Meme kanserinde tanı, tedavi ve sonrası

Meme kanserinde tanı, tedavi ve sonrası

Meme Kanserinde Tanı : 

Kendi kendine muayeneyi her kadın aylık olarak yapmalıdır. Hele ailesinde kanser olan kadınlar mutlaka yapmalıdır. Adet bittikten birkaç gün sonrası, meme yumuşamış olacağı için, en uygun zamandır.

40 yaşından itibaren her kadın yıllık meme muayenesi için cerraha görünmelidir. Ama ailesinde en az 2 kişide meme ya da yumurtalık kanseri olanlar, 30 yaşından itibaren muayene edilmelidirler. 35 yaşından önce ortaya çıkan kanserler daha agressiftirler, büyümeden yakalanmalıdırlar. Genetik (kalıtsal) olan kanserler de genellikle genç yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

Mamografi : Mamografi, çoğu erken ya da geç dönem meme kanserlerinin tanınması için ideal yöntemdir. Erken dönem kanserleri meme dokusu içinde yoğunlaşma, çekinti, ya da grup oluşturmuş ince kireçlenmeler (mikrokalsifikasyon) şeklinde gösterir. Daha büyük kanser odaklarını ise, yıldızvari çıkıntıları olan yoğun doku ( opasite, mamografide beyaz ) şeklinde gösterir. Buna eşlik eden kireçlenme odakları, üzerindeki deride kalınlaşma ve/veya çekilme de görülebilir.

mamografi  Mamografide ışınsal uzantıları olan, konturu düzensiz opasite.

Tarama mamografileri, yani hiçbir muayene bulgusu olmasa da yapılan mamografiler, henüz muayene ile ele gelmeyen kanserlere ait belirtileri göstermektedir. Böylece kanser erkenden yakalanmaktadır. Meme kanseri kadınların en sık kanseridir. 80 yaşına kadar yaşayacağını kabul edersek, her 10 kadından 1'inde  mutlaka meme kanseri gelişecektir. O halde tarama yapılmalı, kanser erkenden yakalanmalıdır, ki, hasta kanserden kaybedilmesin.

Genç kadınların meme dokusu çok yoğun olduğundan mamografi bu yoğunluk içinde bir kansere ait bulguları göretermekte yetersiz kalabilir. O zaman devreye ultrason girer.

Ultrason, ses dalgalarıyla çalışır, radyasyon yaymaz. Her yaşta güvenle kullanılabilir, özellikle de meme dokusu yoğun olan genç kadınlarda. US, kistleri kanserden net olarak ayırır. Fibroadenomları da düzgün cidarlarıyla teşhis eder. Ama kesin sonuç US ile değil, biyopsi ile elde edilir.

meme ultrasonu  Meme Ultrasonu : Meme kisti. Kendisi tamamen siyah ( ekosuz)  ve arkasında ( aşağıda) beyazlaşma (akustik kuvvetlenme) var. US'deki bu özellikler, ele gelen kitlenin -zararsız- meme kisti olduğunu gösterir.

meme ultrasonu meme ultrasonu Meme ultrasonu : Soldaki kanser, sağdaki fibroadenom. Meme kanseri ultrasonografide,memenin normal dokusundan daha koyu gri (hipoekoik) görülmektedir. İyi huylu fibroadenomlardan farklı olarak, buradaki kanserin sınırlarının (konturunun) girintili-çıkıntılı, düzensiz oluşu dikkati çekmektedir.

Biyopsi eskiden sadece ameliyatla yapılırdı. Lokal anestezi altında çıkarılıp patolojiye gönderilirdi. Eskiden beri yapılmakta olan diğer yöntem ise, narkoz altında kitlenin çıkarılması ve ameliyat sırasında patolog tarafından mikroskop altında muayene edilmesi şeklinde yapılır(Frozen section ile biyopsi).

       Birinci yöntemde, alınan parça patolojiye gönderilir ve sonuç için birkaç gün beklenir. Sonuç kanser çıkarsa, hasta yeniden hastaneye yatırılır ve narkoz altında ameliyat edilir.

        İkinci yöntemde ise, kanser olup olmadığı ameliyat sırasında öğrenilir. Kanser değilse ameliyat yarası kapatılır ve hasta aynı gün evine gönderilir. Sonuç kanser çıkarsa, asıl kanser ameliyatı, aynı seansta yapılıp bitirilir. Bu işlem günümüzde daha çok, ele gelmeyen, ama mamografi veya ultrasonografide görülen küçük, şüpheli bulgular için uygulanmaktadır. Şüpheli küçük bölgeyi isabetli bir şekilde bulup çıkarmak için de, ameliyat günü, önce ultrason veya mamografi kontrolü altında, hastalıklı bölge bir metal tel ile radyolog tarafından işaretlenmektedir.

İğne biyopsisi : Ele gelen ya da gelmeyen, uygun olan her hastada, kesin tanı için iğne biyopsisi yapılmaktadır. İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) için kalın iğneli normal bir enjektör kullanılır. Bu yöntemde doku değil, hücreler alınır. Patolog hücrelerin yapısına göre habis ( malign, kanser ) veya selim ( benign, temiz) der. Yapılan patolojik incelemenin adı da "sitoloji"dir. Günümüzde daha çok "trucut biyopsi"kullanılmaktadır. Burda kullanılan iğne çok daha kalındır. İçiçe geçmeli sistem sayesinde, tümörün içinden bir doku silindiri kesilip çıkarılır. Bu dokunun patolog tarafından her yönüyle incelenmesi, tüm ayrıntılı tanının konulması, reseptör tayinlerinin (ER, PR, HER2...) yapılması mümkündür ve günümüzde sıklıkla artık bu yöntem kullanılmaktadır.

Meme MR ( manyetik rezonans görüntüleme, MRG) : Memede, mamografi ve US ile şüpheli görünüp tam tanı konamayan, daha önce cerrahi biyopsi veya ameliyat edilmiş memelerde izah edilemeyen şüpheli bulguların kanser olup olmadığını anlamak için, meme MR'a başvurulur. Bazı meme kanserleri bir odakta değil, birkaç odakta birden başlayabilir. Ya da ana odak dışında daha küçük, dikkati çekmeyen odaklar olabilir. Onları en iyi şekilde MR ortaya çıkarır.

Ayrıca PET ( pozitron emisyon tomografisi), göğüs ve tüm karın BT veya MR'ları, karın US'si, tüm vüct kemik sintigrafisi gibi yöntemler, memedeki hastalığın, uzak organlara sıçramış olup olmadığını anlamak için sıkça başvurulan yöntemlerdir.

Meme Kanserinde Tedavi :

Meme kanserinin tedavisi "multidisipliner", yani farklı branşlardaki hekimlerin ortak çalışması ile tedavi edilmektedir. Genel cerrahi, tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi ve bazen psikiyatri beraberce aynı hastayı tedavi etmek zorundadırlar.

Cerrahi tedavi : Tüm kanserlerde kesin ve en iyi tedavi ancak hastalıklı bölgenin, geride tümörlü doku bırakmayacak şekilde cerrahi olarak çıkarılmasıyla sağlanır. Ama cerrahinin başarısı , hastalığın çıktığı organın dışına çıkmamış, küçük kalmış olmasına bağlıdır.

Meme kanseri için geçen yüzyıldan beri çok farklı yöntemler kullanıldı. Bunlardan bazısı bugün için çok "vahşi" olan yöntemlerdi. Örneğin bütün meme, arkasındaki tüm göğüs kafesi kasları, hatta kaburga kemikleri ve köprücük kemiği bile çıkarılırdı. Şükür ki, günümüzde böyle "vahşi" ameliyatlar artık kullanılmamaktadır.

Son yılların tercihi, memeyi koruyucu cerrahidir. Kuşkusuz her durumda meme korunamaz. Meme ucunun arkasındaki tümörlerde, 3 cm'den büyük veya birden fazla odakta ortaya çıkmış tümörlerde memeyi korumak, hasta açısından iyi sonuçlar vermez; o nedenle memenin alınması önerilir. Meme korunurken, ya cilt hiç kesilmeden sadece kitle, kansere en az 1 cm uzaktan geçilerek kesilip çıkarılır (Lumpektomi), ya da memenin dörtte biri, kanseri içerecek şekilde, üzerindeki deriyle beraber çıkarılır(Kadranektomi). Bu yötemlerden biri uygulandığı zaman, memeye mutlaka radyoterapi ( ışın tedavisi) uygulanmaktadır. Memedeki kitlenin çıkarılması + ışın tedavisi, memenin tümüyle alınmasına eşit bir sonuç vermektedir.

Memenin alınması ( mastektomi) eskiden koltuk altındaki lenf bezlerinin alınmasıyla beraber gerçekleştirilirdi (Modifiye radikal mastektomi). Ama uzunca yıllardan beri, koltuk altındaki lenf bezlerine sıçrama olup olmadığını ameliyat sırasında yaptığımız bir araştırmayla bilebilmekteyiz. Eğer koltukaltı lenf bezlerinde bulaşma yoksa, koltukaltı lenf bezlerinin alınmasına gerek kalmaz. Böylece, bu ilave girişimin kadında yaratacağı muhtemel olumsuz komplikasyonlardan ( kolun ödem ile şişmesi, kolunu yeterince kullanamamasından) kaçınılmış olur.

Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi (SLNB) : Ya bir boya maddesi ya da radyoaktif bir madde, memedeki tümörün içine ve etrafına zerkedilir. Belirli bir süre sonra koltukaltından 3 cm'lik bir kesi ile girilerek, boyayı ya da radyoaktif maddeyi tutan lenf bezi bulunup çıkarılır. Ameliyathaneye gelmiş olan patolog bu lenf bezini inceler. Kanser bulaşmış ise, koltukaltı lenf bezleri kazınır (aksiller küraj), bulaşma ( metastaz) yoksa, koltukaltındaki işlem bu aşamada sonlandırılır.

Ameliyat edilen alana bir emici dren yerleştirilir. Birkaç gün içinde dren çekilir ve hasta evine taburcu edilir.

Aradan 20 gün kadar bir süre geçince cerrahi yaralar iyileşmiştir. Hasta artık onkolojik tedaviye gidebilir.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hasan Kalafat

Etiketler
Meme kanserinde tedavi seçenekleri
Prof. Dr. Hasan Kalafat
Prof. Dr. Hasan Kalafat
İstanbul - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube