patlamasını tetikler. Ailesel yatkınlık olabilir, sigara içenlerde biraz daha fazla görülebilir ve bulgular daha şiddetlidir.

2. Sekonder Spontan Pnömotoraks

Altta yatan akciğer hastalığı vardır. KOAH ve amfizem  en sık görülen nedendir. Bunun dışında bazı enfeksiyon hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kanser veya tüberküloz gibi nedenlerle de gelişebilir.

3. Travmatik pnömotoraks

Pnömotoraks gelişmesi için bir sebep vardır ve genelde normal akciğer yapısındadır. Trafik kazası, silah veya bıçak yaralanması, patlama, ezilme gibi travmaya bağlı olarak akciğerde hasar oluşur ve söner.

Bazıları kırılan kaburganın batması ile gelişebileceği gibi bazen kırılma olmadan, ani darbe veya dalgıçların tüple dalışları sonrası gibi basınç değişiklikleri ile de meydana gelebilir.

Akciğerden veya akciğer zarından iğne biyopsisi, akciğerden sıvı boşaltma, büyük damarlara kateter takılması sırasında, laparoskopik cerrahi, solunum cihazı gibi tıbbi girişimler sırasında da pnömotoraks gelişebilir.  

Belirtiler ve bulgular:

Tipik belirtiler ani başlangıçlı göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır. Primer spontan pnömotoraks genelde hasta istirahatte iken gelişir. Normal akciğer filmi büyük oranda tanı koydurucudur. Gerekli durumlarda çekilen tomografi ile hem pnömotoraksın tam boyutu hem de altta yatan sebebi hakkında değerli fikirler verir.

Tedavi seçenekleri:

Bazı pnömotorakslar takip ile gerileyebilecek kadar azdır ancak bazen de giderek artan basınçlı tansiyon pnömotoraks şeklindedir ve kısa sürede tanınıp tedavi edilmezse ölümcüldür. Tedavi şekli pnömotoraksın miktarına ve hastanın durumuna göre karar verilmelidir. 

Gözlem: Özellikle küçük sınırlı pnömotoraksta ve nefes darlığı olmayan hastalarda uygulanır. Hava göğüs boşluğundan yavaş yavaş emilir. Burundan oksijen desteği emilimi 3-4 kat artırır. Bu hastaların, 24-48 saat gözlem amaçlı yatırılıp, boşluk gidene kadar muayene ve filmle kontrol edilmeleri önerilmektedir.

Küçük çaplı kateterler: uyuşturularak yerleştirilen ince plastik kateter sistemi ve tek taraflı çalışan valf ile boşaltılır. Evde takibe uygun bir sistemdir.

Tüp takılması: standart tedavi şeklidir. Uyuşturularak göğüs boşluğuna bir kateter yerleştirilir, dışarıdaki ucu suyun altında bırakılır. Böylelikle her nefes verişte hava dışarı çıkar ancak nefes alınca geri gelemez.

Cerrahi tedavi: tüp takılmasına rağmen 7 günden uzun süren eden hava kaçağı ve açılmayan akciğer, eşlik eden ve kanama, tekrarlayan pnömotoraks,  sağlık merkezine uzakta oturan, tekrarlarsa yetişemeyecek hastalarda veya pilot, dalgıç veya gemici gibi sık sık basınç değişikliği yaşayan hastalarda ameliyat seçeneği gündeme gelir.

İki türlü ameliyat vardır, kapalı ve açık cerrahi.

Kapalı ameliyat (VATS): Cerrahi travmanın en az olması, ameliyat sonrası ağrının ve fonksiyon kaybının az olması, hastanede yatış süresinin kısalması, kozmetik üstünlük, aktif işe dönüş süresinin kısa olması, daha az kan kaybı kapalı ameliyatın avantajlarıdır.

Açık ameliyatta ise özellikle altta yatan akciğer hastalığı olan hastalarda daha geniş bir alan değerlendirileceği için açık cerrahi seçilmelidir.

Plörodezis (zarları yapıştırma): Akciğer zarlarının arasına çeşitli maddeler vererek akciğeri göğüs kafesine yapıştırmak ve havanın toplanacağı yeri kapatarak pnömotoraksın tekrarını önlemek için kullanılabilecek ek bir yöntemdir.

Bu makale 19 Eylül 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bülent KARGI, 1969 yılında Erzincan'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1992 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır.

İhtisasını ise, İstanbul Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezi'nde tamamlayarak 1998 yılında Göğüs Cerrahisi Uzmanı olmuştur.

İstanbul Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'nde ve  Antalya Atatürk Devlet Hastanesi'nde görev yapmış olan Yrd. Doç.Dr. Ahmet Bülent KARGI, 4 adet uluslararası, 23 adet ulusal makalesi, 1 adet uluslararası, 9 adet ulusal bildiri ve 1 adet kitap bölümü sahibi olup, mesleki çalışmalarına ise, Bucak Devlet Hastanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Göğüs ağrısı sebepleri
Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı
Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı
Antalya - Göğüs Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube