Kaygı ve kaygıyı yönetebilmek üzerine

Kaygı ve kaygıyı yönetebilmek üzerine

Kaygı, kişinin günlük hayatta yaşadığı, engellemekte zorluk çektiği aşırı endişe ve uyarılmışlık haline denir. Korkuya benzeyen yoğun bir duygudur. Yani vücudumuzun strese karşı verdiği doğal bir tepkidir. Kaygı duyan kişi gergin ve huzursuzdur, kötü bir şey olacağından endişe etmektedir. Ancak kaygının nedeni olayın kendisi değil, kişi tarafından nasıl algılandığı ve nasıl yorumlandığıdır.

Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygılar duyabilir. Yetişmesi gereken bir iş, sınav, çocuklar veya aile ile ilgili sorunlar ya da sağlık ile ilgili durumlar birçok kişiyi kaygılandırabilir. Belirli bir oranda kaygı hissetmek yaşamımızı devam ettirebilmemiz için gereklidir. Kaygımız olmazsa sorumluluklarımızı çoğu zaman aksatabiliriz. Ancak hiç kaygılanmamak yada aşırı derecede kaygılanmak olumsuzlukla sonuçlanabilir.

Peki kaygılarımızı nasıl yönetebiliriz ?

Öncelikle bizi kaygılandıran durumla ilgili olarak çok fazla araştırma içerisinde olmamalıyız yada o durumla ilgili çok fazla bilgiye maruz kalmamalıyız. Daha fazla biliyor olmak veya düşünüyor olmak onu daha iyi çözebileceğimiz anlamına gelmez hatta bir noktadan sonra kontrolü kaybetmemize neden olabilir. Kaygımızı tetikleyerek yaşam kalitemizi düşürdüğü gibi işlevselliğimizi de olumsuz yönde etkileyebilir.

İçinde bulunduğumuz süreci de düşünecek olursak; Olumsuz, gerçek dışı düşünceler yerine daha gerçekçi düşüncelere odaklanmaya çalışarak, geçmiş veya geleceğe aşırı odaklanmak yerine an’a odaklanarak kaygılarımızı yönetebiliriz. Sürekli kaygı veren durumları düşünmek yerine rutin düzeni bozmayarak yapacaklarımıza odaklanabiliriz.

Daha önce de belirttiğim gibi kaygı yaratan duruma karşı aşırı bilgi sahibi olmak kaygıyı tetikler kişiyi bir süre sonra rahatsız eder. Mesela kendinize takip edebileceğiniz kaynağı güvenilir bir yayın yada kanal belirleyebilirsiniz, son dakika paylaşımları yapan grupların bildirimlerini sınırlandırabilirsiniz. Her dakika veya yarım saatte bir arama motorlarından, sosyal mecralardan durum takibi yapmak yerine belirli saatlerde yayın yapan güvenilir kaynakları takibe alabilirsiniz.

Kalan vakitlerinizde kişisel gelişiminize odaklanabilirsiniz. Keyif alabileceğiniz filmler izleyerek yada okumalar yaparak sizler de içinde bulunduğunuz zor şartları fırsata çevirebilir ve kaygılarınızı yönetebilirsiniz.  

Bu makale 13 Nisan 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Arzu Ünal

Uzm. Kl. Psk,  Arzu Ünal,  lisans eğitimini Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi'nde başarı ile tamamlamiştir ardından Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji Yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Eğitimini; nikotin kullanan ve kullanmayan bireylerde öfke ifade tarzları ve yaşam doyumu arasındaki ilişkinin incelendiği tezi ile tamamlamıştır.   Eğitim hayatı boyunca bir çok alanda eğitimler almış, staj ve gönüllü çalışmalarda bulunmuştur. Yüksek lisans döneminde ise gönüllü olarak Kaygı Bozukluğu ve Obsesif Kompulsif Bozukluğu olan danışanlarla seanslar yürütmüştür. Alandaki uzman hocalardan sertifikalı eğitimler ve süpervizyon almıştır.  Şuan aktif olarak EMDR terapisi, Şema Terapi ve Bilişsel Davranışçı Terapi ekolleri ile çalışmaktadır, danışanın ihtiyacına yönelik seanslarını planlamakta ve yürütmektedir. Aynı zamanda çocuk danışan ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Psikolojik destek
Uzm. Kl. Psk. Arzu Ünal
Uzm. Kl. Psk. Arzu Ünal
İstanbul - Klinik Psikolog
Facebook Twitter Instagram Youtube