Obezite Cerrahisi ile Sağlıklı ve Etkin Kilo Vermek Mümkün mü?


Dünya genelinde modern hayatın yol açtığı salgın hastalıklardan biri olarak görülen obezite sadece estetik kaygı yaratan bir konu olmanın da ötesinde kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerden, hipertansiyon, şeker hastalığı ve hatta kanserden sorumlu tutulmaktadır.
Obezite tedavisinde önemli bir yere sahip olan obezite (bariatrik) ameliyatlar ile hastalar normal kilolarına dönebildiği gibi bu kişilerde obeziteyle ilişkili hastalıkların görülme sıklığı da azalmaktadır. Kapalı cerrahi yöntemiyle (laparoskopik) yapılan obezite ameliyatları sayesinde ise hastaların iyileşme süreci kısalmaktadır.
Obezite tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır
“Metabolizmam çok yavaş”, “Çok az yememe rağmen kilo alıyorum”, “Hiçbir egzersiz işe yaramıyor” gibi şikayetler “obeziteye” mahkum edebilmekte; bu mahkumiyetten kurtulmak için ise öncelikle obezitenin genetik, metabolik, fizyolojik, kültürel, psikososyal ve davranışsal etkenlerin etkileşimi ile ortaya çıkan ciddi bir hastalık olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Obezite sebepleri…
Vücut, enerji depolarının durumunu, merkezi sinir sistemine bazı hormonlarla bildirilir. Bu hormonların görevi açlık-tokluk durumlarını beyne iletmektir. Böylece vücuttaki enerji dengesi ayarlanmış olur. Bu hormonların bozukluğu ya da vücudun bu hormonları kullanamamasından dolayı obezite görülebilmektedir. Hormonal bozukluklar obezitenin en önemli nedenleri arasındadır. Diğer nedenler ise; enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar olarak sıralanabilir.
Kadınlarda daha mı sık?
Kadınlarda daha fazla rastlanan obezite, her yaşta görülebilen bir hastalıktır. Gebelik ve emzirme dönemlerinde süt yapar diye gereksiz gıdaların alınması; her doğumda alınan kiloların bir kısmının kalıcı olması; östrojen hormonunun yağ dokusunu arttırıcı etkisi daha az hareketli yaşantıyla birleşince kadınlar için kilo alımı daha kolay olmaktadır. Bu nedenle ev işlerinin verdiği yorgunluk, aktif ve hareketli olmakla karıştırılmamalıdır. Günümüzde küçük çocuklarda ve ergenlerde de yanlış beslenme nedeniyle aşırı kilo oldukça büyük bir artış görülmektedir.
Obezite hastalıkları davet mi ediyor?
Obezite, aşırı kiloya bağlı olan sorunların önüne geçmek için tedavi edilmelidir. Obez kişilerde sıklıkla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, şeker hastalığı ve hatta kanser görülmektedir. Özellikle meme kanseri, rahim kanseri ve kalın bağırsak kanserlerine obez kişilerde daha sık rastlanır. Bazen ölümle bile sonuçlanabilen uyku apne sendromu, yani uyurken nefesin durması, obezitenin getirdiği tehlikeler arasındadır. Ayrıca dilin büyümesi nedeniyle horlama; boğazda reflüden dolayı yanma, artrit, dejeneratif eklem hastalıkları ve kronik farenjit de oluşabilecek hastalıklar arasındadır.
Cerrahi öncesinde endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı değerlendirmeli mi?
Obezite tedavisinde öncelikle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurmak büyük önem taşır. Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı tarafından hastaların metabolik, hormonal ve diğer parametreler açısından değerlendirilmesi şarttır. Bu parametreler değerlendirilerek tedavi edildikten sonra, tedavinin başarısı için, doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastaların yaşam tarzlarını kökten değiştirmeleri gerekmektedir. Bu aşamada beslenme ve diyet uzmanından ve psikiyatri uzmanından destek alınması önemlidir.
Tedavi ve diyet programları sonuç vermezse…
Morbid obezite sınıflamasında yer alan kişiler için obezite (bariatrik) cerrahinin dışında yer alan kilo verdirici programların sınırlı başarısı vardır. Başarı şansı düşük olsa da, diyet programı uygulanması obezite (bariatrik) cerrahiden önce tüm hastalara önerilmelidir. Uygulanan tedavi ve diyet programlarıyla kilo vermeyi başaramayan; Beden Kitle İndeksi (BKİ) 40’dan yüksek olan ya da BKİ’i 35’den yüksek ve yandaş hastalığı olan ve bu nedenle sağlığı tehlike altında olan insanlarda kilo verdirme amaçlı cerrahi girişimler de uygulanabilir.
Kapalı (laparoskopik) tüp mide ameliyatları en etkin yöntem
Günümüzde obezite ameliyatları kapalı yöntem (laparoskopik) ile yapılmakta ve böylelikle hastanın iyileşme süreci kısalmaktadır. Obezite için yapılan ameliyatlarda belli başlı 3 yöntem izlenmektedir:
· Kısıtlayıcı ameliyatlar
· Besin emilimini bozucu ameliyatlar
· Kısıtlayıcı ve besin emilimini bozucu ameliyatlar
Gastrik band uygulaması gibi bazı kısıtlayıcı operasyonlar etkinliğini yitirmiştir. Besin emilimini bozucu operasyonların etkisi yüksek olmakla birlikte yan etkileri çok fazladır. Günümüzde, obezite cerrahisinde en etkin yöntem, kısıtlayıcı ameliyatlar kapsamında olan laparoskopik (kapalı yöntem) sleeve gastrektomi (tüp mide) denilen operasyonlardır.
Hastalar yeni hayatlarına rahatlıkla alışır
Burada hastaların bilmesi gereken bir diğer önemli nokta ameliyattan sonra kendilerini bambaşka bir hayatın beklediğidir. Beslenme ve diyet uzmanı rehberliğinde düşük karbonhidrat-yüksek proteinli bir diyet uygulanması, ufak porsiyonlarda daha fazla sayıda öğünlerin düzenlenmesi, iyi çiğneme alışkanlığının kazanılması, günlük multivitamin, kalsiyum ve d vitamini takviyesinin yapılması, fizik egzersizlerin buna eklenmesi büyük önem taşımaktadır. Ameliyat sonrası hastalar küçük porsiyonlarla doyabildiği için yeni hayatlarına alışmada sorun yaşamamaktadır.
BKİ (Beden Kitle İndeksi) Nasıl Hesaplanır?
Kilogram olarak vücut ağırlığının m2 olarak boya bölünmesidir.
İdeal BKİ hesaplamasına örnek: 75 kilogram/1.70 boy*1.70
2,89=25,95 ( toplu-fazla kilolu)
Buna göre BKİ 6 sınıfta tanımlanmıştır.
· Zayıf <18,5
· Normal 18,5-24,9
· Toplu(fazla kilolu) 25-29,9 (hafif artmış diyabet ve kalp hastalığı riski)
· Obez 1 30-34,9 (diyabet ve diğer hastalık riskleri giderek artar)
· Obez 2 35-39,9
· Obez 3 >40 (ölümcül hastalıklar açısından risk)