Kadınlarda cinsel istek azalması

Kadınlarda cinsel istek azalması

Cinsel istek, olası cinsel partnere yönelik dikkatin olması, cinsel etkinlikle ilgili arzuların farkında olunmasıdır. Görme , koklama, işitme, dokunma, tatma, düşünce ve duygular cinsel isteği meydana getirir.

Cinsel isteksizlik veya azalmış cinsel istek ise, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında "frijidite" ya da "cinsel soğukluk" olarak da adlandırılmaktadır.

Cinsel istek , kişiler arası farklılıklar gösterebilir . Hatta dış faktörlere örneğin mevsim iklim değişikliklerine göre dahi değişebilir. Hava iklim mevsim değişiklikleri, hormonal ve dolayısıyla emosyonel duygu durumumuzu da etkileyerek cinsel istekde değişikliklere yol açabilir.

Yine çok önemli bir dış faktör olan stres, cinsel istek üzerine en etkili baskıyı kuran durumlardan biridir. İş hayatımız , her ne kadar alışılagelmiş bir rutin gibi görünse de aslında bir çok stres faktörünü birlikte yaşantımıza sokmaktadır. Örneğin, işe geç kalma stresi, erken kalkma stresi , sabah evden aç karnına çıkarak iş yerinde atıştırdığımız sağlıksız kalorili besinler, patron baskısı , amir korkusu, iş yeri arkadaşları ile geçimsizlik , yoğun ve uzun çalışma saatleri, haftasonu çalışmak , her işini kendine ait bir takım riskleri v.s...veya ev hanımları için günlük rutin gibi görünen ancak bedeni çok yoran ev işleri , çocukları büyütürken çekilen bir takım sıkıntılar endişeler kaygılar v.s..gibi sayabileceğim ve aslında alıştığımızı zannettiğimiz fakat bünyemizin kesinlikle alışmayacağı sadece kabullendiğimiz streslerdir.

Stres , geçici değil de uzun süreli var olursa  vücutda kesin olarak etkileri görünmeye başlar ki en belirgin bulgu yorgunluk, halsizlik, isteksizlikdir. İsteksizlik birçok şeye karşı olabilir ancak en belirgin olarak cinsel isteksizlik olarak karşımıza çıkar ve maalesef yoğun stresi kabullenen yaşamlarımız cinsel isteksizliği de bir süre sonra kabullenir ve normalize eder. Ancak bu son derece sağlıksız bir durumdur. Doyumlu bir yaşam icin doyumlu bir cinsel hayat şartdır.

Kadınlar günlük yaşamları sırasında gerçekleşen ufak tefek bir takım olaylar karşısında dahi çok fazla duygulanıma sahip olabilen , hassas ve duygusal canlılardır. Duygusal oldukları kadar da bu duygularını (öfke, kızgınlık, kırgınlık, telaş , endişe , merak vs..) girdikleri her yere taşıma eğilimindedirler. İş yerine , arkadaş sohbetlerine , çocuklara karşı tolerans eşiklerine ve elbette ki istisnaları olmakla birlikte yatağa taşırlar. Bİlinç ve bilinçaltı sürekli bu duygulanımların çatışması veya tekrar tekrar zihni bulandırması ile ugraşır. Bir erkek yatakta sadece o ana rahatlıkla odaklanabilirken , bir kadın gün içinde iş yerinde canını sıkan bir olayı veya biraz sonra gelme ihtimali olan misafirleri bile kafasına takabilir ve bu durumda asla o ana odaklanamaz.. Kısacası kadınlar sex sırasında o ana odaklanmak konusunda erkekler kadar başarılı değiller . Bunun sonucu olarak da kadınlarda cinsel isteksizliği çok daha yüksek oranlarda görmekteyiz.Cinsel isteksizlik kadınların ortalama %33'ünde görülür. Oranlar yaşa bağlı olarak artmaktadır.

İlişkiyi ve eşler arasındaki uyumu etkileyecek kadar cinsellikten uzak durmak,olmasa da olur diye düşünmek,cinselliğe acı veren, zevksiz bir iş ya da görevmiş gibi katlanmak , tatmin olmamak ve bu durumun eşler arasında zaman zaman da olsa tartışmaya yol açması , çiftin terapi alması gerektiğinin sinyalleridir..


Cinsel isteksizliğin Nedenleri Nelerdir?

1-Organik Nedenler

Lohusalık ve emzirme dönemleri,

Hormonal problemler, aşırı ve sık veya düzensiz adet (mens,regl) kanaması gibi adet siklusları ile ilgili problemler,

Menopoz sonrası dönem,

Genital organ (rahim, rahim ağzı, yumurtalıklar, vajen )  enfeksiyonları,

Böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar,

Multipl skleroz, Parkinson hastalığı gibi nörolojik hastalıklar,

Kullanılan bazı ilaçlar, Alkolizm ve madde bağımlılığı,

Karın içi ameliyatlarından sonra meydana gelen yapışıklıklar nedeniyle veya ürogenital ameliyatlardan sonra ortaya çıkan , cinsel ilişki sırasında ağrı ..


2-Psikolojik Faktörler:

Vaginismus,

Cinsel ilişki ile ilgili bazı olumsuz anıların yerleşmesi,

Cinsel travmalar,cinsel taciz ,

Cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması,

Beden şekli ve dış görünüm ile ilgili kaygılar,

Eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar,

Aşırı ve uzun süreli strese maruz kalmak,

Aileden birinin veya bir yakının kaybı,

Doğum yapmak,

Şehir veya iş değişiklikleri gibi önemli yaşam değişiklikleri,

İlişkiye gerekli özenin gösterilmemesi,

Homoseksüellik,

Anksiyete , depresyon ..

Nedenleri toparlayacak olursak, bir kısmı erkeklerin sebep olduğu, bir kısmı kadınların kendilerinden gelen ve bir kısmı da çevre ile ilgili nedenlerdir. Kadınların yaklaşık %1'de gerçekten fiziksel bir problem vardır.Geri kalan %99'luk kesimin problemi tamamen psikolojiktir.

Tedavi
1- Jinekolojik tarama ve tedavi; Tüm cinsel sorunlarda olduğu gibi cinsel istek bozukluklarında tedaviye başlamadan önce bir jinekolog tarafından basit bir jinekolojik muayene yapılması önemlidir. Jinekolojik muayene sırasında kadının cinsel isteğini olumsuz etkileyebilecek fiziksel nedenler araştırılır. Cinsel ilişkide ağrıya neden olabilecek durumlar değerlendirilir. Hastanın varsa kronik rahatsızlıkları, nörolojik problemleri, kullandığı ilaçlar dikkate alınır. Herhangi bir problem saptanırsa , jinekolog veya ilgili branş hekimi tarafından nedene yönelik tedaviler uygulanır.

Jinekolojik muayenede herhangi bir problem saptanmayan kişilerde cinsel isteksizliğin psikolojik nedenlere bağlı olduğu düşünülür ve bu kişiler cinsel terapi seanslarına alınır.

2- Cinsel Terapi ; Cinsel terapi öncesi hastadan genel bir cinsel öykü, aile öyküsü ve geçmişi ile ilgili detaylı bilgiler alınır. Cinsel isteksizliğe yol açabilecek bilinç altında yatan psikodinamikler tespit edilir.

Daha sonra hastalara genel psikolojik durumları ile ilgili ve cinsellikle ilgili bilgiler verilir. Yanlış ve eksik bilgilerdüzeltilir. Cinselliğe"yeni bir bakış açısı" kazandırılır.

Aile içi problemleri var ise "aile terapisi"verilir.

Cinsel isteksizlik tedavisinde daha sonra "davranışsal terapi" adı verilen bir takım uygulamalara geçilir. Bu şekilde kişinin kendi bedenini tanıması sağlanır.

Erkek eş ile ilgili bir takım sorunlar (erken boşalma, sertleşme sorunu gibi) var ise eş zamanlı olarak bu problemler de tedavi edilir.

Cinsel isteksizlik, bir cinsel terapist eşliğinde aşama aşama ve bir takım ev ödevleri ile aşılmaktadır. Ev ödevlerininbir kısmı kişi tarafından bir kısmı da eş tarafından uygulanmaktadır.

Cinsel isteksizlik problemin çözümünde erkek eşin dayanışması, iletişim, güven ve ev ödevlerinin düzenli yapılmasıönemli yer tutar.

Sorunun çözümü genelde 6 ile 12 seans arasında sürebilmektedir.

3- İlaç tedavisi: İçlerinde sildefanil (viagra, cialis, levitra) de olmak üzere cinsel uyarılma üzerine etkili olduğu düşünülen bir grup ilaç halen araştırılmaktadır. Bu ilaçların çoğu genital bölgedeki kan akımını artırarak etkili olmaktadırlar.

Hem kadınlar hem de erkeklerde "testosteron hormonu" libido (cinsel istek-enerji) açısından önemli olduğundan cinsel istek azalmasının tedavisinde hekim gözetimi altında kullanılabilmektedir.Testosteron tedavisi ile karaciğer hasarı, kalp hastalığı riskinde artış olması gibi yan etkilerin oluşabileceği de dikkate alınmalıdır.

Yine menopoz sonrası dönemlerde kullanılabilen bir takım hormon tedavileri ile antidepressanlar cinsel istek problemlerinde tedavi olanağı sunabilmektedir.

Opti- S xtiva yani kadınlar için yulaftan yapılma viagra benzeri bitkisel afrodizyaklar da kullanılabilir.

Op.Dr.Meltem Aksu 

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Meltem Aksu

Uzm. Dr. Meltem AKSU, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1996 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2002 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 2003-2008 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 5 yıl boyunca, Obstetri (Gebelik takibi ve Doğum ), Perinatoloji (Yüksek Riskli Gebelik), İnfertilite (Kısırlık), Menopoz, Jinekoloji ve Endoskopik Cerrahi ünitelerinde görev yapmış olan Uzm. Dr. Meltem AKSU, 2009 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde Laparoskopik Cerrahi eğitimi almış ve bu eğitim esnasında Dr. Resad Paya Pasic, Dr. Shailesh Puntambekar ve Dr. Fatih Şendağ ile beraber çalışma fırsatı bulmuştur. 2009- ...

Etiketler
Cinsel rahatsızlık
Uzm. Dr. Meltem Aksu
Uzm. Dr. Meltem Aksu
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube