MİYOM NEDİR?
Miyom rahimin kendi kasından kaynaklanan iyi huylu tümörlerdir ve her dört kadından birinde görülür. 30 ila 40 yaş aralığında sık görülen miyomlar, menopoz sonrasında küçülmeye başlar ve sorun yaratmazlar. 40 yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık %40’ında miyom vardır. Miyomu olan kadınların % 75'i bunun farkında bile değildir.
Miyoma neden olan mekanizmalar net olarak gösterilememesine rağmen östrojen hormonunun miyomların gelişimine ve büyümesine neden olduğu bilinmektedir. Örneğin miyomlar gebelikte artan östrojen hormonu nedeniyle büyürlerken, menopozda azalan östrojen hormonu sayesinde küçülmektedirler. Ayrıca hiç doğum yapmayan ve kilolu bayanlarda daha sık görülmektedirler. Anne, kız kardeş veya anneannesinde miyom bulunan kimselerde miyom gelişme riski de fazladır.
MİYOM HANGİ ŞİKAYETLERE NEDEN OLUR?
Miyomunun yaptığı şikayetler; büyüklüğü, yerleşim yeri ve sayısına göre değişir. Bazen çok büyük boyutlara ulaşana kadar hiçbir şikayet yapmayabilir. Şikayetler;
Adet dönemindeki kanama miktarında artış veya ara kanamalar,
Adet ağrısı,
Kasıklarda ağrı ve karında şişlik,
Cinsel ilişkide ağrı,
Kısırlık,
Tekrarlayan gebelik kayıpları,
Erken doğum,
Sık idrara çıkma ya da idrar kaçırma,
Kabızlık.
MİYOMLARIN YERLEŞİM YERLERİ NERELERDİR?
Rahimlerin yerleşme yerleri aşağıda belirtilmiştir;
Rahim iç duvarına (submüköz) yerleşen miyomlar: Adet kanamaları artar ve pıhtılı bir kanama meydana gelebilir. Ek olarak bebeğin anne rahmine yerleşimini bozması nedeni ile kısırlığa ve düşüğe neden olabilmektedir.
Rahim duvarının içinde miyom (intramural) : Adet kanamaları artar, ağrılı hal alır. Ek olarak sık idrara çıkma, kabızlık, kanamanın fazla olmasına bağlı kansızlık ve kansızlığa bağlı vücut değişiklikleri görülebilir.
Rahim duvarının dışında yerleşim gösteren miyom (subseröz): Kasık ağrısı ve sık idrara çıkmaya neden olabilmektedir.
Rahimden dışarı çıkan yani vajene doğan miyom: Kanama, ilişki sırasında ağrı ve enfekte olabilmesi açısından saptanır saptanmaz alınmalıdır.
MİYOMLARA NASIL TANI KONULUR?
Miyomlar jinekolojik muayene ile kolayca tespit edilebilirler ve ultrasonla yerleşim yerleri ve boyutları kolaylıkla saptanabilir.
MİYOMLAR NASIL TEDAVİ EDİLİR?
1. Takip
Hastanın hiçbir şikayeti yoksa ve rahimi çok büyütmemiş ise takip edilebilir. Bu durumda, 6 ayda bir yapılacak olan ultrasonografi ile miyomun boyutu ve büyümesi takip edilmelidir. Eğer takipler sırasında hızlı büyüme saptanırsa miyomlarda çok nadir olan kanserleşme riskinden dolayı (yaklaşık 1000 hastada 1) ameliyat yapmak uygun olacaktır.
2. Cerrahi Tedavi
Cerrahinin nasıl yapılacağı hastanın yaşı, miyomun büyüklüğü-yerleşim yeri ve çocuk isteyip istemediğine göre belirlenir. Hasta 40 yaşın üzerinde, büyük miyomları var ve çocuk istemiyorsa rahim alınması ameliyatı tercih edilebilir. Diğer durumlarda sadece miyomun alınması yeterli olacaktır.
Miyomların yerleşim yerlerine göre, farklı miyom alma ameliyatları yapılabilir. Bunlar;
Submuköz miyomlar : Rahim iç duvarına yerleşen bu miyomların histereskopik olarak çıkarılması mümkündür. Uygun boyuttaki bu miyomlar vajinal yoldan kamera eşliğinde görüntülenerek tam olarak çıkartılabilmektedir. Avantajları arasında kısa sürede işlemin yapılması, daha az kan kaybı ve enfeksiyon riski ve hastanede daha kısa süre yatış yer almaktadır. Bu işlem sırasında rahimin delinmesi riski bulunmaktadır.
Subseröz miyomlar: Rahim duvarının dışında yer alan bu miyomlar çok büyük olmadıklarında kapalı ameliyat dediğimiz laparoskopi ile alınabilirler.
3. İlaç Tedavisi
Maalesef hiç bir ilaç miyomu ortadan kaldırmamaktadır. Miyom tedavisinde şu an kullanılan ilaç tedavileri miyomun büyümesini durdurmakta fakat bu ilaç bırakıldıktan sonra miyom hızla tekrar büyümektedir. Bu ilaçların bazıları ise kadında menopoz durumu oluşturacağından ateş basması, kemik erimesi gibi menopoz belirtileri ortaya çıkaracaktır.
4. Rahim Atar Damarının Tıkanması
Rahminin alınmasını istemeyen ya da cerrahi tedavi olmak istemeyen ileride çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlara, bir girişimsel radyoloji uzmanı tarafından bu işlem önerilebilir. Rahim atar damarını tıkamak, miyoma giden kan akışını keserek miyomun küçülmesini sağlamakta, dolayısıyla hastanın yakınmalarını ortadan kaldırmakta veya önemli ölçüde azaltmaktır. Bu işlem öncesi miyomun sayı ve yerini belirlemek için kontraslı MR çekilmesi gerekmektedir. İşlem sırasında damara verilen maddelerin istenmeyen yan etkilerine bağlı kanama, enfeksiyon, ağrı ve allejik durumlar oluşabilmektedir.