Kıyaslamanın zarar vermediği ilişki çeşidi yoktur. Çocuğun fiziksel ve duygusal gelişiminde ailelerin en sık yaptığı yanlışlardan biri çevre ile kıyasa girmesidir. Çocuk doğduğu andan itibaren başlayan kilo, boy, ek gıda süreci, tuvalet eğitimi, konuşma becerileri gibi birçok alanda bu hataya düşüyoruz. Bizlerin seanslarda en çok karşılaştığı durumlardan biri anne-babanın olumsuz çevre yorumlarından kaynaklı kaygı ile başvuruda bulunmasıdır. Bu süreç hem ebeveyn hem de çocuk açısından oldukça yorucu geçmektedir. Çocukların gelişim hızlarının farklı olabileceği gözden kaçırılmamalı ve alanda uzman olmayan kişilerle çocuğunuzu kıyas etmemelisiniz. Bunun önüne geçmenin en kolay yolu çocuğun gelişim basamaklı hakkında önceden bilgilenmeniz olacaktır. Örneğin tuvalet eğitiminde 18 – 30 ay arası eğitimin tamamlanmış olması önerilir. Fakat bazı çocuk 1 haftada eğitimi tamamlarken bazı çocuk ise 1 ayda eğitimi tamamlayabilir. Hatta gündüz tuvalet eğitimini tamamlansa bile gece eğitimi haftalarınızı hatta aylarınızı alabilir.
İlk 5 yaşta fiziksel gelişim basamaklarında daha sık görülen kıyaslama, zamanla akademik ve duygusal kıyaslamalara yerini bırakıyor. Her çocuğun gelişim hızı nasıl farklıysa öğrenme hızı da birbirinden farklıdır. Kimi çocuk 1 saat çalışmayla öğrenebilirken kimi çocuğun 5 saate ihtiyacı olabilir. Önemli olan çocuğunuzun ilgi alanlarına göre mutlu ve verimli olacağı çalışma düzenini oluşturabilmektir.
Bu konuyu başka bir boyut da ele almak istiyorum. Kıyas etmek çocuğu incitir. Bir çocuğun en iyi ilacı anne babası tarafından olduğu gibi kabul edilmektir. Sizin kabul etmediğiniz yerdiğiniz çocuğun sosyal ilişkileri de aynı şekilde ilerleyecektir. Peki sizin çocuğu olduğu gibi kabul etmemenizin altında kabul görülmemiş çocukluğunuz yatıyor olabilir mi? Sağlıklı ilişkinin doğasında kıyaslama yoktur. Özgüveni zedelenmiş, yetişkinlik döneminde çevresine psikolojik şiddet uygulayan veya kendine psikolojik şiddeti hak gören bireyler görmek istemiyorsanız bu yanlışınızdan hemen dönmenizi tavsiye ediyorum. Bu yazıyı okurken belki kendi çocukluğunuzla yüzleşmiş olabilirsiniz. Kendinize ve neslinize yapacağınız en büyük iyilik ruhsal iyileşme olacaktır. Değişmekten, değiştirmekten, doğruyu aramaktan vazgeçmeyin. İnsan sosyal bir varlıktır; öğrenme ve değişim üzerine yaratılmıştır. Her gün değişen dijital dünyaya, modaya ayak uydurmak yerine kendi kişisel gelişiminize odaklanın. En önemlisi çocuklara daha iyi gelecek için öğrenmekten vazgeçmeyin. Sağlıkla kalın..