Kadın genital kanserlerine genel bir bakış

JİNEKOLOJİK ONKOLOJİNİN KAPSAMI: Vulva( dış cinsel saha) kanseri ve kanser öncüsü hücre bozuklukları Vagina kanseri ve kanser öncüsü hücre bozuklukları Serviks( rahimağzı) kanseri ve kanser öncüsü hücre bozuklukları Endometrium ( rahim )kanseri ve kanser öncüsü hücre bozuklukları Over ( yumurtalık) , tuba ve karın zarı kanseri  İleri evre endometriozis (çikolata kisti) Gebelik ile ilgili kanserler Kadında uzun süreli ağrı Gebelik kanamaları

Kadın genital kanserlerine genel bir bakış

 

Jinekolojik Onkolojinin kapsamı ve görev alanları.

Doçent Dr.M.Hakan YETİMALAR

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Jinekolojik onkolojik cerrahi Uzmanı

 

JİNEKOLOJİK ONKOLOJİNİN KAPSAMI:

Vulva( dış cinsel saha) kanseri ve kanser öncüsü hücre

bozuklukları

Vagina kanseri ve kanser öncüsü hücre bozuklukları

Serviks( rahimağzı) kanseri ve kanser öncüsü hücre

bozuklukları

Endometrium ( rahim )kanseri ve kanser öncüsü hücre

bozuklukları

Over ( yumurtalık) , tuba ve karın zarı kanseri

 İleri evre endometriozis (çikolata kisti)

Gebelik ile ilgili kanserler

Kadında uzun süreli ağrı

Gebelik kanamaları

 

 

Genital Kanser olasılığını arttıran risk faktörleri:

 

Aile öyküsü :Yumurtalık ve rahim kanserleri

Cinsel yaşamla bulaşan hastalıklar)CYBH :

Vulva,vagina  ve özellikle serviks kanseri

Sigara :HPV klirensini azaltarak HPV ilişkili tüm kanserleri arttırır

 

Genital Kanser Risk Faktörleri

 

Yaş:Over,endometrium ve vulva kanseri

Obezite: Endometrium Kanseri

Düzenli kontrollerin ihmali özellikle serviks olmak  üzere meme,vulva ve vagina kanserleri

 

Kısırlık tedavileri,IV    F vd infertilite tedavileri:Rahim ve over kanseri

 

 

 

 

 

Dış genital bölge( vulva ) kanseri:

 Vulva kanseri tüm genital kanserlerin %4-5’ini, kadınlarda görülen kanserlerin %1’ini oluşturur

Ancak son yıllarda gerek yaşam süresinin uzaması gerekse HPV enfeksiyonların artması nedeniyle vulva kanseri görülme sıklığında artış meydana gelmiştir. Genellikle menopozal kadınlarda (65-75 yaş) görülmekle birlikte, genç yaşta tanı alan olgu sayısı giderek artmaktadır.

Vulva kanseri için kesin  bir ajan saptanmamıştır. Sıklıkla obez, hipertansif, diyabetik ve doğum yapmamış hastalarda sık görülmüş olmasına rağmen  olgu-kontrol çalışmalarında bunların hiçbirisi risk faktörü olarak belirlenmemiştir .

Diğer risk faktörleri, sigara kullanımı, liken skleroz, bağışıklık azalması olarak bilinir.

Rahimağzı,, vaginal ve vulvar hücre  bozuklukları ve kanser olgularının birlikte görülme sıklığı arasında dikkat çekici bir artış vardır .

( Bölgesel Karsinogenezis )

Buradan yola çıkarak rahimağzı  kanseri gelişiminde rol oynayan faktörlerin vulva kanseri için de risk faktörü oluşturabileceği ileri sürülmektedir.

 

Vulva kanseri olgularının yaklaşık %40’ında human papillomavirus (HPV) tip 16 pozitifliği mevcuttur.

 

Tanı: Kendi Kendine Vulva Muayenesi (KKVM)

Her kadın rahat hissettiği şekilde bir ayna ile bu muayeneyi yapabilir. Amaç, bölgede görülebilen renk değişimlerini ve/veya kitleleri yakınma olmadan saptamak, ve erkenden doktora başvurmaktır.

Vulva jinekolojik muayenede ilk ve belki de en  net gözlenen genital bölge olmasına rağmen tanısı en geç konulan kadın genital kanseridir!       

Vulvada görülen her şüpheli lezyondan ve tedaviye dirençli kaşıntı  hallerinde parça

( biopsi ) alınarak tanı koyulmalıdır.

Tedavi: Vulva kanserinde güncel tedavi ilkeleri hastanın

yaşına, performansına,hastalığın evresine, tümörün yaygınlığına, lenf nodu durumuna,  hastalığın yerleşim yerine göre belirlenir.

Tedavi seçenekleri: Cerrahi,ışın tedavisi,kemoterapi ve sıklıkla bu yöntemlerin kombinasyonu.

 

Vagina kanseri:

Genellikle ileri yaşlarda görülür . HPV ilişkilidir.Genital kanserlerin %1-2sini oluşturur.

Tedavi seçenekleri: Cerrahi,ışın tedavisi,kemoterapi ve sıklıkla bu yöntemlerin kombinasyonu.

Rahim ağzı ( serviks ) kanseri:

Ülkemizde serviks kanseri tüm kanserler içinde %2 ile onuncu sırada yer almaktadır .

Cinsel yaşamla bulaşan hastalıklar (CYBH):

HPV

Herpes Simpleks Tip 2 gibi CYBH ko enfeksiyonlar

Çok eşlilik

Cinsel yaşamın 20 yaşından önce başlaması     ( çocuk gelinler sorunu )

Sigara

Bağışıklığın azalması

Tarama: 3 yılda 1 smear veya: tercihan 5 yılda 1 HPV ve smear

Yönetim:

HPV negatif: 5 yıl sonra kontrol

HPV diğer pozitif: smear kontrolü:

a.-Smear olağan ise 1 yıl sonra kontrol

b.-Smear de atipik hücre varlığında biopsi

HPV 16 veya 18 pozitif ise smear gerekmeksizin:  biopsi

İstisna 1: 24 yaşından genç kadınlarda kendiliğinden geçme oranı          

yüksek olduğundan biopsi için beklenmesi önerilir.

 İstisna 2: Doğum sonrası  devrede hafif şüpheli smear sonuçları dikkatle yorumlanmalı,rölatif estrogen esksikliği düşünülerek lokal estrogen tedavisi sonrasında smear tekrarlanmalı.

İstisna 3:Menopozal devrede hafif şüpheli  smear sonuçları dikkatle yorumlanmalı, kısmi hormon ( estrogen  ) yetmezliği düşünülerek lokal estrogen  tedavisi sonrasında smear tekrarlanmalı.

Tedavi: Serviks Kanseri Cerrahi Tedavisi:

Mikroinvaziv hastalık olan olgularda LEEP,özellikle  

de  konizasyon ( basitçe rahim ağzının hastalıklı kısmının alınması ) yapılmalıdır. Doğurganlığını  korumak isteyen olgularda hastalığın evresine göre uygun olgularda tercih edilebilir. Bunun dışında  uygun rahim çıkarma cerrahisi uygulanmalıdır. İleri evrelerde ve cerrahi yapılamayan koşullarda ışın ve kemoterapi uygun tedavi yöntemleridir.

Koruma : % 100 e varan oranlarda koruyucu olabilen yegane koruma yöntemi aşıdır( hpv aşısı ).

 

 

Rahim kanseri:

Rahim kanseri en sık rastlanan kadın genital kanserdir.

% 5 i 40 yaş altında

% 20-25 i menopoz öncesinde ve

% 75-80 i menopozda görülür.

Türkiye’de yıllık yaklaşık 4000 yeni vaka bildirilmekte ve buna  bağlı yaklaşık 520 ölüm görülmektedir. Hastaların çoğu erken evrede (%80 Evre 1’de) tanı almaktadır ve tanı sırasında ortalama yaş 63 olarak bildirilmektedir.

Erken evre hastalarda 5 yıllık sağ kalım oranları %95’lerde iken yakın yayılımı olan hastalarda %68, uzak metastazı olan hastalarda ise % 17 sağ kalım oranları görülmektedir ( Erken tanı önemlidir. ).

 

Rahim Kanseri Risk Faktörleri

Erken ergenlik

 Geç menopoz

Yaş

Diabet

Tansiyon yüksekliği

Obezite

Gebelik yaşamamak

 Estrojen kullanımı

Kısırlık  tedavileri görmüş olmak

 

RAHİM Kanseri Bulguları :

Anormal vaginal kanama (%90)

(40 yaş sonrası artmış kanama öyküsünde rahimden parça alınması gerekir

Menopozda kanama ve rahim duvarında  kalınlık

Karında şişme hissi

Ultrasonda  de rahim içinde sıvı görülmesi

Anormal  smear

RAHİM Kanseri TANISI :

Rahimden parça alınması ( pipelle,D&C,histeroskopik )ile tanı konur.

RAHİM Kanseri TEDAVİSİ:

Tedavi öncelikle cerrahidir. Cerrahide mükemmel yönetim ameliyat esnasında “frozen” yani hızlı patoloji ile ve tümörün saldırganlık derecesine, çapına, rahim duvarına doğru ilerleme yüzdesine ve evresine göre eksiksiz cerrahi yapılmasıdır.

Işın ve / veya kemoterapi gibi ek tedavilerin gerekip gerekmediği ise ameliyat esnasında çıkarılan dokuların incelenmesi ile belirlenir.

Ameliyat olamayacak kadar genel durumu bozuk hastalarda yalnızca  ışın ve kemoterapi uygulanır.

 

Rahim kanserli kadınların yaklaşık %5’i 40 yaş  altındadırlar ve bu hastaların bir kısmı doğurganlıklarını koruma isteğiyle hekimlerin karşısına gelmektedirler. Doğurganlığı koruyucu tedavinin

temel noktasını oral veya lokal yüksek progestin tedavisi oluşturmaktadır fakat tedavi başlangıcından önce  bu yaklaşımların standart dışı bir yol olduğu ve cerrahi tedavi ile çok yüksek olasılıkla tam kür sağlanacak bir kanser tedavisinde ilerleme, tekrarlama  ve hatta ölüm  ile sonuçlanabileceği      hastalar tarafından anlaşılmalıdır.

Doğurganlık  arzusu olan rahim kanserli olguların bu konuda  tecrübesi olan jinekolojik onkolojik cerrahi uzmanları ile  ve kısırlık tedavisi üniteleri merkezleri ile birlikte  yönetilmeleri  ve en kısa zamanda gebelik ve doğum elde edildikten sonra uygun ameliyat uygulanmalıdır.

 YUMURTALIK-TÜP VE KARIN ZARI KANSERLERİ:

Bu üç kanser tamamen ayni kabul edilir ve dolayısıyla aynı prensiplerle tedavi edilmelidir.

En öldürücü kadın kanseridir.

Yumurtalık kanserinin ölüm oranları  diğer tüm kadın genital  kanserlerinin toplamından fazla !

 

 

RİSK FAKTÖRLERİ:

1.Kesintisiz Yumurtlama :  Tekrarlayan sürekli yumurtlama yumurtalık yüzeyinde  minör travmaya yol açarak yüzey hücre kaynaklı yumurtalık  kanserine yol açmaktadır. Bu sebepten dolayı kadınların yaşamları boyunca en az üç , tercihan beş yıl yumurtlamayı engelleyen doğum kontrol hapı kullanması yumurtalık kanseri riskini %60 azaltmaktadır. Yine gebelik ve emzirme yumurtlamanın olmadığı süreçler olduğu için yüzey hücresi yumurtalık   kanseri oranlarını azaltır.

2.Gonadotropin maruziyeti: Kısırlık tedavilerinde kullanılan bu tarz ilaçlar gerek yumurtalık-gerekse rahim kanseri riskini arttırmaktadır.Tedavilere rağmen gebelik ve dolayısıyla emzirme olmaması riski ciddi oranda arttırır.

3.Yaş: Gelişmiş toplumlarda sağlık hizmetleri dolayısıyla ortalama yaşam süresi artmaktadır.  Yüzey hücresi yumurtalık  kanseri oranı ise yaş artışı ile birlikte artmaktadır. Amerikan Nurses’ Health Study (NHS) e göre 50 yaş altında her bir yaş artışı  ile yumurtalık kanserine yakalanma riski %2; elli yaş sonrasında her bir yaş  artışı ile risk %11 oranında artmaktadır.

4.Gebelik yaşamamak

Hiç gebelik yaşamayan   kadınlarda yüzey hücre yumurtalık  kanseri  2  katına çıkmaktadır.

5. Erken ergenlik -Geç menopoz: Her iki durum   yüzey hücre yumurtalık kanser oranını anlamlı olarak arttırır.

6. Endometriyozis ( Çikolata kisti ):

Geçmişinde uygun tedavi almamış çikolata kisti öyküsü olan kadınlarda belli bir hücre tipine  bağlı yumurtalık  kanseri sıklığında artış olduğu gösterilmiştir.

7. Genetik sebepler: Birçok yumurtalık  kanseri ilişkili gen tanımlanmıştır. BRCA1, BRCA2, BRIP1, RAD51C, RAD51D, mismatch repair genleri (Lynch syndrome) yumurtalık kanseri gelişiminde rol almaktadırlar. Hayat boyu yumurtalık kanseri görülme riski BRCA1 – BRCA 2 mutasyonlarında %20 -%60 arasında değişmektedir.

8. Sigara:Sigara içimi yüzey hücre yumurtalık  kanserleri içerisinde musinöz tipte olanların artışına yol açar.

9.Obezite: Yüksek vücut kile indeksi ile yumurtalık kanseri ilişkisi  çok kuvvetli olmamak ile beraber bulunmaktadır.

10.Talk pudrası: Cinsel bölgeye   talk pudrası kullanımında ile yüzey hücre yumurtalık  kanseri gelişimini gösteren kanıtlar mevcuttur.

 

YUMURTALIK KANSERİ BULGULARI:

 

  1. Akut ( ani başlayan ) Bulgular:

Ani başlangıçlı bulgular enderdir.

Yoğun karın ve kasık ağrısı,nefes darlığı,çarpıntı ve barsak tıkanması görülebilir.

 

 

  1. Subakut ( yavaş –sinsi ilerleyen ) Bulgular:

Çoğunluk bulgular bu gruba girerler.

Karın ve kasık ağrıları,karında basınç veya dolgunluk hissi,

Adneksiyal kitleye bağlı pelvik-abdominal ağrı ve basınç hissi görülebilir. Abdominal şişkinlik hissi, hızlı doyma ,idrar yakınmaları , nadiren menopozal kanama, rektal kanama veya tubal karsinoma bağlı üçlü bulgu   bulgusu (vaginal kanlı sarı akıntı, kasık ağrısı, ve  kitle) ile hasta başvurabilir Yine sıkça görülen yakınmalar  halsizlik, kansızlık, baş dönmesi, baş ağrısı , kanlı balgamlı öksürük,böbrek yetmezliği  ve damar tıkanmalarıdır.

 

Yumurtalık – Tuba ve Karın Zarı kanseri yaygınlığı:

 

Yumurtalık  kanseri kadın genital kanser ile ilgili  ölümlerin ülkemizde en önde gelen sebebi olarak bulunmaktadır. . Türkiye’de yıllık yeni vaka sayısı 3500 - 4500 arasında kabul edilmektedir.

Sıklığı yaş ile artmakta olup en sık 50-70 yaş arasında izlenmektedir. Ortalama görülme yaşı 63 olup hastaların %70’i tanı anında ileri evrededir.

Dünyada ise 2008 yılında 225000 yeni yumurtalık  kanseri  vaka sayısı  ve 140000  ölüm       

bildirilmiştir .

US National Cancer Database Surveillance, Epidemiology, and End Results (SEER) datanın verilerine göre ırksal farklılıklar arzetmekle beraber yıllık yumurtalık  kanseri oranı  10/100000 kadın olarak verilmiştir . Aynı kuruluşun verilerine göre hayat boyu yumurtalık  kanseri görülme riski 1.4% olarak bildirilmiştir.

Yumurtalık   kanseri kadın genital  kanser ölümlerinin

başlıca nedenini oluşturur çünkü çoğunluğu ileri    

evrede tesbit edilir. Olguların %70 ‘inde  tanıda yakın veya uzak metastazlar  mevcuttur.5 yıllık yaşam oranı %30 dur.

 

Yumurtalık-tuba-karın zarı kanserlerinin tanı,tedavi ve takip araçları:

Yumurtalık   tümörlerinde  görüntüleme yöntemleri

arasında doğruluğu ve duyarlılığı en yüksek  olan metod ultrasonografidir:

Vaginal ultrasonografi

Doppler Ultrasonografi

3 Boyutlu Ultrasonografi

CT, MRI,PET ( sadece gerekli hallerde)

Tümör markerları ( kan tetkikleri )

Ameliyat ve frozen patoloji ( ameliyat esnasında hızlı  tanı ) en etkin tanı ve tedavi yöntemidir.

 

 

 

 

Kan tetkiklerinin içinde en çok bilineni CA-125 olup tanı koymaktan  çok şüphe uyandırmak için kullanılır. En çok yararı ise ameliyat sonrasında hastanın takibinde görünür.

Yumurtalık-tuba-karın zarı kanserlerinin tedavileri için en başarılı yöntem doğrudan ameliyat ve ameliyatta hızlı patolojik tanının yol göstericiliği altında eksiksiz cerrahidir. Böyle bir ameliyatta cerrahi ekibin ne yaptığı kadar belki de ne yapmadığı daha önemlidir. Yumurtalık kanseri karında her tarafa yayılmış olabilir, bunu ultrason,tomografi-MR –veya PET-CT gösteremez.           ( Bunların tümü 1 cm veya büyük tümörleri gösterebiliyor. ) Dolayısıyla ameliyatın yaygınlığı ve süresi ancak deneyimli bir ekibin o süreçte yapacağı durum değerlendirmesi ile belirlenir. Ancak   en önemli olan husus ameliyatın sonunda gözle görülebilen hiçbir tümör dokusunun geride kalmamasıdır. 2-3 mm lik gözden rahatlıkla kaçabilen bir tümör kalması bile sağkalımı azaltır. Ancak tümör sıfırlanabilirse yüksek bir sağkalım hatta şifa elde edilebilir.

Tıbbi gerekçelerle ameliyat edilemeyen hastalarda  3-4 kür kemoterapi uygulanır ve durumun düzelmesi halinde ameliyat bunun arkasından yapılabilir.

Yumurtalık-tuba-karın zarı kanserlerinin tedavileri için ameliyat vazgeçilemez olmakla beraber tek başına yeterli değildir. En doğru şekilde ameliyat edilmiş hastalara eğer kemoterapi uygulanmazsa sağkalım olmayacaktır. Ancak yeterli  bir ameliyet ve uygun kemoterapi beraberliği ile sağkalım ve şifa elde edilebilir.

 

 

Yumurtalık kanseri ve endometriozis ( çikolata kisti ) ilişkisi:

Endometriozis ( çikolata kisti ) vakalarında ömür boyu yumurtalık kanseri          

riski 2 katına çıkmaktadır.

Ek risk faktörleri

Yumurtalıkta Endometriozis

Genç yaşta başlayan  e ndometriozis

Uzun süren endometriozis Endometriozis ve kısırlık

Endometriozis ve kısırlık tedavileri ( Oİ-IVF vb)

 

Yumurtalık kanseri ve endometriozis ( çikolata kisti )takip ve tarama yöntemleri:

CA-125

Özellikle endometriozis zemininde oluşan yumurtalık  kanserleri için yetersiz  bir tarama yöntemidir.

ULTRASON

Ultrason’un  şüpheli olduğu olgularda MR önerilebilir.

 

Endometriozis tedavisi:

 

Özellikle sert oluşumu olan hastalarda cerrahi çıkarımı ŞART !

Eşzamanlı olarak  bulunan tüm endometriozis odaklarının da çıkarılması gerekir.Cerrahi sonrasında ise tekrarlamaların önlenmesi  için uzun süreli hormonal tedavi.(Doğum kontrol hapları-Progesteron-GnRH a vb ).

 

Gebeliğe bağlı görülebilen kanserler:

Gestasyonel trofoblastik hastalıklar ( GTH ) , tümöral hale gelirlerse gestasyonel trofoblastik neoplaziler = tümörler          ( GTN ) olarak da adlandırılırlar.

Gestasyonel trofoblastik hastalık (GTH)’lar plasentadan             ( bebeğin eşi ) kaynaklanan ve birbiri ile ilişkili  hastalıklar zincirini ifade etmektedir.

Günümüzde beta hCG’nin hassas ölçümü ,bunun tümör belirleyici olarak kullanılması ve bu     

hastalıklarda kemoterapinin etkin olması nedeniyle gestasyonel trofoblastik neoplazi (GTN)’ ler hastalığın yaygın olduğu durumlarda bile başarıyla  tedavi edilebilmektedir.

GTH yönetimi: Plasental dokunun içinde durduğu rahimin boşaltılması yani kürtaj uygulamak yönetimin ilk adımıdır.

Sonrasında amaç GTN gelişecek olan hastaları ortaya koymaktır. Beta HCG haftada 1 kontrol edilir.

8 haftada negatifleşmesi gerekir.

8 haftada negatifleşmeyen veya yükselen beta HCG değerleri GTN bulgusu olup kemoterapi için yönlendirilmeleri gerekir.

8 haftada beta HCG negatifleşen hastalar :

A-12 ay ayda bir beta HCG kontrol edilmeli ve B- 12 ay kondom veya KOK ile yeni bir gebelik önlenmelidir.

GTN tedavisi medikal onkolojiye ait  ve kemoterapi ile çözülen bir sorunlar bütünüdür.

PSTT VE ETT gibi ender halleri   jinekolojik onkolojik cerrahinin       

görev alanına dahildir yani ameliyat gerekmektedir.

 

Genital kanser ağırlıklı olarak menopozal dönemde görülür! Menopoz kadın yaşamında doğurganlığın  bittiği dönemi simgeler . Bu gerçek genellikle kadınlarımız   jinekolojik muayene dönemininde bittiği şeklinde, algılanmaktadır.

Aile hekimleri başta olmak üzere tüm hekimler ve sağlık sistemleri bunun doğru olmadığını hastaları ile paylaşmak ve uygun genel  sağlık kontrollerin yanısıra jinekolojik rutin kontrollerin devamını sağlamakla sorumludur.

Kanser Tedavisi: Jinekolojik ve her türden onkolojik hastalıklar multifaktöriel hastalıklar olup mutlaka multidisipliner bir anlayışla tedavi edilmelidirler!

 

Jinekolojik Kanser Tedavi Ekibi:

 

TIP DOKTORLARI :

-JİNEKOLOJİK ONKOLOJİK

 C ERRAHİ UZMANı

I

I -----    MEDİKAL ONKOLOJİ UZMANI

RADYASYON ONKOLOJİSİ UZMANI JINEKOLOJİK

PATOLOJİ UZMANI RADYOLOJİ UZMANI

PALYATİF BAKIM UZMANI ANESTEZİST

GENEL TIP UZMANI AİLE HEKİMİ

 

TIP DOKTORLARI DIŞINDAKİLER: ONKOKOJİ HEMŞİRESİ PSİKOLOG

FİZYOTERAPİST DİETİSYEN

BİLGİ İŞLEM UZMANI

      1.           AİLE HEKİMİNİN GÖREV VE  SORUMLULUKLARI

BİLGİLENDİRME +

TARAMA + AŞILAMA + YÖNLENDİRME + TAKİP

ONKOLOJİK TEDAVİ SÜRESİNCE VE SONRASINDA PSİKOSOSYAL VE TIBBİ DESTEK

 

 

Ekibin tüm üyeleri birbirleri ile uyum içinde ve ayni yöne doğru

kürek  çekmeli.

 

 

 

 

 

 

 

Şampiyon bir ekip daima ayrı ayrı şampiyonlardan oluşan bir ekibi yenecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Doğuma görülebilen ve geleneksel yöntemlerle durmayan kanamaların yönetimi jinekolojik onkolojik cerrahinin görev alanına dahildir.

Yine 6 aydan uzun süreli devam eden ve yaşam kalitesini azaltan alt karın, kasık ve bel ağrıları ‘kronik pelvik ağrı’ olarak tanımlanır ve yönetimi jinekolojik onkolojik cerrahinin görev alanına dahildir.

Bu makale 6 Haziran 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Mehmet Hakan Yetimalar

22.06.1957 :    Doğum Tarihi -  Ankara ( Babam tıp doktoru idi ve annem diş hekimi idi ) 1963-1964  :  İlkokul  - Denizli  1964 yılında Wiesbaden-Almanyaya taşınma dolayısıyla : 1964-1973 : İlk-orta eğitim - Oranien-Gymnasium  - Wiesbaden-Almanya 1974 yılında Türkiyeye dönüş dolayısıyla : 1975 : Lise mezuniyeti  ( İzmir Atatürk Lisesi ) 1975-1976 : İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi - Nakil dolayısıyla: 1976-1981 : Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 03.07.1981 :  Mezuniyet 1981-1986 : Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum İhtisas Eğitimi Mezuniyet : 13.07.1986 1986 :  1988 Denizli Askeri Hastanesinde askerlik hizmeti 1988- 1990 : Karabük Devlet Hastanesi ( Mecburi Hizmet Yükümlülüğü ) 1990 -1999 : İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi – Başasistan 2000  : İzmir Atatürk Eğitim ve Araşt ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
linkedin
Etiketler
Gebelik ile ilgili kanserler
Doç. Dr. Mehmet Hakan Yetimalar
Doç. Dr. Mehmet Hakan Yetimalar
İzmir - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube