Panik atağı (panik bozukluğu)

Panik atağı (panik bozukluğu)

Panik Atağı, günümüzde toplum genelinde artan oranıyla, bireylerin yaşam kalitesini, sosyal etkileşimini ve iş hayatını olumsuz etkilemesiyle kendini gösteren psikiyatrik bir bozukluktur. 

Karakteristik olarak, adından da anlaşılacağı gibi atak (ani, beklenmedik) şeklinde ortaya çıkar, ilk atakta kişi tam anlamıyla ''neye uğradığını şaşırır''. Dehşet duyguları içinde, hayati bir durum içinde olduğunu düşünür, çok şiddetli bir kaygı duygusuna kapılır. Ataklar bedensel ya da zihinsel bir takım durumlarla (Kalp çarpıntısı, göğüste sıkışma hissi, nefes alamıyor ya da boğuluyormuş gibi olma, el ayakta uyuşma, hissizlik, baş dönmesi, dengeyi kaybetme hissi, bayılacak gibi olma hali, kontrolünü kaybetme korkusu, aklını kaybettiği düşüncesi, kendine yabancılaşma) başlar. Buraya kadar anlatılan panik atağıdır, bir hastalık değildir henüz. Bu aşamada atak sadece geçirilmiş bir durumu anlatır. 

İlk kez panik atağı ya da benzer bir durumu yaşamış iseniz, bir kez genel tıbbi bir muayeneden geçmeniz fayda vardır. Bu muayene ile herhangi bir organ, sistem sorunu olup olmadığı araştırılır. Herhangi bir tıbbi sorun saptanırsa öncelikle o sorunun tedavisi yapılmalıdır. Panik atağında hiç bir tıbbi neden saptanmaz. Yapılan tıbbi tetkikler ve incelemeler normal olarak sonuçlanır.

Her panik atağı, psikiyatrik bir bozukluk olan ''panik bozukluğu'' na dönüşmez. Aslında panik atağı evinizin atan sigortasına benzetilebilir, sigortanın atması sadece sistemin aşırı yüklendiğinin işaretidir, sigorta atmıştır ancak sorunun çözümü başka yerdedir. Panik atağı, aşırı çalışma, dinlenmeme, uzun süreli uykusuzluk, aşırı kahve ya da çay tüketme, aşırı gerginlik yaratan durumlarla karşı karşıya kalma gibi zor durumlara karşı bir tepki olarak ortaya çıkar. Yani bazen sadece bedensel yorgunluk dahi panik atağını başlatabilir.

Bu aşamada durum doğru bir şekilde ele alınır, doğru bir yaklaşım sergilenirse, panik bozukluğu gelişmeden denetim altına alınabilir. Ancak gerek bedensel gerekse zihinsel olarak yaşanan yukarıda anlatılan durumları her zaman bir psikiyatrist yardımı ile yönetmek gerekir. Her ne kadar hayati bir hal oluşturmasa da, panik bozukluğu gelişmesi ve kronikleşme olasılığı göz önüne alınarak, tanı aşamasından tam tedavi aşamasına kadar dikkat ve özenle takip edilmesi gereken bir süreç olduğu unutulmamalıdır. 

Bu yazıda panik atağı (panik bozukluğu değil) hakkında genel ve bilimsel temellere dayanan kısa bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Benzer sorunları yaşayan bireylere ne tür bir yardım almaları gerektiği konusunda yardımcı olmak amaçlanmıştır. Daha ayrıntılı bilgi ve yardım almak için psikiyatri uzmanınızla görüşmenizi tavsiye ederim.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Mahmut Emre Kızıl

Uzm. Dr. Mahmut Emre Kızıl,lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ahmet Yesevi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2004 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Bezmi Alem Üniversitesi'nde tamamlayarak 2010 yılında Psikiyatri Uzmanı olmuştur. 

Uzm. Dr. Mahmut Emre Kızıl, Mesleki çalışmalarına Özel muayanehanesi'nde devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Panik atak belirtileri
Uzm. Dr. Mahmut Emre Kızıl
Uzm. Dr. Mahmut Emre Kızıl
Ankara - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube