Doktorsitesi.com

Her Karın Ağrısı Apandisit midir ?

Op. Dr. Halis Müşfik Temel
Op. Dr. Halis Müşfik Temel
21 Şubat 2017314 görüntülenme
Randevu Al
Her Karın Ağrısı Apandisit midir ?

Akut apandisit, hemen her yaş grubunda görülebilmekle birlikte,  genç  erişkindeki akut karın vakalarına bağlı girişimlerin yarısından fazlasından sorumludur. 

 Apandiks, çekum ( Kalın barsağın başlangıcı ) yerleşimli, 3 – 20 cm arası uzunlukta olabilen bir organdır. Son yıllarda immünolojik araştırmalar barsakların immün sistemi içerisinde yer aldığını, barsak lenfoid sisteminin bir parçası olduğunu ortaya koymuştur. Ancak apandiksin alınması bu mevcut sistemde herhangi bir eksikliğe neden olmaz.  Genel olarak anatomik yerleşimi ‘’Mc Bourney’’olarak isimlendirilen, karın sağ alt kısmında, göbekle leğen kemiği çıkıntısı arası düzlemde, göbekten  2/3  daha alt kısmında tariflenir ( Cerrahi Anatomik tanımlama ). Ancak çekumun arkasında, yan – üst kesiminde bulunabilir ve uzun apandikslerde karın sol yanına uzanım gösterebilir. Bu da ağrının yansıması açısından, bulgu olarak farklılık arz eder ve tanıyı güçleştirebilir.  Apandiks için ergenlik ve 20 yaş arası, lenfoid dokudan oldukça  zengin bir dönemdir. 30 yaş sonrası mevcut  sayı azalır. Akut apandisit bu nedenle  en sık 20 – 30 yaş aralığında görülür.

 Akut apandisit, apandiksin lümeninin lenfoid doku hiperplazisi ( büyümesi ) veya fekalitlerle ( büyük abdestteki katı tıkaçlar ) tıkanması nedeniyle olur. Bu tıkanmanın ardından apandiks içerisi ( lümen içi )basınç artmaya, basınç arttıkça kan dolaşımı önce venöz ( Toplar damar ), sonra arteriyel  ( Atar damar ) düzeyde ( bu senkronize durum basıncı daha da arttırır ) bozulmaya başlar. Bu dengelerin bozulması, zaten lümende var olan bakteriyel ( Mikrobiyal ) aşırı çoğalmayla enfeksiyona, apandiks duvarını da aşarak, karın zarını uyarmaya başlar ki karındaki ağrı bulgularının, başlangıç safhasındaki belirsiz göbek çevresi  yerleşimi, artık sağ alt tarafta, apandiks lokalizasyonunda hissedilmeye başlar. Bu süre ile tedavi süresi arası ( cerrahi yaklaşım ), 2 – 3 günü geçer se apendiksin açılarak enfeksiyon bulgularının karın içine yayılması ( Perforasyon ) ve dolaşım sistemine geçişiyle birlikte (sepsis ) tablo çok ağırlaşır. Bu nedenle benzer şikayet tablosunda ve nedeni ortaya konmamış hiçbir karın ağrısında, tanıyı geciktirmemek  ve daha ağır tablolara neden olmamak için ağrı kesici almamak gerekir.

 Karın orta bölümü -  göbek çevresinde başlayan hassasiyet, iştahsızlık, büyük abdest düzeninde değişiklik ( daha çok kabızlık ), sarsılma ve öksürmeyle karın orta  - alt bölgesinde ve sağda daha çok hissedilen ağrı, durumunda mutlak bir Genel Cerrahi Uzmanı görüşü alınmalıdır. Öykü ve muayene bulgularına dayalı teşhis, apandisit tanısında esastır. Pratik ve radyasyon yükü olmaması itibarıyle karın utrasonografisinden yaralanılabilir ancak net duyarlı radyolojik tanı tomografiyle konur. Kan testlerindeki enfeksiyona dair hücre artımı görülmesi, bahsedilen muayene bulgularının varlığı ve diğer tanı testlerinin ortak noktaya işareti apandisit lehine anlam taşır.

 Sonuç olarak, bu bulgular eşliğinde apandisit tanısı konan hastanın tedavisi kesinlikle cerrahidir. Laparoskopik ve açık cerrahi yöntem mevcut tabloda cerrah ve hastanın kararına bağlıdır. Karın içi organları tarafından sarılmış, sınırlanmış ( Plastron  ) ve apse oluşturmuş apandisit tablolarının antibiyotik tedavisi ve drenaj ( boşaltım ) sonrası planlı olarak ameliyat edilmesi gerekir.

                                         

 

  

Etiketler

ApandistApandisit ameliyatıApandisit şüphesiApandisit ameliyatApandisit agrisini belirlemeApandisit ameliyati sonrasi kontrolApandisit ameliyati sonrasi iyilesmeApandist bel ağrısı yaparmıApandisit belirtileriApandisit tanısıApandisitte karın ağrısıApandisit ağrısıApandist patlaması nasıl anlaşılırApandist patlamasıApandist nedirApandist tedavisi nasıldırApandist ne işe yararApandist belirtileri nelerdirApandist nasıl anlaşılırApandist neden olur

Yazar Hakkında

Op. Dr. Halis Müşfik Temel

Op. Dr. Halis Müşfik Temel

Op. Dr. Halis Müşfik TEMEL, lisans öncesi eğitimlerinin ardından 1988 yılında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başlamış olduğu tıp eğitimini 1994 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1998-2004 yılları arasında ise Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda ihtisasını tamamlayarak Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır