Myom(fibrom)

Myom(fibrom)

Myom, kadın üreme sisteminde sıklıkla rahimi( uterus) tutan beniğn (iyi huylu) tümör olarak bilinir. Kadının rahim inin düz kas adalesinden kaynak alır. Leblebi, fındık büyüklüğündeki küçük yapılardan, portakal, ayva hatta futbol topu boyutlarına kadar uzanabilen nadiren de tüm karın iç boşluğunu dolduran dev ölçülerle de karşımıza çıkabilir.

Bu farklı boyutlarda olması nedenleri ile fark edilmeden ve kadına sıkıntı vermeden geçenleri de göz önüne alınınca üreme çağı kadınlarının yaklaşık %70-80 de ortaya çıkabilir. Genellikle üreme çağı döneminde 30-40 lı yaşlarda her 4-5 kadından birinde hiç fark olunmayan küçücük boyutta yada fark olunur boyutlarda saptanabilir. Myom, menopoz dönemi sonrasında küçülme eğilimindedir. Buna bağlı olarak da olgu semptomlarında azalma olur. Gebelikte ise önceden var olan myom boyutunda büyüme gözlenir. Myom rahim (Uterus) da tek bir yapı olarak bulunabileceği gibi, çok sayılarda ve farklı lokalizasyonlarda da olabilir. Bu yaygın tabloya Uterus myomatozis  denir. Pek çok operasyonda kendi pratiğimde de rastladığım gibi küçükten büyüğe  10’larca  myom  çıkartılabilir.

Myom %99 dan daha fazla bir oranda iyi huylu olmasına rağmen, bazı farklı semptom ve bulgular geliştirebilir. Örneğin; takipte hızla büyüme, ileri yaş grupları, bazı özel MR bulguları ve yapısında çok düşük oranda da olsa Sarkom’a yönelik değişimler gösterebilir (maliğn transformasyon).

Myomların nedenleri incelendiğinde çok açık olmamakla birlikte, ailevi yatkınlık açısından genetik eğilim, üreme çağında sık görülüp, menopoz sonrası yapılarının küçülmesi nedeni ile de steroid hormonlar özellikle de Östrojen hormonu üzerinde durulmaktadır.

Myomların rahim duvarının farklı bölgelerindeki lokalizasyonları onların semptomlarını farklı kıldığı gibi yaklaşımlarını da farklı kılar.

Fotograf-1  ve 2 den izleneceği gibi myomlar farklı sayılarda ve rahim duvarının farklı lokalizasyonlarında olabilirler.

 

Fotograf -1 ve 2: Myomlar rahim duvarında farklı sayılarda ve farklı lokalizasyonlarında olabilirler.

Yukarıda orijinal görüntüleri verilen farklı büyüklük ve yerleşimdeki myomların lokalizasyonlarına göre  klasifikasyonu ise myom lokalizasyonları olarak Şekil-1 de belirtilmiştir.

Şekil-1 Myomlar rahimde farklı lökalizasyonlarda bulunabilirler.

Bu şekil:internet ortamından Mayo Clinic Q and A: 19 Ekim 2018 den modifiye olunarak alınmıştır.

 

Myom klasifikasyonları:

Myomlar farklı büyüklüklerde ve lokalizasyonlarda bulunabilirler. Bu yerleşim yer ve büyüklüklerine göre de farklı bilimsel derneklerce farklı klasifikasyonlar yapılmıştır. Bu klasifikasyonlar hem myomun belirtilerinin hem de onlara uygulanacak tedavi yöntemlerinin saptanılmasında faydalı olmaktadır. Aşağıdaki Diagram-1’de  myomların rahimdeki lokalizasyonları ve bunlara göre adlandırılmaları (Myom Klasifikasyonları) gösterilmiştir.

2-5

Diagram-1: Myomların rahimdeki lokalizasyonları ve bunlara göre adlandırılmaları (Myom Klasifikasyonları)

Bu diagram internet ortamından Uterine Leiomyoma (fibroid) Classification System (Illustration)dan  alınarak modifiye edilmiştir.

Diagram da yer alan tıbbi kelimelere ait açıklamalar:

İntramural: Rahim duvarı içi, Submukozal :Rahim iç duvarı =mukozası altı, Subserozal: Rahim dış yüzeyi = mukozası altı, Pedincul : saplı

Myom belirtileri:

Myomlar kişiden kişiye farklı lokalizasyonlarda olabilecekleri için bazı olgularda bulundukları yer ve büyülükleri itibarı ile hiçbir semptom vermeyebilirler.

Genelde myomlara bağlı olarak görülen semptomlar; yoğun ve düzensiz kanama periyotları, karın alt bölgesi (pelvik bölge kısmı) basıları yada ağrı, gebe kalmaya yönelik sorunlar, gebelik durumlarında ise bununla ilgili tekrarlayan gebelik kayıpları, prematüre doğum (erken doğum)vb.  problemlerdir.

Adet kanamalarındaki değişimleri genellikle 7 günün üzerinde, herzamanki miktarlarını aşan ve sık aralıklarla gelen kanamalar şeklinde kendini gösterir. Yoğun kanamalarda 12 güne uzanabilen periyotlara rastlanabilir. Bazı kanamalarda olgu ağrı hissedebilir.

Bazı olgularda kanama miktarları çok olmasa da adetler arasında uzun süreli damlamalar şeklinde devam eden kanamalara rastlanabilir. Bazı olguların ilk müracaat yerleri kan kayıplarının sonucu gelişen kansızlık (Anemi) nedeni ile dahiliye bölümleri olabilir. Tedavilerle düzeltilemeyen tekrarlayan kanamalar ve devam eden anemilerin altındaki en büyük nedenlerinden biri myoma bağlı kanamalardır.

Myomlara bağlı diğer sorunlar arasında tartışma olmakla birlikte çoğu gözlemsel (obsevational) çalışmaların desteklediği üreme sistemi disfonksiyonlarıdır.(infertilite=kısırlık, tekrarlayan gebelik kayıpları gibi). Myoma bağlı ağrıları da adet zamanı olanlar ve adet dışı ağrılar olarak adlandırmak mümkündür.

Myom büyüklüğü ve bulunduğu bölgesi itibari ile çevre organlara bası yapmasına bağlı semptomlar da verebilir. Özellikle uterus(rahim) in ön komşuluğundaki büyümelerinde idrar torbası(mesane) basısı ile sık idrara çıkma ya da mesanenin tam boşaltılamadan tekrar idrar yapma isteği içinde olma ya da ileri basılarda idrar boşaltımının aşırı zorlukları görülebilir.Ayrıca komşuluk ilişkisi içinde rahim arka bölgelerinde bulunan myomların barsak basılarına bağlı defekasyon sıkıntıları (kabızlık =konstipasyon) sorunları olabilir.

Yine büyüklük ve sinir basılarına bağlı sırta ve bacağa vuran ağrılarla da karşılaşılabilinir.

Myom nedeni olabilecek risk faktörleri:

Myomun genel olarak rahim duvarını oluşturan ve myometrium olarak bilinen düz kas adalesinden orijin aldığı kabul olunur. Bu bölgede bulunan kök hücreler (stem cell)ın farklı faktörlerin etkisi ile bölünerek çoğalması sonucu myometrium içinde ona göre daha sert yapıda olan bu yeni oluşum  gerçek bir kapsülü olmamasına karşılık (peudo kapsül= yalancı kapsül)belirgin farklı yapısı ile ondan farklılaşan bir non-kanseröz(kanser olmayan)

 büyüme olarak bilinir ve gözlenir.

Patolojik açıdan myomlar geliştikleri bölge nedenli fibrom, leiomyoma adlarını da alırlar.

Gebelik de artan kanlanma ve hormonal etkiler altında myomda büyüme yapısında değişimler olabilir. (kırmızı dejenerasyon=karnöz dejenerasyon)

Menopoz sonrasında ise myom ölçülerinde küçülme ve iç yapılarında kireçlenmeler görülebilir.

Myom oluşmasını etkileyen faktörler içinde genetik eğilimler söz konusudur.Ailede, anne ve kız kardeşlerinde myom öyküsü olanlarda myom görülme şansı artmıştır. Bunun dışında sıklıkla sorumlu tutulanların başında estrojen ve progesteron hormonlarının etkileri gelir.Bunun en büyük delili olarak da myom olgularına üreme çağında sıklıkla karşılaşıldığı halde yukarıda da belirtildiği gibi menopoz sonrasında ortamdan hormonların çekilmesine bağlı olarak myomların  küçülmeleri gelir.

Myom olgularının dağılımına bakılınca zencilerde daha sık görüldüğü, erken adet görüp uzun yıllar hormonal etkilerde kalanlarda, akdeniz diyetinden (sebze-meyva) çok kırmızı et tüketenlerde, alkol tüketimi fazla olanlarda daha çok myoma rastlandığı saptanılmıştır. Doğum kontrol haplarının daha az myom görülmesini sağladığı da bildirilmiştir.

Myom tanısı:

Myom tanısında öncelikle olgunun adet (menstrüasyon,kanama) öyküsü başta olmak üzere hangi semptomlardan sorunu olduğu  öğrenilmelidir.Bir grup olguda özellikle zayıf olgularda büyük myomlarda karın muayenesi olarak adlandıracağımız fizik muayenede myom sınırları karnın elle muayenesinde ( palpasyon) saptanabilir.

Ancak en güvenilir muayene şekli Klasik Pelvik Muayene olarak da adlandırdığımız Kadın -Doğum Doktor’unun 2 parmağı vajina da ve diğer elin parmakları olgu karnında olarak yapılan (bimanuel muayene)dir. Bu muayenede doktor rahimi onun çevresindeki yumurtalıkları, tüplere ait iç kadınlık organlarını da hissederek değerlendirebilir. Myom/myomlar sert yapısı/ları  ile rahimden farklı olarak değerlendirilebilinen (palpe olunabilen) yapılardır.

Şekil-2, Pelvik muayeneyi göstermektedir. Bu muayene bimanuel muayene olarak da adlandırılır.

Şekil-2: Pelvik muayene: Bu muayene, bimanuel muayene olarak da adlandırılır.

Bu şekil , internet ortamından Mayo Clinic Q and A: 19 Ekim 2018 den modifiye olunarak alınmıştır.

Şekil-2: Pelvik muayene: Bu muayene, bimanuel muayene olarak da adlandırılır.

Bu şekil , internet ortamından Mayo Clinic Q and A: 19 Ekim 2018 den modifiye olunarak alınmıştır.

Myom tedavisi:

Myom olgularının tedavisinde olgunun çocuk arzusu önem kazanır.

Fertilite=doğurganlık arzusunun olup olmadığı, olgu yaşı, myom takibindeki büyüme ve myomun yapısındaki değişimler, myom lokalizasyonları ve diğer organlarda yarattığı semptomlar, tedavilere yanıtsız ve düzeltilemeyen kansızlık=anemi durumları ile olgunun genel durumu tedavi yaklaşımında değerlendirilmesi gereken konulardır.

A-Fertilite arzusu içindeki olgulara yaklaşım:

Bu konudaki yaklaşımlar içinde myom lokalizasyonları önem kazanır.

1-Myom yalnızca rahim iç tabakasında ise (submüköz myom): Cerrahi yaklaşım:

Bu gurubun çoğunda düzensiz, zaman zaman ağır kanamalar ile anemi( kansızlık) görülür. Olgunun değerlendirilmesi yapılıp bu semptomların rahim içinin diğer hastalıkları (rahim ağzının ve rahim içinin farklı hastalıkları vb.) ekarte edildikten sonra Histeroskopik yol ile myomektomi ( myomun çıkartılması) operasyonu yapılır. Bu konuda yazarın hazırladığı konulardan Histeroskopi konusuna bakınız.)

Histeroskopik myomektomi: Rahim içine operatif histeroskop ile girilerek çok kısa bir süreçte rahim iç tabakası myomunu televizyon ekranında görerek histeroskoptaki özel kesici sistemler ile yapıyı traşlayarak (histeroskopik rezeksiyon) rahim ağzından çıkartılması işlemidir.

Diagram-1’den  de izleyebileceğiniz gibi, 0 ve 1’nolu myomlar tümüyle  hatta ulaşılabildiği kadar rahim duvarındaki 2’nolu myomların da bir kısmı bu cerrahi işlemle temizlenir. Bu yaklaşım genel anestezi altında olgunun sıkıntı duymadığı, çoğunlukla da kısa süren bir cerrahi yaklaşımdır. Olgu  normal koşullarda tam tedavi görmüş olup, aynı gün taburcu olma lüksüne de sahiptir.

Myomlar dışında rahim içi poliplerinin çıkartılmasında da benzer operasyonlar yapılmaktadır.

2-Rahim içinin dışındaki lokalizasyonlarda bulunan myomlar. Cerrahi yaklaşım:

Rahim iç kavitesine yakın olan ancak histeroskopik yaklaşımın mümkün olamayacağı diagram-1’den de izlenebileceği gibi lokalizasyon olarak No:2 myomlar ve diğer lokalizasyonlarda olan No:3-7 arasındaki myomlar için yaklaşım karın yolunun kullanılması ile yapılan Abdominal Myomektomi’dir. Myomektomi operasyonlarında rahim bırakılarak rahim duvarından yalnızca myom/myomlar çıkartılmaktadır.

Karından yapılan cerrahi ile myomun çıkarılması (Abdominal myomektomi) operasyonu ise ya karın açılarak = klasik laparotomi yolu ile ya da  laparoskopik yol ile (standart laparoskopi yada robotik laparoskopi) yapılan myomektomidir.

Bugün myom lokalizasyonu, myom büyüklüğü, myom yapısı, operatör tecrübeleri içinde laparoskopik myomektomi  tercih olunur yaklaşımdır. Laparoskopik myomektominin bugün için sıkıntılı tek konusu myomun rahim duvarından başarı ile çıkartılmasından sonra o myomun karın iç boşluğundan dışarıya nasıl alınacağı konusudur. Bu konudaki görüşler cerrahiyi yapacak doktor tarafından olgusuna geniş şekilde anlatılıp ondan onam formu alındıktan sonra operasyona karar verilecektir.

Laparoskopik yol ile yaklaşımda ideal olan myom büyüklüğünün 17 haftalık gebelik (4 ay+1 hafta) cesametinden daha küçük büyüklükte olmasıdır. Olguda hangi yolun uygulanacağı doktoru ile olgusunun tartışması gereken ve olası yan etkileri açısından değerlendirilmesi şart olan bir konudur. Ancak konu olası yan etkileri açısından doktor ve olgusunun tartışması sonucu klasik abdominal yol ile yaklaşıma da dönebilir.

Operasyon sonrasında da geriye bırakılmış rahimde gebelik için girişim planlanacaktır. Bazı olgularda büyük myomların çıkartılması ya da çok sayıda myom çıkartılmasının kalacak rahime düşünülenden fazla zarar verebileceği durumlar var ise bu durum doktoru tarafından olguya operasyon öncesi bildirilecektir. Bu şartlarda bazı ülkelerde, her merkezde olmamakla ve belirgin bir yaygın pratiği bulunmamakla beraber olgulara uterin arter embolizasyonu(UAE), focused ultrasound surgery (MRgFUS ) yöntemleri uygulanabilmektedir.

Gebelik denemesinde bulunacak myomlu olgularda myom semptomları yok ve olgunun sorunu yalnızca infertilite ise her myoma sorun yokken de cerrahi yapılsın mı? Sorusu önemli bir sorudur. Myomun 16 haftalık(4 aylık) gebelik cesametinde olduğu grup için zaman kazanmak amaçlı <35 yaş için 6 ay ve 

> 35  yaş için 3 ay beklenerek bu zaman diliminde  tüm fertilite değerlendirmeleri ve olası yaklaşımları  yapılarak  bu dönem sonu bir gebelik olmamış ise myom tedavisine  karar verilmelidir.

Hem submüköz hem de diğer rahim duvarı myomların varlığında olguya yaklaşım :

İki ayrı cerrahinin birlikteliğini gerektirir. Bu olgularda rahim içi için histeroskopi ile ve diğerleri için ise Abdominal/laparoskopik yöntemler ile yaklaşım planlanır.

3- Myom olgularında tedavi amaçlı bekle -takip et yöntemi: Expectant tedavi?

Bu olgular myom büyüklüğü ile kanama semptomlarının ya da yeni semptomların varlığı açısından belirli aralar ile genellikle 3-4 ay aralar ile izlenir. Olgu her görüldüğünde öyküsü, fizik ve pelvik muayenesi, ultrason değerlendirilmesi, laboratuvar bulguları belirlenerek myomun seyri saptanır.

Expectant tedavi olarak bilinen bu izlem takibi genellikle semptomsuz, gebelik girişiminde olan olgularda, myom takibinin yıllar içinde değişmeden takip olunabildiği kişilerde, menopozal dönem ya da menopoz sonrasında bulunanlarda ve takiplerinde myomlu rahim büyüklüğünün 3 aylık (12 hafta) gebelik haftasından küçük olduğu yada diğer bir ifade ile karından elle fark olunamayan büyüklükte izlenen myomların takibi bu yöntem ile yapılabilir.

B- Fertilite arzusu olmayan olgulardaki myomlara yaklaşım:

Myoma bağlı anemi özellikle derin anemi semptomu yaklaşım açısından öncelik kazanır. Özellikle anemik olguya kalıcı tedavi yaklaşımı: Myom lokalizasyonu ve büyüklüğü ve cerrahi uygulamada farklı bir sakınca yok ise; Submüköz bölge myomları için ( tip 0,tip 1 ve büyük oranda tip 2 myomların bir bölümü için) altın tedavi Histeroskopik yaklaşım ile myomun rezeksiyonu= Myomu kesilerle küçülterek rahim ağzı açıklığından çıkartılmasıdır. Bu yol ile (Histeroskopik myomektomi) myom  ve ona bağlı semptomlar ortadan kaldırılacaktır. Başarı yüzdesi %85-95 civarında olan ve genel anestezi altında kısa bir zaman diliminde yapılan bu uygulamada olgu genellikle aynı gün içinde taburcu olunur.

Submüköz myomlardan >5cm büyüklükte olan ya da rahim iç boşluğundan rahim duvarının >%50 sinden fazlasını işgal eden tip-2 myomlarda (Bk. Diagram-1) ya aynı seansta çıkarım olamayabilir ya da operasyon sonrası az da olsa rahim iç boşluğunda myom kalıntısı (rezidü) kalabilir. Bu bilgiler ve olasılıklar operasyon öncesi olgu ile konuşulmalıdır. Bazı olgularda 2. bir seans yaklaşım gerekebilir.

Submüköz myomlar dışı semptomlara sahip myomlara yaklaşım:

Yaklaşım doktor değerlendirilmesi içinde medikal ya da cerrahi yaklaşımlar olarak belirlenebilir. Bazı alternatif tedavi yöntemleri de olgulara sunulabilinir.

1-Submüköz myomlar dışı semptomlara sahip myomlara yaklaşımdaki medikal tedaviler:

Özellikle kan kaybı, ağrı, bası semptomu bulunan ve cerrahi yaklaşım dışı kalmayı isteyen ya da tıbbi yönden cerrahi yaklaşımın sakınca sınırında bulunan olgularda kullanılabilen tedaviler aşağıda ismen bahis olunacaktır. Doktor olgusuna en uygun olanını ve olgu kullanımına bir sıkıntı getirmeyecek olanları ve olası yan etkilerini de paylaşarak tedavi ve takibi yapacaktır.

Medikal (tıbbi tedaviler):

Kombine doğum kontrol hapları (estrojen + progestin) ihtiva ederler. Bu kombinasyonlar vajinal halka ya da cilde yapışma peçler kullanılarak da (transdermal patch) uygulanabilir.

Progestin hormonu salgılayan rahim içi araçlar.(LGN IUD)

Tranexamic acid

Yalnız progestin ihtiva eden kontraseptif, implant ya da injeksiyonlar

Estradiol+norethindrone acetate kombinasyonları (Elagolix-FDA 2020 onaylı)

GnRH analogları ve GnRH antagonistleri

Not: Avrupada geliştirilip bir dönem myomun tıbbi tedavisi olarak önerilmiş olan Ulipristal (UPA) Mifepritone myoma bağlı anemi için faydalı görülmüşlerse de FDA onamı olmayan bu ilaçlar bugün kullanımda tavsiye olunmamaktadırlar. Özellikle UPA ,ciddi karaciğer toksiditesi, birkaç olguda Karaciğer transplantasyon gereği hatta ölüm nedenli eski popülaritesinden uzak olup kullanım sorunu vardır.

2-Submüköz myomlar dışı semptomlara sahip myomlara yaklaşımda ki cerrahi tedaviler:

Önceden operasyon açısından sınırda olup, olgu şartları gereği tıbbi tedavi denenmiş ancak başarılı olunamamış olgular ile myom dışında rahim=Uterus ile ilgili diğer tedavi ve takip gerektirebilecek başlangıç düzeylerde rahim ağzı, rahim içi hastalıkları, olguda semptom nedeni olan rahim sarkıklıkları bulunan olgularda ya da myom lokalizasyon ve büyüklüklerinin gereği yaklaşım cerrahi olarak planlanabilir.

Myom olguları için klasik cerrahi yaklaşım: Histerektomi ve Myomektomi başlıklarında toplanabilir.

Histerektomi’de rahimin tümü ile  (complete) çıkarılması söz konusudur. Olgu tümü ile myom/larından ve ona bağlı semptomlarından kurtulacağı gibi rahimin iç tabakalarının iyi huylu düzensiz kanamalarından ya da rahim ağzının ileride sıkıntı verebilecek değişimlerinden de kurtulmuş olacaktır.

Histerektomi karın açılarak klasik  (Abdominal histerektomi) ya da vajinal yoldan (vajinal histerektomi ) olarak yapılabileceği gibi myom lokalizasyonu, büyüklüğü ve doktorun cerrahi tecrübesi içinde klasik Laparoskopik Histerektomi ya da  Robotik laparoskopik  Histerektomi olarak da yapılabilir.

Histerektomi sırasında olgunun yumurtalıklarının (overler) ve birlikte tüplerin de alınması ya da bırakılması durumu :

Bu durum olgu yaşı, ailede yumurtalık kanseri öyküsü, yumurtalıkların incelenmesindeki olası sorunlara ait bulguların varlığı, doktorun yaklaşımındaki önemli noktalar olup operasyon öncesi konu, olgu ile de görüşülmeli ve bilgilendirme yapılmalıdır. Olgu öyküsü ve meme ve over kanseri açısından yüksek riskte mutasyon  belirteçleri olan BRCA1 VE BRCA2  değerleri ya da overde de düşünülür bir patolojinin var olma ihtimali dışında overlerin korunulması genel yaklaşım şeklidir. Bu konu olgu bazında iyi değerlendirilmelidir. Çünkü histerektomi sırasında overleri ve tüpleri de alınan ( histerektomi+ bilateral salpingoooferektomi=BSO ) olgular over fonksiyonlarından uzak kalacaklar ( hormonal olarak östrojen ve progesteron eksikliği) ve cerrahi bir menopoz tablosu yaşayabileceklerdir.

Myomektomi operasyonu ise, amacı rahimin bırakılması olup yalnızca myom/ların çıkartılması işlemidir. Olgunun rahim kaybını istemediği, özellikle genç ve çocuk sahibi olmayan ancak myom septomları için diğer medikal yöntemlerden istifade etmemiş ve myomlarının değerlendirilmesinde çok nadir de olsa myoma ait hücresel farklılaşmalarla seyreden Sarkom? belirtilerinin bulunmadığı olgularda myomektomi tercih olunur.

Myom çok büyük oranda rahimin iyi huylu bir uru olmasına rağmen Histerektomi veya myomektomi yapılmış olgu çalışmalarında 1/2000 ile 1/500 ya da 1/352 oranlarında sarkom tabiatında kanserleşme gösterilmiştir. Myomun bu değişimi dışında olan tamamen iyi huydaki değişimlerini de (dejenerasyonlar) rastlanabilir. Bunlar hyalen, kistik, karnöz (gebelikte görülen myom içi kanama ile seyreden değişim),  kalsifik  ( menopozal dönemdeki kadınlarda görülen myom içindeki kireçlenme artımı), septik( myom içinin enfekte olması)gibi.

Myomektomi sonrası yeni bir gebeliği düşünmek için 3 ay süre ile beklemek doğrudur. Yine doktorun kararı, myomektomide çıkarılan myomların sayısı, büyüklükleri ve rahim içine etkileri değerlendirilerek myomektomi sonrası yeni gebelikte doğum şekli sezaryen olabilir. Genelde Sezaryen operasyonu sırasında karşılaşılan myomlara yaklaşımda ise kanama sorunu düşünülerek aynı anda myomektomi seçeneği en son olarak düşünülmelidir.

3-Myom tedavisinde tıbbi ve cerrahi tedaviler dışı yöntemler: Alternatif myom tedavileri:

Burada bu konudaki uygulamalar başlıklar olarak verilecektir. Bu yöntemler teknoloji gelişim ürünlerine bağlı olduğu için her merkezde bulunmayan ve ulaşımı ekonomik zorlukları da getiren ancak bilinmesi de gereken alternatif uygulamalardır.

UAE(Uterin Arter Embolizasyonu),

MRgFUS(Magnetic Resonance imaging Focusedhigh intesity Ultrasound)=(Focused ultrasound surgery)

Myom + gebelik :

Gebelik+ myom görülme olasılığı %1.6-10.7 arasında değişebilir. Myom olgularının  çoğunda bir sorun ile karşılaşılmaz ancak  1/3 olguda  da myomda ilk trimesterde (ilk 3 ay) özellikle de ilk 10 haftada  büyüme görülebilir. Bu büyümenin nedeni gebelikte artmış östrojen düzeylerinden dolayıdır.

%10 ile %30’unda myom + gebelik olgusunda ise sorunlarla karşılaşılabilir. Gebelik+ myom olgularında en sık rastlanılan semptom ağrıdır. Genellikle olgularda > 5cm den büyük myomlarda ve olgunun son 2 trimesterinde ( ilk 3 aydan sonrası gebelik dönemleri)sorun yaşanır.

Bu sorunlara yaklaşım basitten komplike durumlara kadar gidebilir. Olgu iyi değerlendirilip yakın takipte tutulmalıdır. Basit yaklaşım; yatak istirahati, yeterli sıvı desteği (hidrasyon), gebelikte kullanabilir hafif ağrı kesicilerin (analjezik) kullanılması ile annenin şikayetlerini rahatlatıcı tedavi yaklaşımıdır.

Gebelikte çok tartışılan  komplike yaklaşım ise myomektomi olup olgunun iyi değerlendirilmesi + ve – ‘lerin kararına göre yapılmak mecburiyetinde olan bir girişimdir. Zira operasyon fetüs de riskler doğurabilir. Bu nedenle de gebeliğin 2. yarısında myomektomi  çok detayla düşünülüp verilecek bir karar olmalıdır.

Myomum gebelik üzerindeki etkileri;

Düşükler(yaklaşık 2 misli artmıştır.)Bebek de gelişme geriliği(büyük myomlarda bebek gelişim sahalarına etkisi nedenli), Plasentanın bulunduğu bölgeden ayrılması, erken doğum( ağrı çeken olgularda rahim kaslarındaki kasılmalara bağlı), Myom olgularında lokalizasyon ve myom büyüklüğü başta olmak üzere gebeliklerin sezaryen ile sonlanma oranı 6 kez artmıştır. Myomun rahim içi yapısındaki alan değişikliğine bağlı olarak da makat gelişleri artmıştır. Bu da bu olgular için mecburi sezaryen anlamındadır.

Sonuç: Üreme çağındaki yaklaşık 4-5 kadından birinde görülen myom iyi huylu bir rahim uru olmasına karşılık semptomları açısından kadın yaşamını kalitesizleştiren bir sorundur. Bu konuda birikimi olan bir doktor tarafından  iyi değerlendirilerek yapılacak  tıbbi yada cerrahi yaklaşımlar sorunu çözebileceği için, olguların olayın başında takip altına alınması, tedavi girişiminin ilk basamağı olmalıdır.

 

Bu makale 19 Ağustos 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hikmet Hassa

Prof.Dr. Hikmet HASSA, 12 Nisan 1949 Ankara doğumlu olup; ilk, orta ve lise öğrenimlerini bu şehirde tamamlamış, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1973 yılında mezun olmuş, yine aynı üniversitede Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD’den 1977 yılında uzmanlığını almıştır. Rahmetli Prof. Dr. Orhan Karacadağ ile o zamanki adı Eskişehir Anadolu Üniversitesi olan şimdiki Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD’nin kuruculuğunda bulunmuştur. 1977 yılından yaş nedenli emekli olduğu 12 Nisan 2016 tarihine kadar da ESOGÜ’deki görevini sürdürmüştür. Dr. HASSA, 1982 yılında doçent ve 1988 yılında profesör kadrosuna atanmıştır.  Bu dönem içerisinde Dr. HASSA, Sağlık Bakanlığı - John’s Hopkins Üniversitesi ortak projesi olan JHPIEGO - Endoskopi programı çerçevesinde 1979-1987 yılları arasında Sağlık Bakanlığı ...

Prof. Dr. Hikmet Hassa
Prof. Dr. Hikmet Hassa
Eskişehir - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube