DSM-5 Özgül öğrenme bozukluğu için dört tanı ölçütü belirlemiş; kişinin gelişim, sağlık, aile ve eğitim alanlarında bilgisi, okul hayatından alınan bilgiler ve ruhsal-eğitsel yönünün, klinik yönden bir araya getirilerek değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiştir.
A. Öğrenme ve okul becerilerinde güçlükler; gerekli önlemlerde bulunulmuş olmasına rağmen, en az 6 aydır devam eden, aşağıdaki belirtilerin en az birinin varlığı;
Kelime okumanın çok çaba gerektiriyor olması ve yavaş ya da yanlış okunması,
Okuduğunu anlama güçlüğü,
Harfi yazma/söyleme güçlüğü,
Yazı dilinde güçlükler yaşaması,
Sayı algısında, hesaplamasında ya da sayı gerçeklerinde güçlükler yaşaması,
Sayısal akıl yürütme güçlükleri.
B. Okul becerilerinde etkilenme, kapsamlı klinik değerlendirme ile doğrulanan ve bireysel olarak uygulanan başarıyı belirleyen, geçerli ölçümlerle, kişinin kronolojik yaşına göre seviyesi ölçülebilir derecede yaşıtlarının altındadır ve iş veya okul ile alakalı başarıyı ve günlük yaşam aktivitelerini ileri derecede bozar. On yedi yaşından önce geçerli değerlendirmede bulunulurken sonrasında işlevselliği bozan, belgeli öğrenme güçlükleri öyküsü ile çalışılabilir.
C. Öğrenme güçlüklerinin başlangıcı okul yılları olmasına karşın okulla ilgili gerilikler, bireyin sınır seviyedeki becerisini aşmadıkça kendini tam olarak göstermeyebilir.
D. Öğrenme güçlükleri, anlık bellek yitimleri, düzeltilmemiş görme ya da duyma keskinliği, ruhsal- sosyal zorluklar, okul ortamındaki dili bilememe ya da eğitim yönergelerindeki yetersizlik ile açıklanır.
Okuma bozukluğu ile giden: Sözcüğü doğru okuma, okumada hız ve akıcılık, okuduğunu anlama becerilerini içerir. Disleksi, öğrenme ile ilgili güçlüklerin örüntüsünü tanımlamak için kullanılır. Bu örüntülere harf söyleme ve yazma güçlüğü, sözcüğü doğru tanımlama veya akıcılıkla ilgili sorunlar, anlaşılır dile çevirme zorluğu olarak örnek verilebilir.
Yazılı anlatım bozukluğu ile giden: Harf söyleme/yazma doğruluğu, dilbilgisi ve noktalama doğruluğu, yazı dilinin açıklığı veya düzeni.
Matematik (Sayısal) bozukluk ile giden: Sayı algısı, sayısal gerçeklerin ezberi, hesaplamanın doğru ve akıcı olması, doğru matematiksel akıl yürütme. Diskalkuli, sayısal örüntülerle ilgili öğrenme güçlüğünü tanımlamada kullanılan kavramdır. Bu örüntülere, sayısal bilgi işleme, aritmetik gerçekleri öğrenme ve doğru veya akıcı matematiksel işlem yapma sorunları olarak örnek verilebilir.
OKUMA BOZUKLUĞU DİSLEKSİ
Bireysel olarak uygulanan standart okuma testleri ile ölçüldüğü üzere kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi, yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma ve okuduğunu anlama becerilerin beklenilenin önemli ölçüde altında olma durumu “okuma ve/veya okuduğunu anlama bozukluğu” olarak adlandırılmaktadır. Yani çocuğun zihinsel gelişimi yaşına uygun olmasına karşın okuma düzeyinin, beklenenin önemli ölçüde altında olduğu durumda okuma bozukluğu söz konusudur.
YAZMA BOZUKLUĞU DİSGRAFİ
Yazma bozukluğu olan öğrenciler yazı kopyalama ve dikte görevleri sırasında; yazarken sesleri, sözcükleri doğru yazmada güçlükler yaşamaktadır. Ayrıca yazının biçimi ve yazı düzeni açısından da (sözcükleri bitişik yazma, büyük küçük harfleri karışık bir şekilde kullanarak yazma gibi) güçlükleri olabilmektedir. Bu nedenle yazma becerilerinde güçlükler yaşayan öğrenciler yazma içerikli görevlerden kaçınabilir, yazı yazarken gergin bir tavır sergileyebilirler. Yazma becerilerinde beklenen yetkinliğe ulaşamamaları da çocukların hem akademik başarı hem de benlik saygıları üzerinde olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Sadece zayıf el yazısının olması çocuğun yazma bozukluğu (disgrafi) tanısının olduğu anlamına gelmemektedir. Yazma bozukluğu olan çocuklar zayıf el yazısının yanı sıra genellikle kalemi çok sıkı ya da tuhaf bir şekilde tutabilir, sözcük içerisindeki sesleri karıştırabilir, yazma sırasında dilbilgisi kurallarına uyum sağlamakta ve eş zamanlı düşünme ve yazmada güçlük yaşayabilirler. Ayrıca yazma bozukluğu olanlar hızlı ve okunaklı yazmayı çok zor bulurlar ve çalışma belleğini normalin üzerinde kullanır, konsantrasyon için çok emek harcarlar. Karışık el yazısı, zayıf harf düzeni, düşünceleri yazıya dökmede güçlük, sözcükteki harfleri farklı boyut ve biçimlerde yazma ve harflerin bir hizada olmaması gibi belirtileri vardır. Yazım hatası, çalışma belleği ve fonolojik bellek (duyulan sesleri yazılı olanla ilişkilendirmek), organizasyon ve görsel uzamsal bellek (görüleni hatırlama) ile ilgili güçlükler de belirtiler içinde yer alabilir.
MATEMATİK BOZUKLUĞU DİSKALKULİ
Matematik Bozukluğu (Diskalkuli), matematik becerilerinin kişinin yaşı, zihinsel gelişim düzeyi ve eğitim düzeyinden beklenenden çok daha düşük olduğu bir öğrenme bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Bu bozukluk durumu düşük zihinsel gelişim düzeyi ya da yetersiz eğitim tarafından açıklanamayan temel aritmetik becerilerin edinimindeki güçlük olarak ele alınmaktadır. DSM-V’te Diskalkuli teriminin, sayısal bilgiyi işlemleme, aritmetikle ilgili bilgileri öğrenme ve doğru ya da akıcı bir şekilde hesap yapabilmede problemlerle tanımlanan güçlüklerin bir örüntüsünü belirtmek için alternatif olarak kullanılabileceği belirtilmektedir. Matematikle ilgili becerilerde güçlük yaşayan pek çok insan vardır ancak matematik bozukluğu olan kişiler özellikle sayısallık kavramı başta olmak üzere temel sayısal kavramları anlamayı gerektiren (sayma, sayısal büyüklükleri karşılaştırma gibi) görevlerde düşük performans sergilemek gibi daha temel sorunlar yaşamaktadırlar ve bu güçlükler okul düzeyindeki aritmetik becerilerinin kazanımını zorlaştırmaktadır.