Ortodonti tedavileri

Ortodonti tedavileri

Ağız ve diş sağlığı özellikle bizim toplumumuzda oldukça ihmal edilen bir konudur. “Çocuk değil mi bu, nasılsa yerine yenisi gelecek!”, “32 diş var biri gitse ne olur?” düşüncesinde çok insanımız var.

Oysa kanıtlanmış bir gerçek var ki; ağızda bir dişin eksilmesini bırakın, yanlış konumlanması dahi çiğneme fonksiyonlarının şaşmasına, çenede ve ekleminde şekil bozukluğuna yol açabilir. Yanlış çiğneme, yanlış yutkunma, burun nefes yolunun daralması  ile ağızdan solunumun başlaması, daha rahat nefes alabilmek adına başı önde konumlandırarak baş boyun duruş pozisyonunun kemik ve kas sisteminde eğriliğe yol açması ve en nihayetinde ayakta iken omurlarımızın dahi bir tarafa daha meyilli konumlanması söz konusudur. Bunlara horlama, uyku apnesi, ağız kuruluğu ile gün boyu halsizlik, dikkat eksikliği ve uyku hali eşlik edebilir.

Özetle ağız içinde her bir dişin kendine has görevi vardır ve birbirleriyle ahenk içinde çalışırlar. Ortodonti tedavisi, dişlerde ve çene kemiklerinde olması gereken halden sapmış durumları düzeltmeye çalışır. Çocukların çene gelişimi daha dişler ağıza çıkmadan takip edilmelidir. Süt dişlerinin ağızdaki konumları da çocukların ileride ağız diş sağlığı açısından sorun yaşayıp yaşamayacakları hakkında bilgi verir. Erken yaşlarda farkına varılırsa, ortodontik tedaviler ile iskelet sistemine yani çene kemiklerinin gelişimine müdahale imkanı olur. Ergenlik dönemine kadar bu imkan devam eder. Genel kanının aksine erişkinlerde de ortodontik tedavi yapılabilmektedir. Sadece, kemiklerin büyüme gelişim aşaması kaçırıldığı için, daha uyumlu olması açısından dişlerin, mevcut kemik üzerinde yeniden konumlandırılması söz konusudur. Erişkinlerde çene kemiklerinin de düzeltilmesine ihtiyaç duyulan durumlar varsa çene cerrahisi branşından destek alınır.

Ortodontik tedavi yöntemlerini basitçe üçe ayırabiliriz:

Çene kemiklerinin gelişimine ve eklemin pozisyonuna müdahalede daha etkin olan fonksiyonel  çene ortopedisi (FÇO) ortodontinin temelini oluşturur. Sabit veya takıp çıkarılabilen apareylerden yararlanılır. Bu apareylere çeşitli aksesuarlar eklenerek dişlere ve çevre dokularına yön verilir. Erken yaşlarda en çok tercih edilen yöntemdir. Çünkü, aşırı büyüme eğiliminde olan çeneleri tabiri caizse frenleyen, dar kalmış çeneleri genişleten, dişleri küçük dokunuşlarla  diş dizisine katan ve hatta dil-dudak gibi yumuşak dokuların kaslarını eğiten ve duruşlarını değiştiren bir tedavi yöntemidir.

Diğeri herkesin tahmin edebileceği gibi sabit braketli tel tedavisidir. Bu tedavi, daha ziyade çene gelişimini tamamlamış veya gelişimi doğru şekilde ilerleyen ancak dişlerin konumlarının olağan dışı olduğu durumlarda tercih edilir. Eskiden her hekimin veya teknisyenin kendi el becerisiyle bükülmüş teller uygulanırken; gelişen teknoloji ve tekniklerle birlikte artık daha standart hale gelmiştir. Yapıştırılan braketlerin ve takılan tellerin üzerinde her dişe ait konumlar hafızalıdır. Doğru zamanda doğru aksesuarlar ile desteklenince sabit tedavide süreç daha kolay işlemektedir. Son zamanda teknolojinin nimeti olarak, klasik metal braketler dışında, şeffaf porselen veya şeffaf plastik braketler de kullanılabilmektedir. Böylece kolay fark edilmeyen ve daha estetik şekilde tel tedavisi yaptırmak mümkün olmuştur. Ayrıca artık, teli uzun süre sıkıca tutabilen kendinden kapaklı braketler ve ısıya duyarlı -örneğin çay içerken aktifleşen- teller ile aylık kontrollere gelemeyecek, bolca seyahat eden ya da başka bir sebeple hekiminden uzak kalacak kişiler de (örneğin öğrenciler) rahatlıkla tel tedavisi yaptırabilmektedirler.

Son olarak, ağız içinde basit çapraşıklıkları tedavi etmeye yönelik çıkan ve insanların tedavi sırasında estetik açıdan daha rahat etmesini sağlayacak şeffaf plaklar ile yapılan ortodontik tedaviden bahsedelim. Dişlerin mevcut konumları bilgisayara aktarılır ve sanki dişler hareket ettirilmiş gibi yeniden 3 boyutlu halde modeli elde edilir, üzerine sert ve şeffaf bir plastik tabaka vakumlanır. Bu planlama dişlere ayda en fazla 1mm hareket verecek şekilde yapılır. Hastalar her ay, dişlerinin bir sonraki konumuna göre hazırlanmış yeni bir plak kullanarak dişlerini küçük küçük hareket ettirmiş olurlar. İlk çıktığı yıllara oranla, şeffaf plakların farklı aksesuarlar sayesinde, dişleri her yönde ve daha etkin hareket ettirmesi mümkün olmuştur. Yine de tüm çeneyi ilgilendiren ve daha karmaşık durumlar için tek başına yeterli olduğu söylenemez.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dt. Gürkan Metin

Dr. Dt. Gürkan METİN, lisans öncesi öğreniminin ardından Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1998 yılında tamamlayarak Diş Hekimi unvanı almıştır. 1998-2000 yılları arasında Ankara’da görev yapmış olan Dr. Dt. Gürkan METİN, 2001-2007 yılları arasında İzmir - Bornova’da ortağı da olduğu özel bir poliklinikte görev yapmıştır.

2008 yılında İzmir - Bornova’da kendi özel kliniğini açmış olan Dr. Dt. Gürkan METİN, 2014 yılında muayenehanesini Alsancak’a taşımış olup halen burada Ağız ve Diş Sağlığı alanında başarılı tedavilerine devam etmektedir.

Dt. Gürkan Metin
Dt. Gürkan Metin
İzmir - Diş Hekimi
Facebook Twitter Instagram Youtube