Hemen her şey için kaygılı mısınız?

Hemen her şey için kaygılı mısınız?

YAYGIN ANKSİYETE (KAYGI) BOZUKLUĞU
Anksiyete, diğer bir deyimle kaygı, kişide her an kötü bir şey olacakmış hissi, örneğin her an kötü bir haber alacağı, kendisinin yahut yakınlarının başına kötü birşey geleceği endişesi ile giden bir bunaltı duygusudur.
Kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygıduyabilir.Yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir. Kaygı kişinin günlük aktivitelerini aksatacak hale gelerek başlı başına bir problem meydana getirdiğinde artık hastalık adını alır ve tedavi edilmelidir.Kaygı hali ile deney hayvanlarında görülen “savaş yada kaç” refleksi arasında benzerlikler kurulmaktadır. Ciddi bir tehditle karşı karşıya kalmış bir hayvandakine benzer olarak, kişi yaşamsal bir tehlike algılamakta, buna gerek ruhsal gerekse bedensel yollarla cevap vermektedir. Böylesi birdurumda kişinin otonom sinir sistemi aktifleşmekte; dolaşım ve solunumu hızlanmaktadır. Kişi bunları titreme, huzursuzluk, kas gerginliği, nefes darlığı, çarpıntı hissi, ellerde, ayaklarda üşüme,ağız kuruması, bulantı ve midede şişkinlik olarak algılamaktadır. Göründüğü gibi beyin ve beden sürekli birlikte çalışmakta; belirtiler en belirgin olarak beden yoluyla hissedilmektedir.Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, herşey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir. Zihni çoğunlukla felaket senaryoları ile doludur. YAB’da aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgilidir. Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen hergün vardır ve gün boyunca sürer. Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişe hastalığın temel belirtisidir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme,uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir. 
Bir kısım insanın neden sürekli olarak daha fazla kaygılı olduğu halen araştırma konusudur. Bu durumun gelişmesine kalıtımsal faktörlerin yanı sıra çocukluk dönemi yaşam deneyimlerinin de etkisi yadsınamayacak düzeydedir. Kişilerin kendilerini her an tetikte hissediyor olmaları, yaygın kaygı hallerinin yanı sıra düşünsel şemalarıyla (felaket senaryoları gibi) da ilişkili görünmektedir.Stresler YAB’ın gelişiminde önemli rol oynar. Hastalığın belirtileri dönem dönem iyileşmeler ve alevlenmeler gösterir. Stresli yaşam olayları olduğunda belirtiler çoğunlukla kötüleşir. Hastalığın oluşmasında “kalıtsal etkenler, beyin nörokimyasındaki değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres verici yaşam olayları” etkilidir.YAB’nun yaşam boyu görülme sıklığı %5-6’dır. Başka bir deyişle, her 100 kişiden 5-6’sı yaşamlarının herhangi bir zamanın bu rahatsızlığı yaşayabilir. Çocukluk dönemi ve genç erişkinlik çağları arasında başlayan YAB, yavaş ve sinsi bir gelişim gösterir. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar. YAB yaşlılıkta en sık görülen anksiyete bozukluğudur.Duruma yaygın kaygı bozukluğu denmesinin nedeni kişinin sadece belli durumlarda değil, hemen her durumda (belirli bir yer, zaman yada duruma bağlı olmaksızın) az yada çok kaygı yaşamasıdır.Panik bozukluğundan bu yönden ayrılmaktadır.YAB’a sıklıkla sanki fiziksel bir hastalık varmışçasına kendini gösteren bazı bedensel belirtiler eşlik eder. Bu belirtiler: nedensiz yorgunluk,başağrısı ve kas ağrıları, yutma güçlüğü, titreme ve seyirmeler, terleme, tahammülsüzlük, bulantı…

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Aynil Yenel

Uzm. Dr. Aynil YENEL, psikiyatri ihtisasını Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden tamamlamasının ardından bir süre Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde klinik idari sorumlusu olarak görev almış ve burada ''Kişiler-Arası İletişim'' dersleri vermiş, sahaya çıkacak sağlık profesyonellerine uzun yıllar eğitimler gerçekleştirmiştir. Dr. YENEL, ihtisası süresince Kognitif Davranışçı Terapi, Virtual Terapi, Interpersonal Terapi, Dinamik Terapi ve Hipnoterapi konularında eğitim almıştır. Harvard McLean Psikiyatri Hastanesi'nde Dialektik Terapi eğitimlerine devam etmektedir. Uzm. Dr. Aynil Yenel'in American Psychiatric Association's 167th Annual Meeting ve Russia International Stress and Behavior Society (ISBS) başta olmak üzere uluslararası kongrelerde poster sunumları ve çalışmaları mevcut olmakla birlikte; toplum ...

Uzm. Dr. Aynil Yenel
Uzm. Dr. Aynil Yenel
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube