Genelde çocuk okula başladıktan sonra sorun farkedilse de, gelişim dönemlerde geç konuşma, ince motor gelişimde gecikmeler, sakarlıklar, zamanı, sağını solunu öğrenmede zorluklar, öğrendiğini düşündüğümüz şeyleri unutması, dağınık olması, oyun kurma sürdürme becerisinin iyi olmaması, kuralları anlama ve uygulamada yaşadığı zorluklar gibi bir çok şey okul öncesinde izlenebilir. Ama daha küçük öğrenir düşüncesi bir sorun olduğunu anlamamızı güçleştirir.
Bu nedenle ebeveynler, ya da çocuğa bakım verenler, okul öncesi eğitim kurumlarında ki eğitimciler ve okul dönemi eğitimcilerin öğrenme bozuklukları konusunda bilgi sahibi olması çok önemlidir. Çünkü öğrenme bozukluğu çocuğun sadece akademik gelişimini olumsuz etkilemez.
Onun kendiyle ilişkisi, sosyal ilişkileri, psikolojik ve sosyal gelişimini de olumsuz etkilemektedir. Kendine güvensiz, içe dönük ya da hırçın, huzursuz, öfke kontrolü zor çocuklar olarak karşımıza çıkabilirler. Yapamıyorum kaygısının ve yapamadıkları şeyler için sürekli uyarılmalarının onların iç dünyasını nasıl etkileyebilir bir an durup düşünmenizi öneririm. Önünüze bilmediğiniz dilde bir kitap konuldu ve okumanız istendi. Nasıl hissedersiniz? En basit anlatımla zorlandığınız şeylerden kaçmak bizim için bile kolay bir seçenekken çocuklarımızın bu kaçınmalarını görmezden gelmek, onların yalnız, çaresiz hissetmelerine neden olmaz mı?
Birşeyi yok düzelir demek yerine çözüm aramanız onlar için yapacağınız en güzel şey olacaktır. Öğrenme bozuklukları konusunda farkındalık sağlamak biz profesyonel çalışanların görevi ve her platformda bunu vurgulamaktan çocuklarımız için vazgeçmeden sabırla anlatmaya devam etmeliyiz. Herkese sevgiler.
Özgül öğrenme bozuklukları sanıldığından daha yaygındır.
