Meme kanseri nedir?

Meme kanseri nedir?

Meme kanseri kimde olur?

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir ve tüm kanserlerin dörtte birinden fazlasını oluşturmaktadır. 1990’lı yılların başından itibaren istatistiklerde meme kanserine bağlı ölüm hızında azalma ve tanı alan hasta sayısında artma, tarama yöntemleri ve özellikle mammografinin daha etkin olarak kullanılmasıyla ilişkilendirilmektedir.

Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir?

Cinsiyet: Kadın olmak

Yaş:30 yaş altında meme kanseri gelişme olasılığı her 2,500 kadında bir iken, bu oran 40-59 yaş arası 24 kadından birine ve 60-79 yaş arası ise her 13 kadından birine yükselmektedir.

KalıtımMeme kanserlerinin sadece % 8’i kalıtsaldır. Kalıtım açısından riskli kadınlarda BRCA 1 ve BRCA 2, PTEN, p53, AT ve HNPCC genlerindeki değişiklikler araştırılabilir.

İlk adetin 13 yaşın altında görülmesi

51 yaşın üzerinde menopoza girilmesi

Beş senenin üzerinde sürdürülen hormon tedavisi (HRT), projesteron ve östrojeni birlikte içeren ilaçlar tek başına östrojen içerenlere göre daha risklidir.

Kadının doğum yapmaması

İlk gebeliğin 30 yaş sonrası gerçekleşmesi

Menopoz sonrasında kilo alınması (düzenli olarak spor yapmak meme kanseri riskini azaltır)

Düzenli alkol kullanımı

Daha önce yapılan meme biyopsisinde atipik hiperplazi veya in situ lobüler karsinom bulunması

Ergenlik yaş döneminde ışın tedavisi (radyoterapi) görmek

30 yaş öncesi meme dokusuna radyoterapi uygulanması

Kanserli annenin kızında taramaya ne zaman başlanmalı? 

Meme kanserli bir annenin kızında meme kanseri açısından taramaya, annede görüldüğü yaştan 10 yıl erken başlamak gerekiyor. Örneğin annede 40 yaşında kanser tanısı konduysa, kızında 30 yaştan itibaren meme kenseri taraması yapılmalıdır.

Meme kanserinden korunmak için alınabilecek basit önlemler nelerdir?

Kilo almamak

Alkol tüketimini azaltmak

Düzenli spor yapmak

Sigarayı bırakmanın meme kanseri açısından yaralı olduğu bilinmektedir.

Meme kanserinde erken tanı yöntemleri nelerdir?

Kadının kendi kendini muayenesi (adet başlangıcından 5-7 gün sonra, ayna karşısında ve sonra yatarak elle yapılmalı)

Tarama mamografisi (40 yaştan sonra yılda bir kez)

Doktor tarafından yapılacak klinik meme muayenesi, meme kanserinden korunmada çok önemlidir.

Meme kanserinin hangi patolojik tipleri vardır?

Başlıca meme kanseri tipleri şunlardır:

Duktal kanser: intraduktal (insitu), invaziv, komedo, inflamatuvar, medüller, müsinöz, papiller, skiröz ve tübüler alt tipleri vardır.

Lobüler kanser: insitu ve invaziv alt tipleri vardır.

Meme başı kanseri: Paget hastalığı

Diğer kanserler: sistosarkoma filloides, lenfoma ve anjiosarkoma alt tipleri vardır.

Duktal karsinoma insitu (DKİ) nedir?

Duktal karsinoma insitu (DKİ), invaziv yani saldırgan olmayan meme kanseri anlamına gelir. 2000 yılında ABD’de belirlenen meme kanserlerinin yaklaşık % 20’si DKİ olarak bulunmuştur. DKİ olgularının çok azı elle hissedilebilir ve % 80’i ise mamografide belirlenir ve % 70’i ise 1 cm’in altındadır. Patolojik olarak DKİ’nin mikropapiller, papiller, solid, kribriform ve komedo tipleri vardır. Yakın zamana dek DKİ belirlenince, % 30 sıklıkta çok odaklı (multisentrik) olması ve memenin bir kısmının alınması (segmenter mastektomi) durumunda % 25-50 oranında tümör nüksü olması nedeniyle, memenin alınması (mastektomi) ile tedavi edilirdi. İnvaziv yani saldırgan meme kanseri olgularında, memenin bir kısmının alınması (segmenter mastektomi) ve radyoterapi uygulanması sonrasında sonuçların başarılı olması ile aynı uygulama DKİ olgularında da tercih edilmeye başlandı. Radyoterapi ile 12 yıllık lokal tümör nüksü, % 32’den % 16’ya düşmüştür.

Lobüler karsinoma insitu (LKİ) nedir?

Lobüler karsinoma insitu, lobüler neoplazi diye de adlandırılan meme kanseri türüdür. Tamoksifen tedavisi sonrasında LKİ olgularında invaziv (saldırgan) tümör gelişme olasılığının % 50 oranında azaldığı belirlenemiştir.

Meme kanseri nasıl evrelendirilir?

Meme kanserinde, Evre 1 ile 4 arasında evrelendirme yapılır, 1. evre başlangıç aşamasında ve 4. evre yayılmış tümör anlamına gelir.

T0: başlangıç aşamasında tümör

T1: 2 cm’den küçük tümör

T2: 2-5 cm büyüklükte tümör

T3: 5 cm’den büyük tümör

T4: göğüs duvarı veya deriye taşmış tümör

N1: aynı taraf koltukaltı 1-3 arasında lenf bezinde tümör bulunması

N2: aynı taraf koltukaltı 4-9 arasında lenf bezinde tümör bulunması

N3: aynı taraf koltukaltı 10’dan fazla lenf bezinde tümör bulunması veya aynı taraf köprücük kemiği altındaki ve üstündeki lenf bezlerinde tümör bulunması

Meme kanseri nasıl tedavi edilir?

Meme kanseri tedavisinde ana ilke uygun şekilde yapılan cerrahi girişimdir. Buna ek olarak ışın tedavisi (radyoterapi), damardan verilecek kanser ilaçları ile tedavi (kemoterapi), hormon tedavisi (Tamoksifen) ile tedavi desteklenir.

Meme kanseri ameliyatının özellikleri nelerdir?

Meme kanseri tedavisinde ana temel nokta tümörün genel anestezi altında cerrah tarafından eksiksiz olarak çıkartılmasıdır.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi meme kanseri ameliyatları memenin tümünün alınması (mastektomi) anlamına gelmez. Tam tersine günümüzde vakaların büyük bir çoğunluğunda meme koruyucu cerrahi denilen, memenin sadece tümörlü kısmının alınması (lumpektomi) ve lenf bezlerinde sıçrama araştırılması prensibine dayanır.

Meme koruyucu cerrahi veya lumpektomi girişiminde memenin sadece kanserli tümör hücrelerini içeren bölümü alınır ve koltukaltına sıçrama yapıp yapmadığının anlaşılması için lenf bezlerine mavi boya (metilen mavisi) veya radyoaktif madde verilerek bir radyoaktif sayaç ile ölçüm yapılır. Koltukaltı lenf bezlerinde tümör bulgusu saptanırsa, koltukaltı lenf bezlerinin sıklıkla iki düzeyi alınır (üçüncü düzey nadiren alınır), aksi takdirde lenf bezleri alınmaz. Lenf bezleri, lenf sıvısının filtre edildiği düğümler gibi çalışır ve lenf bezlerinde tümör sıçraması (metastaz) bulunması halinde tedavinin seyri etkilenecektir. İşlem ameliyat sırasında patoloji tetkiki ortalama bir saat kadar sürer ve Patoloji tetkiki de eklendiğinde bu süre iki saat kadar sürebilir.

Meme kanseri tedavisinde memenin bir kısmının alınması tamamının alınması kadar başarılı sonuç verir mi?

Tek taraflı meme kanserinde, tümör çapı 4 cm’in altında ise ve alınan bölgenin etrafında geriye tümör hücresi kalmadı ise (Patoloji tahlili ile anlaşılabilir), sadece tümörün çıkartılıp, arkasından ışın tedavisi (Radyoterapi) uygulanması ile memenin çıkarılması ile aynı düzeyde başarı elde edilir. Bu sonuç dünya çapında çok geniş serilerde kanıtlanmış ve yaygın olarak bilinen bir bilimsel gerçektir.

Meme kanseri tedavisinde memenin bir kısmının alınması kozmetik kusur yaratır mı?
Geçmiş yıllarda meme kanseri ameliyatlarında memenin tümünün alınması (mastektomi) rutin bir girişim iken kozmetik olarak ciddi sorunlar doğmakta idi. Günümüzde 4 cm’den küçük çaplı tümörlerde yoğunlukla uygulanan memenin sadece tümörlü kısmının alınması (lumpektomi) kozmetik açıdan hastaları rahatsız edecek bir sorun yaratmamaktadır. Ameliyat ortalama 5-7 cm uzunluğunda bir kesiden yapılır. Bunun nedeni de geçmiş yıllarda rutin olarak bu tür lumpektomi ameliyatlarından sonra tümörlü dokunun alınmasını takiben o bölgeye dren yerleştirilmesi ve dreninin sıvıları çekmesine bağlı olarak o bölgede zaman içinde bir çöküntü meydana gelmesi idi, ancak günümüzde ameliyat bölgesine dren yerleştirilmediğinden çöküntü çok az ve kozmetik olarak kişiyi rahatsız etmeyecek kadar hafif olmaktadır. 

Meme kanseri ameliyatı sonrasında ne gibi sorunlara rastlanabilir?

Meme kanseri ameliyatlarında gelişen başlıca sorunlar şunlardır:

Ameliyat bölgesinde enfeksiyon olması

Kolun arkasında hissizlik olması (sinirlerin zedelenmesi nedeniyle)

Kolda uyuşma, hissizlik veya lenfödem olması

Kol toplardamarlarında yangı olması: buz uygulaması ve Aspirin verilmesi yarar sağlar.

Kürek kemiğinin yukarı doğru kalkması: sinir hasarı olursa gelişir.

Memenin tümünün alınması (mastektomi) girişiminin ne tür etkileri vardır? Koruyucu amaçlı memenin tümünün alınması (profilaktik mastektomi) ne demektir ve hangi hastalarda gerekir?

Yüksek risk grubunda olan kişilerde bir veya iki memenin meme kanserinden kişiyi koruma amaçlı alınmasına verilen addır. Meme kanseri gelişme riskini % 90 gibi azalttığı bilinmektedir. Bazı durumlarda, meme kanseri riskini azaltmak amacı ile vücuttaki östrojen hormonu salgılanmasını azaltmak için tüplerle birlikte yumurtalıklar da alınabilir.

Meme kanseri tedavisinde, memenin tümünün alınması (mastektomi) ameliyatı memenin tümörlü kısmının alınması (lumpektomi) ameliyatına göre daha uzun sürer.

Meme açısından uzuv kaybına uğranmış olur.

Memenin tekrar kozmetik olarak düzeltilmesi amacı ile ek ameliyat gerekebilir. 

Annede, kız kardeşinde veya kızında özellikle 50 yaştan önce meme kanseri olması

BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonu varlığı

Bir memede meme kanseri varlığında karşı meme koruyucu amaçlı uygulanabilir.

Lobüler tipte meme kanseri belirlenmesi.

30 yaşın altında göğüs duvarında ışın tedavisi (radyoterapi) alan hastalar

Yoğun meme yapısı olması ve memede yaygın kireçlenme (mikrokalsifikasyon) odaklarının bulunması

Koruyucu amaçlı memenin tümünün alınması (profilaktik mastektomi) nasıl gerçekleştirilir?

Meme kanserinden korunmada, ailede meme kanseri öyküsü olan hastalar profilaktik mastektomi yöntemini tercih etmektedirler.

Basit mastektomi: koltukaltı lenf bezlerine dokunmadan memenin tümünün alınması

Subkutan mastektomi: Meme başı korunarak meme dokusunun tümü alınabilir. Ancak, bu girişim sonrasında kozmetik düzelme yapılırsa basit mastektomi girişimi kadar düzgün sonuç vermez.

Meme kanseri tedavisinde memenin bir kısmının alınması sonrasında ışın tedavisi nasıl yapılır?

Meme kanseri tedavisinde, memenin sadece tümörlü kısmının alınması (lumpektomi) ameliyatı sonrasında haftada beş gün olarak 5-7 hafta boyunca, lineer akseleratör adlı cihazla odaklanmış yüksek enerjili ışın tedavisi (radyoterapi) uygulanır. Böylece yüksek bir hızla çoğalan tümör hücreleri yok edilebilir.

Meme kanserinde ışın tedavisi (radyoterapi) ile meme kanseri nüksünün % 70 gibi azaldığı bilinmektedir.

Meme kanseri nedeniyle lumpektomi yapılan bir memede tümör nüksü olursa bu defa tekrar lumpektomi ve ışın tedavisi (radyoterapi) yapmak yerine memenin tümünün alınması (mastektomi) girişimi tercih edilir.

Bazı olgularda hipertermi tedavisi yani tümörlü dokuyu 45oC’ye dek ısıtarak kanser hücrelerini yok eder.

Işın tedavisine (radyoterapi) bağlı olarak ciltte güneş yanığında kızarıklık, kaşıntı, yanma, hissizlik ve soyulma olabilir. Ayrıca, göğüs ağrısı, halsizlik, kalp sorunları, akyuvarların azalması ve solunum problemleri görülebilir.

Meme kanseri tedavisinde kemoterapi nasıl yapılır?

Meme kanseri tedavisinde ameliyat sonrasında kemoterapi (adjuvan kemoterapi) ile kanser hücrelerini sorunlu bölgede ve şayet yayıldı iseler yayıldıkları yerde yok edilmeye çalışılır.

Kemoterapi, erken evre meme kanserinde tümör nüksünü azaltmak için, ileri evre meme kanserinde ise kanser hücrelerini yok etmek veya azaltmak için kullanılır. İleri evre meme kanserinde bile tümör hücreleri % 30-60 oranında azalır.

Neadjuvan kemoterapi: bazı meme kanseri olgularda ameliyat öncesinde kemoterapi (adjuvan kemoterapi) verilerek tümör hücrelerini ufaltmak ve böylelikle daha sınırlı meme dokusunun çıkartılmasına olanak sağlar.

Meme kanseri tedavisinde kemoterapinin ne gibi yan etkileri olabilir?

Meme kanseri tedavisindeki kemoterapi uygulaması sonrasında her tip kemoterapide görülebilen sorunlara rastlanabilir. Bilindiği gibi kalp ve damar hastalıkları konusunda yaygın olarak kullanılan kan sulandırıcıları damarın tıkanmaması için mutlak gereklidir ama bir yandan da mide veya bağırsak kanamalarına yol açabilirler. Bu örnekten de anlaşılabileceği gibi her ilacın faydalı etkileri yanında vücuda zarar verebilen bazı yan etkileri de mevcuttur. Genellikle hastalar kemoterapi’nin saç dökülmesi yan etkisi konusunda ilk sorularını yöneltirler. Bunun dışında görülebilen başlıca komplikasyonlar: kansızlık (anemi), ishal, halsizlik, döllenme yeteneğinin azalması, enfeksiyona eğilim, unutkanlık, menapoza benzer belirtiler, ağız ve boğaz ağrısı, tırnak değişiklikleri, nöropati, tat ve koku duyusunda değişiklikler, kadınlık organında (vajina) kuruluk, bulantı ve kusma ile kilo kaybı gibi belirtiler görülebilir.

Meme kanseri tedavisinde başarıyı belirleyen faktörler nelerdir?

Meme kanseri tedavisinde aşağıdaki faktörler başarıyı etkiler:

Hastanın yaşı

Kanserin evresi

Kanserin patolojik derecesi (grade)

Tümörün östrojen ve projesteron reseptörü durumu

Tümörün çoğalma yeteneği

HER2/neu geni durumu

Meme kanseri tedavisinde Tamoksifen’in önemi nedir?

Meme kanseri tedavisinde Tamoksifen’in rolü kadınlık hormonu olan östrojen’in reseptörlerini bloke etmektir.

Tamoksifen kadın veya erkekte erken dönemde belirlenen ve östrojen reseptörü var olan (pozitif sonuç) meme kanseri olgularında tümör nüksünü azaltıcı etkisinden dolayı tercih edilmektedir. Aynı etkisi nedeniyle Tamoksifen ileri evrede olan ve sıçrama (metastaz) yapmış meme kanseri olgularında da östrojen reseptörü pozitif ise kullanılmaktadır. Tamoksifen ile meme kanseri nüksünün menapoz sonrasında % 40-50 oranında ve menapoz öncesinde ise % 40-50 oranında azaldığı bilinmektedir.

Henüz meme kanseri tanısı almayan, ancak meme kanseri açısından yüksek risk grubunda olan kadınlara da Tamoksifen önerilmektedir.

Tamoksifen tablet olarak hergün aynı saatte bir adet olarak alınır, aynı zamanda sıvı şekli de bulunmaktadır. İlaç kullanım süresi genellikle 5 yıldır, ancak bazı durumlarda 2-3 yıl süre ile kullanımı tercih edilmektedir.

Nüfusun % 10’unda CYP2D6 enzimi eksikliği olduğu bilinmektedir ve bu hasta grubunda Tamoksifen tedavisinin pek etkili olmadığı bilinmektedir. Ayrıca, Kardiokin (kinidin), Benadril (diphenhydramine) ve Tagamet (simetidin) gibi ilaçların Tamoksifen’in etkinliğini azaltıığı bilinmektedir.

Avantajları: Tamoksifen’in menapoz sonrasında kemik erimesi (osteoporoz) riskini azalttığı ve kollesterol seviyelerini de düşürdüğü bilinmektedir.

Meme kanseri tedavisinde Tamoksifen’in ne gibi yan etkileri olabilir?

Meme kanseri tedavisinde Tamoksifen’in her ilaçta olduğu gibi bazı yan etkileri vardır. Bunlar: kadınlık organından (vajinal) kanama, leğen kemiğinde ağrı ve baskı hissi, bacaklarda şişme ve hassasiyet, göğüs ağrısı, nefes daralması, halsizlik, hissizlik, görme sorunları, baş ağrısı, baş dönmesi, kemik ağrıları, sıcak basması, bulantı, saçlarda incelme, kabızlık, ciltte kuruma ve cinsel isteksizlik gibi yan etkileri olabilir.

Meme kanserinin her iki memede görülmesi durumunda ne yapılır?

Meme kanseri çok odaklı (multisentrik) olabilir ve her iki memede görülebilir. Her iki memede kanser özellikle lobüler kanser olgularında görülür. Bu nedenle meme kanseri belirlenen kadınlarda mutlaka mamografi her iki meme içinde çekilmelidir. Son yıllarda özellikle meme kanseri takibinde manyetik rezonans görüntülemesinin (MRG) kullanımı yaygınlaşmaktadır. Öte yandan MRG ile sorun olduğu belirtilen görüntülerin sadece % 25’inin kanser olarak belirlendiğini unutmamak gerekir. Bir memede meme kanseri belirlenmesi durumunda her yıl için diğer memede kanser belirlenme oranı % 1’dir, tümörün 55 yaşın altında belirlenmesi durumunda diğer meme için kanser riskinin % 1.5 olduğu görülmektedir.

Bu makale 9 Mart 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Yüksel Arslan

Op. Dr.Yüksel Arslan, İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı lisans eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayıp Genel Cerrahi uzmanı olmuştur.

Branşı ile ilgili olan tüm hastalıkların tıbbi tedavilerini veya ameliyatlarını yapmaktadır.
Özellikle guatr, laparoskopik (kapalı) fıtık, laparoskopik safra kesesi, anal fissür, anal fistül, hemoroid, pilonidal sinüs ameliyatları açısından yoğun tecrübeye sahiptir.
Mide endoskopisi ve kolonoskopiyi de rutin olarak uygulamaktadır.

Op. Dr.Yüksel Arslan, Mesleki çalışmalarına Özel Biga Can Hastanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Meme kanseri ve tedavisi
Op. Dr. Yüksel Arslan
Op. Dr. Yüksel Arslan
Çanakkale - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube