İyi ki tansiyonum çıktı

İyi ki tansiyonum çıktı

Hekimlik hayatımda 30 yılı aştım. Hastalarıma ve öğrencilerime yönelik 10’dan fazla kitabım var. Uzun süredir araştırmalarıma odaklandım ve kitap yazmıyordum. Şimdiye kadar en çok bilgiyi hastalarımdan öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Ama artık hastalarımdan öğrendiğimi hastalarıma/topluma aktarmam gerektiğine inanıyorum.

İç hastalıkları ve nefroloji (böbrek hastalıkları) uzmanıyım. Çok sayıda böbrek hastası tedavi ve takip ettim, halen de ediyorum. Nedeni ne olursa olsun böbrek hastalığı tedavisinde en çok yararı kan basıncını iyi kontrol ettiğim hastalarımda sağladım. Hastalarıma daha yararlı olabilmek için hipertansiyonla (yüksek tansiyon) daha fazla ilgilendim. Kendim de hipertansiyon hastası olunca neredeyse hobim oldu. Şimdi hem hekim hem hasta olarak tansiyonla yaşıyorum.

Yıllar geçtikçe hipertansiyonun sadece tıbbi bir hastalık olmadığını gördüm. Hipertansiyon aslında tedavi edilebilir sosyal bir problem. Hipertansiyon tedavisi konusunda büyük gelişmeler olmasına rağmen gelişmiş ülkelerde bile kan basıncı kontrolü istenilen oranlardan çok uzaklarda. Ülkemizde hipertansiyon hastalarının neredeyse yarısı hastalığının farkında değil, farkında olanların da ne yazık ki yarısının kan basıncı kontrol altında değil. Üstelik kan basıncı ölçmenin/ölçtürmenin çok kolay ve yaygın olduğu günümüzde…

Artık hipertansiyonun hem tıbbi bir hastalık hem de sosyal ve bulaşıcı (mikrobik olmasa da) bir sorun olduğuna inanıyorum. Hastalarımda da bu bakış açısını yerleştirmeye çalışıyorum. Hipertansiyon için çok güzel, etkili ve hastanın yaşam kalitesini bozmayan ilaçlar var. Yapılması gereken yaşam düzeni değişikleri de var (az tuzlu yemek, kilo vermek, hareket etmek…) ama genellikle kimse buna uymuyor. Kendime “Hastalarım neden etkili tedavi olamıyorlar, onlara nasıl daha fazla yardımcı olabilirim?” diye sormaya başlayınca bu kitap ortaya çıktı. Hastalarımın içindeki ışığı yakabilirsem tedavilerinde çok daha başarılı olacağıma inanıyorum. Onların daha uzun ve sağlıklı yaşamalarına katkıda bulunacağım.

Kitabı yazarken hastalarımın tecrübelerinden çok yararlandım. Bazı bölümlerde onların ifadelerini/düşüncelerini kullandım. Keyifle okuyacağınız, çoğu bölümde kendinizi ve yakınlarınızı bulacağınız bir kitap yazmaya çalıştım. Bazı bölümlerini okuttuğum hastalarımın kitabı öğretici, eğlenceli bulması, dilinin sadeliğine şaşırarak “Hiç tıp kitabı gibi değil” demesi motivasyonumu artırdı. Bilgi kirliliğinin çok yaygınlaştığı günümüzde karşılaştığınız sorunlara yardımcı olmayı, aklınızdaki sorulara yanıt vermeyi hedefledim. Önemli bulduğum konuları daha kalıcı olması amacıyla birçok kez vurguladım.

Yakın zamanda kardeşim kadar çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim. Birlikte çok sayıda kitaba editörlük yaptık, pek çok araştırma planladık, gerçekleştirdik. Mesleğinde çok başarılı bir hekim ve öğretim üyesiydi, ama hastalığıyla yüzleşmekten hep kaçtı. Kalp krizi geçirdiği zaman bile inkâr etmeyi tercih etmişti. Gerçeklerden uzaklaşanlar eninde sonunda gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalırlar. Hastaları yanlış yönlendiren, gerçeklerden kaçan, hastayı istismar eden pek çok kişi var. Hastaları olumsuz etkileye- rek yanlış yönlendiriyorlar. Üstelik hastayı bu olumsuz etkilerden koruması gereken sistem de ne yazık ki iyi çalışmıyor. Arkadaşımın kendi gerçeğiyle yüzleşmeye vakti bile olmadı. Sevenlerini arkasında bırakarak terk edip gitti.

Onun ölümü beni derinden etkiledi. Hipertansiyon hastalarına, hipertansiyon hastası olmak istemeyenlere, arkadaşlarıma ve hipertansiyonu öğrenmek isteyenlere daha fazla yardımcı olmak amacıyla kitap projemi hızlandırmaya karar verdim. Hasta olarak, hekim olarak, öğretim üyesi olarak, arkadaş olarak, yol gösterici olarak yazdım. Üstelik bu sefer “Hocanın hem dediğini hem de yaptığını yapın” diyerek.

Yararlı olması dileğiyle.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Tekin Akpolat

Prof. Dr. Tekin AKPOLAT, 1960 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1984 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, 1987 - 1991 yılları arasında aynı üniversitede yaparak Dahiliye - İç Hastalıkları uzmanı olmuştur. Ayrıca yine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Nefroloji bölümünde yan dal ihtisasını tamamlamıştır.

On Dokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ''Yardımcı Doçent Doktor, Doçent Doktor ve Profesör Doktor'' unvanlarını almış, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde hasta kabulüne devam etmiştir.

Prof. Dr. Tekin AKPOLAT, iyi derecede İngilizce bilmekte ve mesleki çalışmalarına İstanbul'da bulunan Liv Hospital'de devam etmektedir.

Etiketler
Tansiyon ölçmek
Prof. Dr. Tekin Akpolat
Prof. Dr. Tekin Akpolat
İstanbul - Dahiliye - İç Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube