İnfertilite (kısırlık) nasıl araştırılır?

İnfertilite (kısırlık) nasıl araştırılır?

Yaygın deyişi "Kısırlık" olan "Infertilite", istenildiği halde gebeliğin hiç oluşmaması demektir. Bazı durumlarda önceden gebelik olmasına rağmen bir başka gebeliğin olmaması da aynı anlamı taşır. En az bir yıl hiç korunmadan haftada 2-3 kez olunan birlikteliğe rağmen gebe kalınamaması infertilite (kısırlık) durumu olduğunu gösterir. Infertilite nedeni her iki cinsten de olabileceği için hem erkeğin hem de kadının üreme döngüleri detaylı olarak incelenmelidir.

Çok sık ya da seyrek adet görmek;

Geçirilmiş pelvik enfeksiyon öyküsü;

2 den fazla sayıda düşük;

Kadın yaşının ileri olması;

Erkekte testislerin küçük olması;

Prostat enfeksiyonu öyküsü;

olması durumlarında zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır. Normalin %10-15 altında ya da üstünde olan vücut ağırlığı hormonları ve yumurtlamayı olumsuz etkilemektedir. Sigara erkeklerde sperm sayısını azaltırken, kadınlarda yumurta kalitesini bozer. Alkol de yine sperm sayısı üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Özellikle ülser ve tansiyon ilaçlarının sperm sayısını etkilemektedir. Mesleki stresler ve kaygılar, çiftleri olumsuz etkilemektedir. Fertil dönem denilen ovülasyon döneminde gebe kalma olasılığı yüksek olduğundan gün aşırı ilişki önerilebilir. Gebe kalmak isteyen çiftlere, ilişkide erkeğin üstte olması; ilişki sonrası kadının 5 dakika sırt üstü yatması ve vaginal duş yapmaması önerilir. İlişki esnasındaki kayganlığı sağlamak için petrol bazlı ürünler yerine sıvı parafin tercih edilmelidir. Kadının üreme potansiyeli 20-30 yaş arası yüksek olduğu dönemdir. 35 yaş sonrası üreme potansiyeli hızlı bir düşüş yaşar.

Gebe kalma olasılığı kadının yaşına, cinsel ilişki sıklığına, süreye, zamanlamaya göre değişebilir. Kadının yaşı ilerledikçe yumurtalıklardaki yumurta sayısı ve kalitesi azalacağından gebe kalma olasılığı azalır. Patolojik bir durum da infertiliteye neden olabilir. Gebe kalamayan çiftlerde, erkege bagli sebepler % 25-40, kadina bagli olan % 40-55, her ikisine de bagli % 10-15, açiklanamayan sebepler ise % 10-15 oranindadir. Bir baska deyisle infertiliteden hemen hemen çiftlerin her ikisi de ayni derecede sorumludur. Infertilite tedavisine başlamak için 2 yıl beklemek uygundur. 2. yılın sonunda gebe kalma olasılığı en yüksek seviyeye çıkmaktadır. Buna rağmen gebe kalamayan ve infertilite tedavisine başlamak isteyen çiftler tedavi sırasında sabırlı olmaları gerektiğini ve tedaviyi en az 6 ay sürdürmeleri gerektiğini bilerek başlamalılar.

Detaylı bir görüşme ve muayene ile infertilite nedeni kolayca anlaşılabilir.

Tedavi için öncelikle kolay bir tetkik olduğundan spermiyogram denilen sperm tahlili yapılabilir. Bu tahlil ile spermlerin sayısı, hareketliliği, canlılık oranı ve şekilleri incelenir. Erkeklerin sperm sonuçları değişken olabileceğinden 4-6 hafta ara ile en az 2 kez tekrarlanması uygun olur. Tek bir spermiyogram ile erkek kısırlığı tanısı koyulmamalıdır. İnfertilite'nin erkekten kaynaklanma oranı %30-50 arasındadır. Spermin sayı ve kalitesini etkileyen üretim bozuklukları ve spermi dışarıya taşıyan kanallardaki tıkanıklık erkekten kaynaklanan infertilite nedenleridir. İltihabı hastalıkları, hormon bozuklukları ve çevresel problemler, sperm üretimi ve olgunlaşması (spermiogenezi)nı olumsuz etkileyen faktörlerdir.

Tedavinin geri kısmında kadın değerlendirmeye alınır. Kadında yumurtlama bozukluğu, endometriozis ve tüplerin hasarlı ve tıkanık olması önemli kısırlık nedenleridir. Öncelikle kadının rahim ve kanallarının filmi çekilir. HSG (Histeosalpingografi - Rahim filmi) denilen bu film, kanalların açık olup olmadıkları ve normal görünümde olup olmadıkları değerlendirilir. HSG ile rahimin içinde olabilecek miyom, polip ve yapısal bozukluklar (çift rahim vb.) görülebilir. HSG az ağrılı ve ucuz olması ve X ışını gerektirmediğinden değeri gün geçtikçe artmaktadır. Eğer her iki kanal da tıkalı görünümde ise Laparoskopi denilen bir ameliyatla karın içine bakma işlemi yapılarak gerçekten tıkalı olup olmadıkları değerlendirilir. Eğer her ikisi de tıkalı ise cerrahi müdahele ile onarılıp onarılamayacğı tespit edilir. Cerrahi müdahele olamayacak durum ise tüp bebek işlemine başvurmak gerekmektedir. Sık akıntılı vaginal enfeksiyon geçiren, daha önce verem (tüberküloz) hikayesi olan, birden fazla kürtaj geçirmiş, sezaryen veya patlamış apandisit gibi karın içi ameliyat geçirmiş kadınların tüplerinde sorun olma olasılığı yüksektir. Her iki tüpün de kapalı olduğu tespitinden sonra tüplerin içi hidrosalpenks denilen içi sıvı dolu yapılar görülmüşse bunların laproskopi ile temizlenmesi uygun olur. Aksi halde bu tüp bebek tedavisini negatif yönde etkileyebilir. Kanallarda tıkanıklık açma operasyonunun başarılı olması ve gebelik oluşması için yapılacak cerrahi müdahelenin mutlaka mikro cerrahi eğitimi almış uzman bir cerrah olması gerekmektedir. Tüplerdeki hasarlı bölümlerin tamiri ya da cerrahi müdahele ile düzeltilmesi oluşabilecek yan etkilerden dolayı başarı şansı az olduğundan tüp bebek tedavileri daha çok önerilmektedir. Günümüzde tüp bebek tedavilerinin başarı oranları eskiye göre daha yüksektir. Buna rağmen tüp bebek tedavileriyle gebe kalan çiftlerin ilk dönemlerinde dış gebelik olup olmadığı konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Bu durumda dış gebelik riski normal durumlardan daha yüksektir. Erken teşhis dış gebelikte hayat kurtarıcı olduğu unutulmamalıdır.

Infertilite nedenleri araştırılırken kadının tüpleri açık ve normal görünümde oldukları tespit edildiğinde kadının yumurtlamasının normal olup olmadığı incelenmelidir. Adetin 21. gününde yapılan kan tahlili ve ultrasonografi günümüzün en sık araştırılma yöntemidir. Yumurtlama yöntemi varsa, hekim ilaç tedavisine başlayabilir. Yumurtlama olmamasının en sık rastlanan nedeni yumurtalık (polikistik over) hastalığıdır. Hekim ile işbirliği içinde yapılan ilaç tedavisi sonrasında yumurtlama sağlanabilir. Ancak bu gebelik oluşması için garanti bir durum olmayabilir. Böyle durumda doktor iğne tedavisine geçerek estrojen hormonunu uyarılmasını sağlayabilirler. İğne tedavisi günlük yapıldığından hekim de hasta da sabırlı olmalıdır. Tedavi sırasında yumurtlama gelişimi yakından izlenmelidir. İğnenin dozu istenmeyen sonuçlara neden olmaması için çok iyi ayarlanmalıdır. Yumurtlama olmamasının nedeni bazen beyindeki hipotalamus veya hipofiz bölgesinden salınması gereken hormonların yetersiz salgılanması ya da süt hormonu yüksekliği (hiperprolaktinemi) veya tiroit bezinin az çalışması (hipotiroidi) gibi hormonal nedenler olabilir. Bu sorunların her birinin tedavileri farklıdır. Yumurtlama sağlanmasına rağmen 2-3 ay içinde gebe kalınmazsa aşılama yöntemine geçilebilir. Aşılamanın her birinin başarı oranı %10-15 civarındadır. Aşılama yöntemi ile de başarı sağlanamazsa tüp bebek denemsi önerilir.

Tedavi sonucunda gebe kalamayan çiftlerin %90 ı çocuk sahibi olabilirken %10 u önemli nedenlerden ötürü hamile kalamaz. Erkekte hiçbir sperm üretimi ya da kadında hiç bir surette yumurta üretimi olmazsa ve ileri derecede rahim bozukluğu varsa yapılabilecek bir şey yoktur.

Kaynak : www.selmanlacin.com, www.bebek.com

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Meltem Serter Yünten

Op.Dr. Meltem SERTER YÜNTEN, 1968 yılında Aydın'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1991 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise İzmir Atatürk Eğitim Hastanesi'nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nde yapmış ve 1996 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur.

Uzmanlık eğitimi sonrasında, Denizli Tüp Bebek Merkezi'nde, 1997 - 2006 yılları arası kamu görevi ile birlikte muayenehane hekimliğini birlikte gerçekleştirdi. 2006 yılından itibaren sadece muayenehane hekimi olarak görev yapmaktadır. Bu süreç içinde pek çok yurtiçi ve yurtdışı seminer ve kongrelere katılarak mesleki olarak kendini geliştirmeye devam etmektedir.

Etiketler
Hsg
Op. Dr. Meltem Serter Yünten
Op. Dr. Meltem Serter Yünten
İzmir - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube