Horlama ve uyku apnesi sendromu

Horlama ve uyku apnesi sendromu

Horlama ve uyku apnesi sendromu beklediğimizden daha sıkça karşılaşılan bir halk sağlığı problemidir. Bu problemi sadece kişiyi ilgilendiren uykuda ses çıkarmak ve uykuda nefesiz kalmak şeklinde algılamak yanlış olup, bunun toplumsal hayata ve kişinin genel sağlığına olan etkilerini iyice anlamak gereklidir. 

Horlama ve uyku apnesinin toplumsal hayata etkisine baktığımızda, horlayan kişi ile yakın mesafede uyumak zorlaşmakta kişisel ilişkiler etkilenmekte (karı-koca ilişkisi veya birlikte seyahat etmek zorunda olan arkadaşlar gibi), daha ileri boyutta hasta olanlarda ise gündüz uyku ihtiyacının artığı, gündüz sık sık uyukladıkları, karakter değişikliği, konsantrasyonlarının bozulduğu ve iş adaptasyonunun azaldığı görülmüştür.

Buna en güzel örnek uyku apnesi olan çocukların hırçınlaşması ve agresifleşmesidir. Bunlarında ötesinde uyku apnesi olan kişilerin uyku ihtiyacına bağlı olarak trafikte sık sık uyuya kalarak trafik kazası sayısında artışa yol açtıkları vurgulanmaktadır.

Toplumsal hayata bu denli ciddi etkileri olan bir konunun kişinin genel sağlığına etkileri de küçümsenmeyecek kadar çoktur. Uykuda vücut oksijenlenmesinin azalması, kalbin daha çok çalışması ve tansiyonun daha yüksek olması, kalp ritminin bozulması, vücudun uyku sırasında dinlenmesi gerekirken zor nefes alma-verme nedeniyle yorulması, sık uyanmalar nedeniyle yeterince dinlenememesi gibi uyku apnesinin birçok zararlı etkileri vardır.

Toplumda uyku bozukluğu sanılanın aksine sık görülen bir durumdur, genellikle erkeklerin %35-45’inde, kadınların %15-28’inde sürekli horlama vardır. Uyku sırasında burundan alınan hava bütün burnu kat ederek, burun arkası bölgeden, küçük dil arkasından ve yanlarından aşağıya dil kökünün arksından ses telleri arasından soluk borusuna ulaşmaktadır. Bu yol boyunca olabilecek problemler horlama ve uyku apnesinin nedenlerini oluşturur.

Basit Horlama nedir? Hava akımının burun ve boğazdan geçişi sırasında yumuşak dokuların arasından geçerken onları titreştirmesi sırasında oluşan gürültüye horlama denir. Yetişkinlerde bunun en sık sebebi küçük dilin uzaması veya yumuşak damak bölgesinin gevşemesi ve sarkmasıdır.

Burunda oluşan burun eti büyümeleri, burnu ikiye bölen kemik-kartilaj yapının eğrilikleri (deviasyon), polipler ve benzeri patolojilerde horlama sebebi olabilir. Çocuklarda solunum yolunun genellikle geniz eti ve bademcik ile tıkanması sonucu aynı şikayetler gelişir.

Tıkanıklığa bağlı apne nedir? Burnumuzdan soluk borumuza kadar olan mesafedeki daralmalar sonucunda uykuda solunumun 10 sn’den uzun süreli durmasına apne denilir. Uyku apnesi olan kişilerde solunum durması atakları gece boyunca tekrarlamakta bazı kişilerde 300’den fazla apne atağı olmakta ve şiddetli apnesi olanlarda bunun süresi 1 dakikadan daha uzun olmaktadır. Çocuklarda da apneler olabilir genellikle bu çok büyük geniz eti ve bademciklerin sonucudur. Çocuklar için bir saatte 2 apne olması ciddi bir bulgudur ve mutlaka doktora danışılmalıdır.

Uykunun başlangıcında damak kasları yeterli gerginlikte olduğundan apne olmaz, uyku derinleştikçe bütün vücut kasları gibi damak ve solunum sistemi etrafındaki kaslar gevşer ve zaten dar olan solunum yolu tıkanmaya başlar, uyku derinleştikçe apnenin şiddeti artar. Bunun sonucunda kişi uyanır ve yüzeysel uykuya geçerek nefes almaya başlar. Bu döngü bütün gece boyunca defalarca tekrarlanır. Bunun sonucunda gece boyunca terleme, sabah dinlenmeden kalkma, gün içinde yorgunluk ve uyuklama, baş ağrıları, ağız kuruluğu, cinsel isteksizlik ve yetersizlik, kişilik değişikliği konsantrasyon eksikliği gibi şikayetler oluşur. Bunlara ek olarak yüksek tansiyon, kalp ritm bozukluğu, şeker hastalığına yatkınlık gibi şikayetlerde gelişebilir.

Horlama ve Uyku Apnesinde ne yapmak gerekir: Öncellikle bir Kulak Burun Boğaz uzmanına başvurmanızda fayda vardır. Sizin verdiğiniz bilgiler ve muayene sonucunda görülen patolojiler sizin tedavinizi de belirleyecektir. KBB uzmanı endoskopik olarak burun yapılarınızı kontrol eder, bademcik ve geniz bölgeniz görülür, dil ve dil kökü büyüklüğüne bakılır, ses telleri ve çevresi değerlendirilir.

Bundan sonraki aşamada doktorunuz size koyduğu teşhisi doğrulamak için ve hastalığınızın şiddetini anlamak için gerekirse uyku testi (polisomnografi) isteye bilir. Bunun yanı sıra sinüs tomografisi veya benzeri görüntüleme yöntemleri ile hastalığınızı daha iyi ortaya koymaya yönelik incelemeler yapar. Buna ek olarak kan tetkikleri de isteyebilir.

UYKU ENDOSKOPİSİ: Düşük doz anestezi verilerek hasta normal uykusunda ki gibi uyurken, esnek endoskoplar ile burundan girilerek hastanın horlama ve apnesi sırasında tıkanan bölgesi görüntülenir ve bu tespit edilen bölgelere yönelik cerrahilerin planlaması yapılır, daha doğru bir teşhis ve tedavi sağlar.

Tedavide Neler Yapılmaktadır: Bu hastalığın tedavisini planlarken doktorunuz uyku testi sonucunuza ve muayenede gördüğü patolojilere göre basamaklı bir tedavi protokolü izler. Öncelikle uyku pozisyonunuzu yeniden ayarlamanız ve bir diyetisyene yönlendirerek kilo kaybı sağlamanız konusunda önerilerde bulunur. Böyle basit tedbirlerle başlayıp, yeterli olmayacak hastalarda ameliyatlar önerilmekte ve çok daha sıkıntılı hastalarda da pozitif basınçlı solunum cihazları kullanılmaktadır. Amaç hastaya en az zararı vererek en çok kazancı elde etmektir. Bu nedenle de ameliyat planlaması yaparken genellikle burun patolojilerini gidermekle başlanıp, sonrasında yumuşak damak, boğaz, dil kökü gırtlak ve sonrada gerekirse daha ileri cerrahiler yapılmaktadır. Çocuklarda sıklıkla tedavi önceliği genizeti ve bademciklerin alınmasıdır.

Damak bölgesinde esnekliğini kaybeden dokuların tekrar toparlanması için bu bölgeyi sertleştirmek ve germek amacıyla lokal anestezi altında (bulantı “gag” refleksi güçlü kişilerde genel anestezi tercih edilebilir) damağa radyofrekans uygulaması, küçük dilin kesilmesi gibi basit işlemlerle horlamanızı giderebilir.

Daha ciddi durumlarda genel anestezi altında damağın sarkan kısımlarının toparlanması, boğazda çok yer kaplayan bademciklerin alınması ve bu bölgelerin dikişlerle toparlanmasından oluşan “uvulopalatofaringoplasti ameliyatı” veya bunun modifiyeli şekilleri (uvulopalatal flep, palatal z plasti, lateral faringoplasti, anterior palatoplasti gibi) yapılabilir. Bazı durumlarda bu ameliyatlar bir birleri ile kombine edilerek de kullanılır.

Farklı patolojilere yönelik olarak dil kökü radyofrekans uygulaması, dil kökü submukozal küçültme, genioplasti, tirohyoid süspansiyon gibi birçok farklı ameliyat hastaların gece boyunca rahat nefes almasını sağlamak ve apneyi ortadan kaldırmak amacıyla yapılmaktadır.

Horlama ve uyku apnesi olduğundan şüphe eden kişilerin, bu hastalık vücutlarına çok zarar vermeden, kendisi ve etrafındakilerin uyku ve yaşam kalitesini artırmak için, trafik kazalarına sebep olup başkalarına zarar vermemeleri için geç kalmadan bir kulak burun boğaz doktoruna başvurmalarında ve gerekirse uyku testi yaptırmalarında toplum sağlığı açısından fayda vardır.

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hakan Cıncık

Prof. Dr. Hakan Cıncık,1970 yılında Malatya’da doğmuştur. Orta öğrenimini İstanbulda tamamlamıştır. 1993 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisinden mezun olmuştur. 1996-2000 Yılları arasında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesinde uzmanlık eğitimlerini tamamlayarak, GATA Haydarpaşa Kulak Burun Boğaz Hastalıkları servisin de Yrd. Doçent, Doçent ve Profesörlük Akademik ünvanlarını almıştır. Uzun yıllar GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi KBB servisinde görev yapmıştır. Bilimsel kariyeri sırasında 1 yıl süreyle Amerika’da Pittsburgh Üniversitesi Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Bölümünde eğitim almıştır, bunun yanı sıra daha kısa sürelerle yurtdışında değişik merkezlerde KBB Baş ve Boyun Cerrahisinin farklı konularında eğitimler almıştır. Prof. Dr. Hakan Cıncık mesleki çalışmalarına Lifemed Tıp Merkezi'nde devam etmektedir. ...

Etiketler
Burun düzeltme
Prof. Dr. Hakan Cıncık
Prof. Dr. Hakan Cıncık
İstanbul - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube