Oyun terapisi nedir?

Neden Oyun Terapisini Kullanırız? Tüm bu açıklamalardan sonra oyunu biz yetişkinler ve özellikle çocukla çalışan profesyoneller olarak çocuğun iç dünyasını anlayabilmek, kendisini açmayı sağlayabilmek, yaşamış olduğu olumsuz yaşam deneyimlerini ya da travmalarını anlayabilmek için kullaabiliriz. Unutmayın ki bir çocuğu anlamak, bir yetişkini anlamaktan oldukça farklı ve kimi zaman da çok daha zordur. Çocukla iletişim halinde olduğumuz süre içerisinde söylediğin ve yaptığın her şey benim için çok kıymetli, seni görüyorum, duyuyorum ve anlıyorum. Yine düşüncelerine, hislerine ve inandıklarına saygı duyuyorum şeklinde temel mesajları çocuğa hissettirmeli ve bunu kendimiz için olmazsa olmaz olarak Kabul ettirmeliyiz. Çocuğun kendini özgür ve özel hissettiği ortamlarda cezalandırılmaktan korkmadığı zamanlarda ve belli sınırlar içerisinde istediklerini yapabileceği ortamlarda ancak kendisi olabilir. Kendini oyun oynarak çok daha rahat hissedebilir ve ifade edebilir. Oyun onun doğasında vardır ve oyun oynayabildiği sürece çocuktur. Unutmayın ki çocukla olumlu bir terapötik ilişki kurmak oyun terapistinin altın kuralı oyun terapisinin olmazsa olmazıdır.

Oyun terapisi nedir?

                        OYUN NEDİR? NEDEN OYUN TERAPİSİ?

            Oyun farklı disiplinler hatta aynı disiplin içinde farklı bakış açıları ile tanımlanabilecek etkin bir yöntemdir. Oyunun eğitim bilimi ve psikoloji ile ilgili yönlerini konuşacağız. Son zamanlarda yapılan bir çok araştırmada oyunun bireyin özellikle çocukların hayatındaki bir çok alana katkı sağladığı, gelişmesine yardımcı olduğu yönünde bulgular elde edilmektedir. Oyunun çocukların bilişsel açısından potansiyelini en üst düzeyde kullanmasına, karmaşık olaylarla çözüm üretmesine, olaylar ve nesneler arasında ilişki kurmasına ve bunun gibi pek çok bilişsel beceriyi kazanmasına yardımcı olduğuna ilişkin fikirler ve kanıtlar mevcuttur. Çocuğun bilişsel durumunu etkileyen duygu dünyasını oyun aracılığıyla etki edebileceği ve bir çok problemin oyunlarla terapi uygulanarak çözüleceğine dair araştırmalar mevcuttur.

            Oyun Nedir?

            Çocuklar oyun yoluyla bir çok alanda tüm duyu organlaırını kullanarak büyük bir very akışını beyinlerine doğru yönlendirebilirler. Bu veriler doğrultusunda çocukların gösterdikleri davranışı yetişkinler yalan söyleme, saçmalama, davranış bozukluğu, yaramazlık, büyümüşte küçülmüşlük, şımarıklık gibi yakıştırmalarla nitelendirmektedirler.

            Oysa ki çocuklar özellikle küçük yaşlarda kulağıyla duymadığını, gözüyle görmediğini, burnuyla koklamadığını, diliyle tatmadığını, bedensel temasta bulunmadığını bilmez ve söyleyemez. Bu bağlamda gerçekleştirdiği her şey duyu organlarıyla deneyimledikleri olaylardır. Sonraki yaşlarda beyinde toplanan verilerin birbirleri ile ilişkilendrilmesi, neden sonuç ilişkisi kurulması, analiz edilmesi, senteze ulaşılması, değerlendirilmelerde bulunması tamamen öğrenmelerinin sonunda gerçekleşmiştir.

            Oyun türkçede birden fazla anlamıyla açıklanmaktadır. Oyun, vakit geçirilen bir işlem, belli kuralları olan, eğlenceli, şaşkınlık uyandıran bir beceri, bir rolün yorumu, müzikli hareketler, canlandırma üzere yazılan yapıtlar, yarışma gibi tanımlamakla birlikte oyun kimi uzmanlar tarafından amaçsız yapılan bir iş, boş zamanlarda ya da kısa zaman aralıklarında yapılan etkinlik, kendi kendini eğlendirmek için yapılan bir eylem olarak da nitelendirilir. Yine belli kurallara göre gerçekleştirilen, bir kazanç elde etmek için yapılan bir etkinlik de olabilir. Oyun, önemli ve amaçları olan, yaratıcılık, öğrenme ve istekli olmayı sağlayan eylemler olarak da ifade edilmiştir.

 

 

Genel bir tanımla oyun;

  • Belli bir amaca yönelik olan veya olmayan,
  • Kurallı ya da kuralsız,
  • Çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı,
  • Fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişimin temeli,
  • Gerçek yaşamın bir parçası,
  • Çocuk için en etkin öğrenme süreci,

olarak ifade edilebilir.

Oyunun özelliklerinden bahsedecek olursak;

  • Oyun çocuk için zoraki olmamalıdır.
  • Oyun haz verir,
  • Oyun çocukların özgürlük alanıdır,
  • Oyun sembolik, anlamlı ve değişime açıktır,
  • Oyuncular oyunda aktif rol alır,
  • Oyun gizli ya da belirlenmiş kurallarla oynanır,
  • Oyunun pek çok alanla ilgili olması oyun için herkesin Kabul edeceği tek bir tanımın yapılmasını güçleştirmektedir.

            Canlılığın oluşuyla da var olan oyun, tarihsel süreç içerisinde de çeşitli görüşlerle tanımlanmıştır. Bu süreçte oyunun önemi hep vurgulanmış ve oyunla öğrenme gerekli önemin verilmesi üzerinde durulmuştur. Oyunla öğrenmenin, öğretimin çok daha kolay olduğu söylenmiştir. Her canlı oyun oynar. Oyun her yaşta oynanır. Oyun doğumdan ölüme kadardır. Ama bütün özellikleri içinde bulunduran gerçek oyunlar çocukluk dönemlerinde oynanan oyunlardır. Yaş büyüdükçe canlıların hayatında oyunun oranı azalır. Çeşitleri değişir. Özellikleri kaybolabilir. Belli bir yaştan sonra oynanan oyunlar daha fazla kuralları olan sınırları artık daralmış yaratıcılığı ve heyecanı biraz daha azalmış vakit geçirme faaliyelerine dönüşürler. Bir yetişkin düşüncelerini isteklerini duygularını ve inançlarını bzilere kelimelerle anlatabilir. Kendini sözcüklerle ifade edebilir ancak konu çocuk olduğunda aynı şey olmayabilir. Çocuklarla çalışmanın çok farklı yöntemleri olduğu gibi ama bize en çok yardımcı olanın oyun ve oyun aracılığıyla yapılan danışmanlık sürecidir.

           

            Bir çok cocuk danışmanlık almaya tek başlarına gelmezler. Ya da öfkemi kontrol edemiyorum, kardeşimi çok kıskanıyorum ya da x abi bana benim istemediğim birşeyleri yapıyor ya da bakıcım beni sürekli korkutuyor diyerek gelmez. Çocuk için oyun yabancısı olduğu bir çok bilinmeyenle dolu dünyada dış çevreyi anlmaya, onun olanaklarını keşfetmeye çalıştığı çok önemli bir davranış biçimidir.

            Çocuk oyun sırasında yalnızca dış çevreyi anlamaya kavramaya, dış çevrenin olanaklarını kullanmakla kalmaz, kendini de çeşitli özellikleri ile keşfetmeye çalışır. Gelişimsel bakış açısına göre oyun, çocuğun tüm gelişim alanlarına doğrudan ya da detaylı ya da dolaylı olarak katkı sağlayan, amaçlı veya amaçsız, kurallı veya kuralsız, gerçek veya modern mataryallerle olduğu gibi mataryalsizde gerçekleşebilen serbest veya yapılandırılmış bir ortam ve süreye sahip olabilecek her şartta gönüllü katılım ve eğlencenin olduğu, öğrenmeye dayalı, yaşam biçimi olarak tanımlayabiliriz.

            Oyunun Çocuğa Kattıkları

            Çocuk oyun ile birlikte keşif, taklit, gelişim, devinim, öğrenme, farkındalık, yaratıcılık ve kendini ifade edebilmeyi öğrenir. Çocuk oyun sürecinde yaptığı basit hareketler

  • hoplama, zıplama, vurma ile motor gelişimine,
  • konuşma, şarkı söyleme, sayışma ile dil gelişimine,
  • soru sorma, sorun çözme, düşünmesi ile bilişsel gelişimine,
  • üzülmesi, sevinmesi, kızması ile duygusal gelişimine,
  • iletişim kurması, sürdürmesi ve bitirmesi ile sosyal gelişimine katkı sağlar.

            Çocuklar yaşadıkları sorunların çoğunu yetişkinler ve hatta arkadaşları ile paylaşmak yerine genelde içlerine atabilirler. Sorunlarını belli edemeyecek kadar çok korktuklarında ya da kendilerini sıkıntıya sokan şeyin ne olduğunu bilemediklerinden bu duyguların içine sıkışıp kalırlar. Iletişim kurmada duygularını dışa vurmada sorun yaşayabilirler. Ebeveynler sorunun ne olduğunu sorduklarında çoğu zaman yanıt hiç bir şey ya da bilmiyorum olabilir. Çocukların sorunları üzerinde odaklanmak ve yaşamlarındaki günlük sorunlarla başa çıkmalarına yardım edecek şekilde bu sorunlara çözüm bulmak onlar için tedavi edicidir. Çocuklarla kelimeler aracılığı ile iletişim kurmak bazen oldukça güçtür. Oyunun tedavi edici gücü ile çocuklar sorunlarının ne olduğunu ve bunu nasıl anlatacaklarını ve bu sorunların neden olduğu baskıdan kurtulmalarını sağlayacak şeklinde nasıl çözüm bulacaklarını görürler. Çocuğu geliştiren, mutlu kılan faaliyetlerin başında oyun gelmektedir. Geleceğin yetişkinleri olan çocuklarımızın bu davranışlarından yararlanarak sahip oldukları yeteneklerini çıkarmalarına kapasitelerini kullanmalarını ve başarılı olmalarını yine oyunla sağlayabiliriz. Çocuk kişilik beceri ve zeka seviyelerini oyun oynayarak geiştirebilmektedir. Oyun tek düze bir eylem değildir. Her oyunun kendine özgü bir anlam ve özelliği vardır.

            Oyun çocuğun dünyasıdır ve onu ifade ediş biçimidir. Bunu Freud’ un psikanalitiğinden bir örnekle anlatmak gerekirse; hastanın sedire uzanıp, belli bir konuda (ki bu konunun ne olduğu onun için önemli olan her şey olabilir) bir rüya, sembol, anı veya herhangi bir konu olabilir ne kadar ilgisiz, önemsiz, kabul edilemez, nahoş veya utandırıcı olursa olsun aklına gelen her şeyi sansüre tabi kılmaksızın ya da yargılanmaksızın ekleme ya da çıkartma ihtiyacı duymaksızın, olduğu gibi anlatmaya özendirildiği temel bir tekniktir. Bu çalışmada danışan kendini rahat hisseder. Bu yolla hastanın travmatik yaşantıları, bastırılan anıları, kaygıları, bilinçsiz çatışmaları gibi konularında bilgi edinileceğini inanır. Tıpkı çocuklarda da oyun terapisinde bu şekilde onların oyun içerisinde duygularını, sıkıntılarını, travmalarını, korkularını ya da daha bir çok şeyi bize anlatmasını kolaylaştıran temel bir teknik olduğunu öğrenebiliriz.

            Bebekler veya çocukların oyun yoluyla tüm gelişim alanları doğrudan veya dolaylı olarak desteklenir. Oyunda mantıklı bir amaç olduğu gibi sadece ama sadece oynayanın ifade edebildiği bir durumda olabilir. Oyun sonuçtan çok sürece odaklanan faaliyetlerden oluşur. Bizim için oyunun sonucu değil bu süreç içerisinde çocuğun davranışları, duygu değişimleri, oyuncakları ifade edişi, oyuncaklarla ilgili yapmış olduğu her türlü davranış önemlidir. Bebekler veya çocuklar istekleri doğrultusunda oyun kurar veya oyuna dahil olurlar. Ve devam ederler ya da devam etmek istemezler. Oyunda kullanılan tüm nesne, duygu durum, olay ve algılar kişiseldir. Bunlar gerçek veya gerçek üstü olabilirler. Sınırlandırılmaz, oyunda her şartta haz ve doyum esastır. Ayrıca hem eğlencenin hem de öğrenmenin gerçekleştiği oyun eğitim açısından çok önemlidir ve öğrenmede değerlidir.

            Oyunun ne olduğunu öncelikle genel anlamda bir değerlendirirsek oyun, çocuğun kendisini ifade etmesidir. Oyun sonucu düşünülmeden eğlenmek amacıyla yapılan hareketlerdir.  Oyun çocugun kendi deneyimleri ile bir çom şeyi öğrenmesi yöntemidir. Oyun çocuğun işidir. Oyun aslında çocuk için bir uyumdur ya da uyumsuzluktur. Oyun hayal ile gerçek arasında bir köprüdür. Oyun, sosyal oluşumun başlangıcıdır. Oyun çocugu iç dünyasına götüren bir faaliyettir. Oyun çocuğun iç dünyasının bir aynasıdır. Oyun, yaratıcı düşünce ile beraber gelişimdir. Oyun yenilik ve değişiklik arzusuna verilen cevaptır. Yun çocuğun gelişimini sağlar. Oyun çocuğun dili oyuncaklar ise kelimeleridir. Oyun çocuğun sosyal ve ahlaki değerleri öğrendiği bir alandır. Oyun çocuğa boşalım olanağı sağlayan bir faaliyettir.

            Oyun benliğin bir işlevidir. Oyun problem çözmek için aslında bir fırsattır. Çocuğun kendini keşfetme ve geliştirme süreci için bir eylemdir. Sonuçtan çok sürece odaklanan faaliyetlerden oluşur. Bu tanımlardan sonra oyunun çocuk için ne kadar önemli ve kendini ifade ediş biçimi olduğunu anlayabiliriz. Oyunları bir başlangıç noktası olarak kullanmak önemlidir. Oyunun en önemli bölümü oyunu kurmaktır. Bir çok çocuk kendini rahatsız eden konu veya olay hakkında konuşma, tartışma aşamasında direnç gösterirler. Özellikle travma geçiren çocuklar terapide daha dikkatli ve temkinlidirler. Aynı zaman da yetişkinlere güvenme konusunda güçlük yaşarlar. Pek çok çocuk fiziksel, Cinsel, duygusal travma yaşadığı ya da aşılamayacak kadar karmaşık yaşam koşulları ile karşı karşıya kaldıkları için terapiye yönlendiriliyor.

            Çocuklar oyun odasında belirli oyun figürleri aracılığıyla kendi kişilikleri ve durumları hakkında çeşitli yönleri yansıtırlar. Oyun pek çok disiplin ve kavramlar doğrudan ve dolaylı olarak bir iletişim halidir. Bununla birlikte eğitim bilimleri ve psikoloji ile birlikte keşif, taklit, gelişim, devinim, öğrenme, yaratıcılık, manipülasyon kavramları oyunun içindedir.             Oyunda keşif önemli bir süreçtir. Birileri tarafından var olduğu bilinmeyen şeyin ortaya çıkarılması durumudur. Çocuklar bebeklikten itibaren her şeyini yabancı oldukları dünyada canlı cansız tüm varlıkları oyun yoluyla keşfederler. Çocuklar yetişkinlerin çok basit olarak gördükleri bir çok şeyi saatlerce gözlemleyerek ayrıntılı bir şekilde keşfedebilirler. Onlarla saatlerce ilgilenebilirler. Çocukların keşfetme özelliği öylesine hayret uyandırıcıdır ki, şuraya bakınca ne görüyorsun sorusuna bir çok yetişkinin vereceği cevap sınırlıyken bir çocuk oradaki en ince ayrıntıları fark edip tanımlaması mümkündür. Çocukların bu özelliği desteklenmediği takdirde zamanla körelmektedir. Ki biz bunları istemeyiz. Oyun bu desteğin en kuvvetli bçimde verilebileceği çok zengin bir yöntemdir.

            Taklit canlı veya cansız belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışmaktır. Çocuklar belirli yaşlarda çevresinden başlayarak bir çok şeyi taklit etme eğilimindedirler. Taklit etmeyi genellikle oyun aracılığyla yaparlar. Taklidin çocuğun bütün gelişim alanlarına katkı sağladığı ve böylelikle hayata hazırlanmasında önemli bir araç olduğunu söyleyebiliriz. Çocuk hayatın tüm yönleriyle ilgili taklidi oyunlar oynayarak gösterebilir. Örneğin evcilik oyunu çocuklar için çok önemlidir. Çocuk evcilik oyununda hayattaki çeşitli roller deneyimleyerek gerçek hayata hazırlanmaya adım attığı gibi bir çok şeyi evcilik oyununda aslında bize gösterebilir. Yine taklit konusunda bir tencere kapağını direksiyon gibi kullanarak şoförlük için alıştırma yapabilir. Tencere kapağını bir direksiyon sembolünde kullanabilir.

            En karakteristik oyun tekniklerinden biri olan teklidin çocuğun hayatındaki yeri ve sıklığı çevremizdeki herhengi bir çocuktan rahatlıkla görebiliriz. Bütün çocuklarda bir taklit davranışı gözlemlenebilir önemli bir gelişim sürecidir.

            Gelişim, bireyin yani çocuğun olgunlaşma, büyüme ve öğrenme ile yaşadığı değişim süreci olarak tanımlanabilir. Gelişim oyun ile doğrudan ilgili ve karşılıklı etkileşime sahip bir kavramdır. Oyun tüm gelişim alanlarına bütüncül bir şekilde etki eden bir faaliyettir. Bilişsel, dil motor, sosyal, duygusal gibi tüm gelişim alanlarına yönelik geliştirilen bir eylemdir. Özellikle tekrar halindeki oyunlar hareketler oyun sürecinde sıklıkla ortaya çıkar.

            Devinim, hareketlerde devamlı bir değişim gösterme durumu olarak tanımlanabilir. Çocuklar oyunda sözel oyunlarda bile her zaman devinim halindedirler. Çocuğun fiziksel veya ruhsal bir rahatsızlık dışında devamlı devinim halinde olması beklenmektedir. Çocuğun herhangi birşeyi tekrar etmesi o konuda uzmanlaşmasına bir uzmanlık ile diğer hareketlerin veya yeni hareketlerinde entekre edilmesi birikimli bir şekilde başka hareketleri de kapsayacak ve birbiri ile bütünleştirebilecek şekilde hayatına katacağı söylenebilir. Bu döngünün sürekli tekrar etmesini sağlayan oyun, devinim açısından son derece önemlidir.

            Oyunda öğrenmenin çok önemli olduğunu biliyoruz. Öğrenme oyun ile ilişkilendirilebilecek kavramların başında gelir. Çocuklar oyun esnasında bilişsel becerileri aktif bir şekilde kullanarak beyinde gerçekleşen bellek ve kayıt işlemlerine katkı sağlar. Aynı zamanda teorik olarak bilinen bazı bilgiler bedensel olarak gerçekltiğinde, öğrenmenin hızlanması sağlanır. Oyun içinde yapılan hem bedensel hemde zihinsel egzersizler çocuklar yeni öğrenmeler gerçekleştirmesinin yanında eski öğrenmelerini de pekiştirmesini sağlar. Bu sebeple oyun ile çocukların öğrenme yaşantılarının kolaylaştırılması zenginleştirilmesi ve öğrenemye karşı motivasyonları arttırılmalıdır.

            Oyunun çocuğa kattığı başka bir özellik ise yaratıcılıktır. Yaratıcılık, bilinenlerden yeni bir şey ortaya çıkarma, yeni ve özgün bir senteze Varma, sorunlara yeni çözüm yolları bulma, daha önceden kurulamamış ilişkiler kurma, yeni bir düşünce şeması içinde yeni yaşantı yeni deneyim fikir ve ürünler ortaya koyabilme şeklinde tanımlanabilmektedir. Oyunun özellikle serbst ve özgün bir ortama dayanması bireyde yaratıcılığı arttıcarak etkiler oluşturur. Günümüzde üzerinde bir hayli araştırma yapılan kavram olan yaratıcılık, kendisini etkileyen bir çok faktörle birlikte ele alınmakta ve değerlendirilmektedir. Bu kavramın oyun ile ilişkilendirildiğinde üzerinde mutavık kalınan bir sonuca ulaşmak bireysel farkındalıklar nedeniyle neredeyse imkansızdır. Çünkü bireysel farkındalıklar ve çevre yaratıcılık konuunda oldukça etkilidir. Ancak oyunun yaratıcılığı desteklediği sonucuna ulaşan araştırmalar bulunmaktadır.

            Oyun sırasında manipülasyon ise olmazsa olmazdır. Manipülasyon canlı veya cansız varlıkları farklı açılardan düzenleme ve yönlendirebilme olarak tanımlanabilir. Çocuklar oyunda özellikle oyuncakları ve sözel unsurları istediği gibi manipüle edebilirler. Tüm çocuklar herhangi bir nesne üzerinde hakimiyet kurmak ve onu kullanmak amacıyla çeşitli denemeler gerçekleştirir. Manipülayon ile gerçekleştirilen denemelerin sonucunda çocuk bazen amaçlı bazen tesadüfi olarak yeni kazanımlar elde ederler. Bu kazanımlara ulaşma sürecinde yaratıcılık süreçleri taklit süreçleri, devinim süreçleri, keşif süreçleri ve öğrenme süreçleri-gelişim etkilişim halindedir. Bir başka ifade ile oyun ve manipülasyon birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

            Neden Oyun Terapisini Kullanırız?

            Tüm bu açıklamalardan sonra oyunu biz yetişkinler ve özellikle çocukla çalışan profesyoneller olarak çocuğun iç dünyasını anlayabilmek, kendisini açmayı sağlayabilmek, yaşamış olduğu olumsuz yaşam deneyimlerini ya da travmalarını anlayabilmek için kullaabiliriz. Unutmayın ki bir çocuğu anlamak, bir yetişkini anlamaktan oldukça farklı ve kimi zaman da çok daha zordur. Çocukla iletişim halinde olduğumuz süre içerisinde söylediğin ve yaptığın her şey benim için çok kıymetli, seni görüyorum, duyuyorum ve anlıyorum. Yine düşüncelerine, hislerine ve inandıklarına saygı duyuyorum şeklinde temel mesajları çocuğa hissettirmeli ve bunu kendimiz için olmazsa olmaz olarak Kabul ettirmeliyiz. Çocuğun kendini özgür ve özel hissettiği ortamlarda cezalandırılmaktan korkmadığı zamanlarda ve belli sınırlar içerisinde istediklerini yapabileceği ortamlarda ancak kendisi olabilir. Kendini oyun oynarak çok daha rahat hissedebilir ve ifade edebilir. Oyun onun doğasında vardır ve oyun oynayabildiği sürece çocuktur. Unutmayın ki çocukla olumlu bir terapötik ilişki kurmak oyun terapistinin altın kuralı oyun terapisinin olmazsa olmazıdır.

Bu makale 25 Kasım 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Aile Danışmanı Sinem Geciloğlu

Aile Danışmanı Sinem Geciloğlu, ilk, orta ve lise eğitimini Aydın’da tamamlamasının ardından Pamukkale Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü onur derecesiyle bitirdi. Lisans eğitiminin ardından 2022 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü onaylı, Özel Vektörel Grup aracılığı ile 464 saatlik süpervizyon destekli Aile Danışmanlığı eğitimini tamamlamıştır. Ardından 2022 yılında Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nden Oyun Terapisi eğitimini başarı derecesiyle bitirmiştir. Hacettepeliler Akademi tarafından verilen AİLE DANIŞMANLIĞI VAKA OKULU / 21 AĞUSTOS - 23 EYLÜL eğitimlerini tamamlamıştır. Hacettepeliler Akademi tarafından verilen ÇOCUK GELİŞİMİ VAKA OKULU / 18 NİSAN - 21 MAYIS 2022 eğitimlerini tamamlamıştır. Aile Danışmanı Sinem Geciloğlu, kariyerinin başından itibaren yeniliklere açık ve güncel bilgiler ışığında ile ...

Etiketler
Çocuk merkezli oyun terapisi
Aile Danışmanı Sinem Geciloğlu
Aile Danışmanı Sinem Geciloğlu
Denizli - Aile Danışmanı
Facebook Twitter Instagram Youtube