Obsesif kompulsif bozukluğun bilişsel ve davranışçı terapisi

Obsesif kompulsif bozukluğun bilişsel ve davranışçı terapisi

 

Obsesyon ve kompülsiyon bozukluk diye adlandırılan iki ruhsal bozukluğun oluşturduğu bir hastalıktır.

Obsesyon;  kişinin zihninden uzaklaştıramadığı, isteği ve kontrolü dışında zihne gelen rahatsız edici, tehdit edici, ısrarcı ve tekrarlayıcı düşüncelerdir. Kişi çoğu zaman bu düşüncelerin anlamsızlığının farkındadır. Bu düşünceler bazen gerçekleştirilebilir bazen de gerçekten uzak, sanrısal ve saçmadırlar. Bir düşünceye obsesyon diyebilmemiz için gerçekten uzak nitelikte olması gerekir. ‘’ Etrafımdaki insanlara zarar vereceğim.’’ , ‘’ ‘’ Kapı kolundan bana mikrop bulaşacak.’’  ‘’ Yanlış abdest aldım. ‘’ gibi fiziksel olarak gerçekleşecek düşünceler olduğu gibi ‘ Sokaktan çöp kamyonu geçti, bana mikrop bulaştı. ‘’ ‘’ Yangın sözü duydum elimdeki örtü yandı. ‘’ gibi fiziksel olarak gerçekleşmesi imkansız düşüncelerde vardır. İki şekildeki de obsesyondur çünkü kişi bunların anlamsız olduğunu bilir fakat bu düşüncelerden kurtulamadığını açıkça dile getirir.

Obsesyonlar genelde bir tereddüt içerir, ya yaparsam, ya yaptıysam, ya olduysa veya oldu mu, olmadı mı? Gibi düşünceleri içerir.

Kompülsiyon, genelde obsesyonlara tepki olarak ortaya çıkar. Bu davranışlar dışarıdan gözlenebilir olduğu gibi, gözlemlenemeyen düşünceler şeklinde de olabilir. Bireyin engelleyemediği tekrarlayıcı davranışlar şeklinde ortaya çıkar. Bu tepkilerin amacı, yaşanan kaygının ve paniğin düzeyini hafifletmek veya yok etmektir.

Obsesyonlar genelde tehdit, kompülsiyonlar ise tehditlere karşı alınmış tedbir olarak karşımıza çıkar. ‘’ Kapı kolundan mikrop bulaşacak.’’ düşüncesi Obsesyon ( Tehdit ), sık sık kapı kolunun dezenfekte edilmeye çalışılması davranışı, kompülsyon ( Tedbir ).

Danışanın yardım talebinin nedeni kompülsyonların bir süre sonra kendisi içinde kaygı yaratmasıdır. Şu nedenlerden dolayı kompülsyonlar kaygı yaratabilir;

-Tekrarlayıcı davranışlar olduğu için normal hayat akışını sürdüremez hale gelir. Yanlış abdest aldığını düşünerek 2-3 saat tekrarlaması gibi

-Kendisine ve çevresine zarar verecek hal alması, sık sık el yıkamadan dolayı ellerinin yara olması, evi kirleneceği için dışarıdan gelen kişilerin elbiselerini değiştirmesi isteği

-Obsesyonlarda olduğu gibi saçma ve anlamsız davranışlar oluşabilir. Misafirlerin oturuş şekilleri kötülük yaratacağı düşüncesiyle, şekillerini değiştirme isteği

-Genelde dışarıdan gözlenebilen davranışlar olduğu için rahatsızlık yaratabilir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta ( Okb ) tüm belirtiler dört grupta toplanabilir.

1. Danışanın kaçamadığı tekrarlayıcı davranışlar: El yıkama, silme, kafa sallama gibi

2. Kaçtığı ya da kaçındığı davranışlar: fFobik kaçınmadaki gibidir. Kirlenme korkusu ile belirli yerlere dokunmama, oturmamak hatta o yerlere gitmemek...

3. Tekrarlayıcı kaçamadığı düşünceler: Bunlar dışarıdan gözlenemezler. Sayı sayma araba plakalarını akılda tutma gibi...

4. Kaçtığı ya da kaçınmaya çalıştığı düşünceler: Bu düşüncelerden kaçmaya çalışır ya da kompülsyonlarla yok etmeye çalışır.

Bu dört grup genelde birbirleriyle bağlantılı haldedir.

Okb Hastasının Değerlendirilmesi ve İlk Görüşme

Danışan genelde kompülsyonlarla  ilgili bilgiyi vermeye hazır halde gelir. Bu bilgiyi yakın çevresinden de edinebiliriz.

Başlangıçta aşırı kaygılı oldukları için somut davranışlar üzerinden terapi daha kolay sürdürülebilir.

Danışan obsesyonlarını dile getirdiğinde obsesyonların gerçekleşeceği düşüncesi ile korkabilir. Bu yüzden danışan için özel olan obsesyonları başlarda deşmemek yararlı olabilir.

Somut davranışlar gözlenebilir davranışlardır, dolayısıyla terapiste gözlem olanağı sağlar. Gözlem tedavi açısından önemli bilgileri edinmemize yardımcı olacaktır.
Hastalık öncesi yapabildikleri fakat şuan yaşamaktan korktukları davranışları sorgulayabilir ve böylece kaçınma davranışları için başlangıç bilgileri toplanabilir. Danışanın kompülsiyon anında hissettikleri öğretmek için kayıt tutmaları istenir. Böylece zamanla gözlenemeyen obsesyon ve kompülsiyonlar da izlenebilir.

Kompülsyonlarla ilgili kayıt tutmanın yararı şu şekildedir;

Bazı hastalar mevcut kompülsyonlarından çok daha abartılı kompülsyonları olduğunu düşünebilir ve yanlış bilgi verebilir. Bunun bilinmesi gerekir çünkü bu düşünce ile egzersizlerden kaçınabilir.

Anlatılan kompülsyonlar gerçekte daha yoğun bir şekilde yaşanıyor olabilir. Danışan bunu daha yüzeysel anlatabilir.

Bazı durumlarda sadece kayıt tutmak, kompülsyonların sıklığını azaltabilir.

Danışana başlangıçta, biraz daha gayret ederlerse rahatsızlığının kısmen düzelebileceğini en azından günlük hayatını sürdürebileceği seviyeye gelebileceği hakkında bilgilendirilmelidir. Hasta yakınlarına rahatsızlık hakkında bilgi verilmeli ve egzersizlerle ilgili baskı yapmamaları hususunda uyarılmalıdır. Okb’ de güven ilişkisi çok önemlidir. Hastanın kendinin anlaşıldığını hissetmesi gerekir, bu yüzden hastalıklarla ilgili anlayışının hastaya aktarılması gerekir.

OKB’ de Bilişsel Davranışsal İlkeler

Bilişsel tedavide genel amaç danışanın farkındalık kazanması, bilişsel çarpıtmaları ve yanlış bilişsel çerçeveyi değiştirmeye yöneliktir. Bilişsel terapide ki temel ilke Okb’ de geçerli değildir. Okb de danışan zaten yaşadıkları sorunların ve obsesyonların saçmalığının farkındadır. Bunun yerine danışanın hastalıkla ilgili bilişlerin ele alınması, hastalığı ve tedavisi  hakkında bilgilendirilmesi önemlidir.

OKB’ de ele alınacak bilişler şu şekilde olmalıdır;

‘’ Ben bu kadar kötü insan mıyım, aklımdan bu düşüncelerin gelmesini sağlayan ne?

‘’ Ellerimi yıkamazsam, bu düşünceler asla aklımdan çıkmayacak.’’


‘’ Bu düşünceler aklımdan çıkmazsa, aklımı kaybedeceğim.’’

‘’ Bu düşüncelerin yarattığı sıkıntıya dayanamayarak kontrolü kaybedeceğim.’’

OKB’de kontrol temel eğitimdir, bundan sonra hastalığı kontrol altına alması hususunda çalışacağı danışana aktarılmalıdır.

OKB’de benim deneyim ve gözlemlerim sonucu ‘’ Bırak gelsin.’’ diye adlandırdığım bir yöntemi sizlerle paylaşacağım.

OKB’de tekrarlayıcı tehdit ve rahatsız eden düşünceler söz konusudur. Danışan bunu ne kadar engellemeye çalışsa da engel olamaz. Bu düşünceleri kafasından atmak için adeta o düşüncelere savaş açar fakat bu savaştan her defasında mağlup ayrılırlar. Birkaç kez mağlup olduktan sonra düşünmemeye çalışır ama düşünmemeye çalıştıkça rahatsız eden düşünceler daha çok beyne üşüşür. Durum böyle olunca da obsesyonlara karşı atılan adımların zarardan başka hiçbir etkisi olmaz.  Tehdidi ortadan kaldırmak için ortaya çıkan  kompülsyonlar da bir süre sonra etkisini kaybeder ve obsesyonlara karşı açılan savaş dayanılmaz bir hal alır. Bırak gelsin yönteminde ise  bu düşüncelerle savaşmak yerine onlarla barış sağlamayı amaçlar. Savaş mevcut kaygının düzeyini artırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Bu düşüncelerin varlığını kabul etmek ve onları yok etmek yerine  beyne gelmelerine izin vermek kaygıları azalttığını en azından artırmadığı gözlemlenmiştir. Bu düşünceleri kabullenmek bir süre sonra o düşüncelere karşı duyarsızlaşma yaratıp düşüncelerin daha az beyni meşgul etmesini sağlayacaktır.  Kaygı azaldıkça terapi sürecinde yapılması gereken egzersizlerde ki kaçınma azalacak ve zamanla bu düşünceleri kontrol altına almayı öğrenmesi kolaylaşacaktır. Olumsuz düşüncelere savaş açmak ve onları beyne gelmesini engellemeye çalışmaktansa  barış yapıp kabullenmek kaygıyı azaltacaktır. Bu düşüncelerin beynime gelmesini ben istiyorum düşüncesi, olumsuz düşünceleri de kontrol altına alma sürecinde büyük bir adım olacaktır.

Not: Bu yöntem deneysel bir çalışmayla desteklenmemiştir sadece deneyim ve gözlemler sonucu fark edilen bir yöntemdir.

Davranışçı Terapi

OKB’ nin davranışçı terapisinde ana tema kaçınma davranışlarıdır. Bu davranışları ortadan kaldırmak için önce kaçınma davranışı ile ilgili kolaydan zora doğru giden hiyerarşik bir liste hazırlanır. İki türlü tedavi yöntemi vardır. Fobik kaçınmada üzerine gitme tekniği,  kompulsif kaçınmada durdurma tekniği.

Örneğin kirleneceği korkusu ile çöp kutusuna yaklaşamayan hatta dokunurum korkusuyla mutfağa giremeyen kişinin hiyerarşik sıralaması şu şekilde olabilir.

Mutfağa girip çöp kutusuna uzaktan bakmak

Mutfağa girip çöp kutusuna mümkün olduğunca yakınlaşma

Çöp kutusuna dokumuş birinin eline dokunma

Çöp kutusunun kapağına sadece dokunmak

Çöp kutusunu açıp içine bir şey atma

Danışanın egzersizleri ilk yaptığında terapistin yanında olması tedavi ilişkisi açısından da önemlidir. Tedavi kayıt formu önemli bir unsurdur. Kayıt formu üç bölümden oluşur. Ben, Hastalık, Telafi.

Ben bölümünde iki sütun vardır, ilk sütun bir puandır ve kompülsyona direnmişse birinci sütuna kaydedilir, bir puan alır. Kompülsyonun üstesinden gelmişse ikinci sütuna kaydedilir ve iki puan alınır.

Hastalık bölümünde ise kompülsyona yenilmişse tek cümle ile hastalık bölümüne yazılır ve bir puan alır gün sonunda danışan hastalık bölümüne bakıp bunlardan telafi edebileceği varsa telafi ederek telafi bölümüne yazılır.

İlerleyen danışma sürecinde danışan ile bu form gözden geçirilir ve puanlar grafik haline getirilerek hastalığın seyri izlenebilir. Başlangıçta puanların yüksek olmasının normal olduğu danışana aktarılır.


Tedavinin Sonlandırılması

Terapinin son aşamasında koyulan hedefler gözden geçirilir, bu hedeflere ne ölçüde varıldığı danışan ile tartışılır. Sonuç yeterli görülüyorsa terapi süreci sonlandırılır. Terapi sürecinin sonlandırılması demek bütün obsesyon ve kompülsyonların yok olması anlamına gelmiyor. Davranışçı terapi süreci hastalığı anlaması, kavraması ve bununla baş etmeyi öğrenmesini kapsayan bir eğitimdir. Dolayısıyla öğrenilen her şey terapi süreci sonrası da uygulanabilir. Ulaşılan hedefler yeterli görülmüyorsa hasta ile yeni hedefler koyularak sürece devam edilir.

 

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr.

Etiketler
Davranışçı terapi
Dr.
Dr.
İstanbul -
Facebook Twitter Instagram Youtube