Kanser hastasının temel kaygıları ölüm korkusu, başkalarına bağımlı kalmak, yetersizlik ve sosyal ilişkilerin kesintiye uğraması olarak özetlenebilir.
Hastaların kaygılarına karş› geliştirdiği tepkiler tıbbi, psikolojik ve ikili insan ilişkilerinin durumuna bağlı olarak değişir. Tıbbi faktörler içerisinde semptomlar, kanserin lokalizasyonu, beklenen prognoz sıralanabilir. Hastanın geçmiş kişilik özellikleri, sorunlarla başa çıkma yeteneği, ego gücü, içerisinde bulunduğu psikolojik gelişim aşaması, kanserin bulunulan noktadaki etkisi ve anlamı psikolojik faktörler olarak belirtilmektedir. İkili insan ilişkilerinin önemli olanlar› aile ilişkileri başta gelmek üzere diğer sosyal destek kaynakları ve sağlık hizmeti veren insanlarla ilişkiler gösterilebilir.
Duygusal tepkiler yoğun kaygı (anksiyete), mutsuzluk, suçluluk, korku, öfke ile tümüyle duyarsızlık arasında değişim gösterir. Kognitif olarak hastalar aşırı bilgi ihtiyacı gösterirler. Konsantrasyon güçlüğü sergileyebilirler. Şaşkın ve paralize olmuş hastalara rastlanabilir.
Somatik yakınmalar artar. Günlük aktiviteler kesintiye uğrar, uyku ve iştah çoğu kez bozulur.
Tüm bulgular genel olarak akut stres bozukluğu bulgularına tekabül eder. Ancak akut stres dönemi genellikle hızla düzelir. Sonuçta hastanın önemli yaşamsal işlevlerine dönüşü gözlenir.
Kanser hastasının önemli yaşamsal işlevleri;
-tedaviye karar vermek,
-tedaviye uyum (komplians),
-önemli ilişkilerin sürdürülmesi,
-ailevi, sosyal ve mesleki işlevlerin devamı
olarak sıralanabilir.
Eğer akut stres bulguları ya da işlevsizlik hali iki haftayı aşacak şekilde devam ederse durum psikiyatrik bozukluk olarak kabul edilebilir.