Muayene, hastanın şikayeti ve öyküsü ile birleşerek tedaviyi şekillendirir. Muayene olmazsa, veri elde edilemez. Tedavi tahmine dayanır.
Muayene için gereken duruşu ve kullanılan aletleri bildiğimize göre, muayeneyi incelemeye başlayabiliriz. Sırasıyla önce gözlem ( inspeksiyon), sonra dokunma (tuşe) ve son olarak da ultrasondan oluşur.
Gözlem son derece önemlidir. O kadar çok şey farkedilebilir ki sadece bakarak. Herpes dediğimiz siğiller, korkulan ve sorun zannedilen damarsal oluşumlar (punktat hemanjiomlar), varisler, basur, et benleri, riskli benler, kıl kökü iltihapları, bartholin apsesi veya kistleri, dışarıya doğru akan mantar veya bakteriyel enfeksiyonlar, dışarda oluşmuş enfeksiyonlara veya romatizmal hastalıklara (Behçet, sjögren) yaralar. Mesanenin sarkması (sistosel), ıkınmaktan kaynaklanan vagina arka duvar gevşemeleri (rektosel). Doğuştan kapalı kalmış kızlık zarı ve daha niceleri, bir bakışla hekimin anlayabileceği durumlardır.
Gözlemin ikinci bölümü ise bir alet yardımıyla bakmaktır. Alet (spekulum), daha önceki yazımda bahsettiğim basit bir araçtır. Amacı üst üste binen dokuları ayırmaktır. Artık bakılan yer vajina içidir. Ancak muayene yerine hasta öyle isyiyor veya çekiniyor diyerek sadece ultrason yapılırsa burada bulunan pek çok rahatsızlık ve sorun atlanabilinir. Vajinaya doğru sarkmış myomlar, vajinal lipomlar (yağ bezleri), vajina kanserleri, yaralar, siğiller, perde denen bölmeler, gibi birçok sorun bakılmazsa görünmez.
Spekulum sayesinde vajinanın en yukarı kısmında bulunan rahim ağzı da görünür. (Latince serviks; yani rahmin boynu anlamı taşıyan kısım). Ve yine sadece gözle bakarak pek çok hastalığı tanımamızı mümkün kılar. Bu bölgede gözle görülebilenler; oluşmuş yaralar (erozyon-koruyucu dokunun aşınıp kırmızı alt tabakanın çıkması). Doğum kontrol hapı kullananlara özel, çoğu zaman yara ile karıştırılan veya hastaya anlatmak için yine ''YARA'' denen içten dışa dokunun taşınması olan, ektropionlar. Rahim ağzındaki damarsal oluşumlar (polipler). Rahim ağzında enlemesine bir genişleme yaratan normal doğum göstergesi yırtıklar. Siğile ait değişimler. Hep bir bakışta anlaşılır.
Gözle ve spekulumla yapılan bu muayenelerden sonra sıra elle muayene-tuşe- ye gelir. Tuşe, dokunmak anlamına gelir. Dokunarak önce rahim ağzına kadar iki parmakla ulaşılır. Bu bölgede gözle göremediğiniz çok küçük kanser odakları pütürler şeklinde ele gelebilir. Spekulum muayenesi sırasında aletle yana itilmiş, vaginal perdeler, kızlık zarı bölümleri elle farkedilebilinir. Bir el de hastanın karnında rahmin sınırlarını belirleyerek iki el arasına alınan rahmin, büyüklüğü, kıvamı ve konturları taranır. Yumuşak ve büyük bir rahimse hasta gebedir. Sert ve büyükse içinde bir kütle vardır. Konturları düzensizse kütle rahimden dışarıya taşıyordur. Sonra yavaşça rahmin her iki yanındaki adneksler- Latince ekler - üzerine gelinir. Bunlar anatomik olarak rahmin her iki yanında bulunan yumurtalık ve yumurtalıklara doğru kıvrılarak uzanan tüplerdir. Sıkça görülebilen çukulata kistleri yumuşak bir şekilde ele gelebilir. Bu bölgede ağrı varken, hastanın adet gecikmesine eşlik eden bir kanama varsa dış gebelik olabilir. Yine burada ağrı varken kokulu yoğun yeşil akıntı ve ağrılı harekete sahip bir rahim ağzı varsa pelvik bir enfeksiyon var demektir.
Muayenenin son parçası da ultrason yapmaktır. Ultrason vajinal yoldan veya karın üstünden yapılır. Bekaret durumunda veya kütle karın bölgesine kadar taşıyorsa karından bakılır. Bakirelerde makattan ultrason yapmak da mümkündür. Ultrason elimizin ulaşamadığı noktaları da görmemizi sağlar. Kistlerin içeriği (kan, irin, gebelik) hakkında fikir sahibi olmamızı, rahmin içindeki oluşumları (polip, myom), tüplerle rahmin ve yumurtalıkların etrafını, mesane ve barsakları da görmemizi sağlar.
Muayene sırasında o kadar çok veri toplanabilir ki, anlamlarını çıkarmak için hastanın şikayeti ve verdiği bilgilerle birleştirilerek karar verilir. Bir jinekologdan sizi telefonla tedavi etmesini bekliyorsanız, bir terziden de size telefonla iyi bir elbise dikmesini isteyebilirsiniz demektir.
İyi muayeneler. Kalın sağlıcakla.