Görmenin sinsi hastalığı glokoma dikkat

Görmenin sinsi hastalığı glokoma dikkat

Glokom  hiçbir belirti vermeden optik sinirde ilerleyici hasar oluşturarak kalıcı görme kaybına neden olan sinsi bir hastalıktır.

Glokom dünya üzerinde önlenebilir körlük nedenlerinden bir tanesidir. Çoğunlukla ileri dönemlere kadar hiçbir belirti vermeden seyreder ve ancak dikkatli bir göz muayenesi ile tanı konulabilir. Tedavi edilmediğinde kesinlikle görmenin tümüyle kaybına neden olan bir hastalık olduğundan, tanı konulduğunda hastalığın ciddiyeti hastaya ve hasta yakınlarına tüm açıklığı ile anlatılmalıdır. Çünkü hastanın genellikle şikayeti olmadığından tedaviye devam etmemekte, bu da ciddi görme kayıplarına neden olmaktadır.

GÖZ TANSİYONU NEDİR ?

Göz içerisinde, göz içi sıvısı olarak adlandırılan özel bir dolaşım sistemi vardır. Bu sıvı göz içerisinde sürekli giriş çıkış yaparak göz içerisindeki dokuları beslemekte  ve 2 saatte bir yenilenmektedir. Glokomda sıvının göze girişinde sorun yoktur ancak gözü terketmesini sağlayan kanallarda direnç geliştiğinden, sıvı gözde birikir ve göz içi basınç (göz tansiyonu ) artar. Bu yüksek basınç,görme sinir liflerinde bası ve kurumaya neden olur.

GLOKOM NASIL TEŞHİS EDİLİR ?

Glokom genellikle sıradan bir gözlük muayenesi veya basit nedenle doktora başvuran hastalarda yapılan muayene sırasında tesadüfen teşhis edilir. Bu nedenle her göz muayenesinde göz tansiyonun un ölçümü  ihmal edilmemelidir. Erken teşhis için sağlıklı bireylerde tarama muayeneleri  çok önemlidir. Çok az olmakla birlikte bir kısım hastada ‘’akut glokom krizi ‘’ olarak adlandırılan göz içi basıncın aniden çok yükselmesi ile, şiddetli göz ağrısı, başağrısı, göz kanlanması, bulantı, kusma şeklinde kendini gösterir. Bu durum acil tedavi gerektirir.

Normal toplumda göz içi basıncı 10-21 mmHg arasındadır. Her yüksek göz içi basıncına sahip olan kişi glokom hastası değildir.

Muayenede öncelikle hastaların göz tansiyonu ölçülerek ve özel mercekler yardımıyla görme sinirinin görünümüne bakarak glokomdan şüphe edilir.Burada önemli olan diğer bir muayene de kornea kalınlığı ölçümüdür. Korneası kalın gözlerde, göz tansiyonu daha yüksek çıkar. Bu da yanlış tanı konulmasına neden olur.

Glokom hastalığında kesin tanı koyabilmek için görme sinirindeki hasarın kanıtlanması gerekir. Göz tansiyonu sınırda yğüksek olan ancak görme sinir hasarı olmayan gözler ‘’ oküler hipertansiyon ‘’ ya da ‘’ glokom şüphesi’’ olarak adlandırılır.

Son yıllara kadar glokom hasarını tespit etmek ve hastalığı takip etnmek için elimizde sadece ‘’ görme alanı incelemesi ‘’ yöntemi vardı.Bu test yaklaşık yarım saat sürmekte olup,yaşlı ve uyum sorunu olan hastalarda hatalı sonuçlar verebilmektedir. Şimdi elimizde mevcut olan optik koherans tomografi ( OCT ) cihazı ile görme alanı çekimindeki gibi hastanın ifadesine bağımlıolmaksızın optik sinirin değerlendirilmesi, kornea kalınlığı ve ön kamera açısının ölçümü yapılarak tam bir glokom muayenesi ve glokomun erken tanısı mümkün olmaktadır. OCT çekimi yaklaşık 1-2 dakika sürer,erken tanı konmasının yanı sıra, tedavinin takibinde çok yararlı olup, bugün için glokomda altın standart olarak kabul edilen bir tetkiktir.

OCT taraması kişiye zararsız bir tanı yöntemidir,radyasyon yaymaz,göze teması yoktur, göze ilaç uygulanmasını gerektirmez. Görme alanı muayenesi ile, görme sinir hücrelerinin % 30-40’ı tahrip olduktan sonra, hastalık teşhis edilebilmektedir. Bu nedenlerle görme alanı muayenesi ancak ilerlemiş evrede yararlı olabilmektedir. Günümüzde asıl amaç, glokomun erken teşhisi için OCT cihazıyla çekim yapılarak glokom değerlendirmesi yapmaktır.

KİMLER GÖZ TANSİYONU RİSKİ TAŞIR ?

Glokomun  en önemli nedeni genetiktir. Ailesinde glokom bulunan kişiler özellikle risk altındadır. Miyop kişilerde glokom sıklığı daha yüksektir. Miyop derecesi arttıkça glokom sıklığı da artar.

Hipermetrop olan bireylerde dar açılı glokom daha sık görülmektedir. Her türlü yoldan ( tablet, pomat, burun ve ağız içi sprey, göz damlası) kortizonlu ilaç kullanımı göz-tansiyon yüksekliğin yapabildiğinden bu kişilerde sık göz tansiyonu kontrolü yapılmalıdır.

Ayrıca diabet,üveit,retina damar tıkanıklıkları, retina dekolmanı ve göz travmaları glokoma beden olabilir. Migreni olan kişilerde de glokom daha sık görülmektedir.

GLOKOM TEDAVİSİ

Başlıca üç yol mevcuttur.

İlaç tedavisi

Lazer  uygulaması

Cerrahi tedavi

İLAÇ TEDAVİSİ

Tedavide kullanılan bir çok damla mevcuttur. Bunlar değişik yollarla göz içi basıncını düşürürler. Erken dönem glokom ve  genç hastalarda  damla tedavisi ilk seçenektir. Damlanın önerildiği biçimde ve  hiç aksatmadan kullanılması gerekmektedir. Bu ilaçların bazıları astımlı hastalarda solunum zorluğu, kalp de ritim bozukluğu yapmaktadır. Bu yönden hastalar uyarılmalı ve dikkatle kullanılmalıdır.

Glokomlu bir hastada göz içi basıncı damla tedavisi ile normal seyrediyorsa  görme sinirinde  hasar olmuyorsa, damla tedavisi sürekli ve hayat boyu devam etmelidir. Düzenli aralarla göz tansiyonu ve ölçümleri tekrarlanmalıdır.

LASER TEDAVİSİ        

Glokom tedavisindeilaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda laser, ameliyat öncesi bir tedavi seçeneğidir. Çok yüksek olmayan göz tansiyonunda etkilidir. Etkisi 2-3 yıldır. Uygun hastalarda etkili bir tedavi alternatifidir. Lokal anestezi ile oturur pozisyonda uygulanan ağrısız bir işlemdir. Dar açılı glokomda ilk tedavi yöntemidir.

CERRAHİ TEDAVİ

Glokomlu bir hastada göz tansiyonu,tüm ilaç ve laser tedavisine rağmen düşürülemiyorsa, göz siniri tahribatı ilerliyorsa ameliyat kaçınılmazdır. Göz tansiyonu çok yüksek olan ve görme sinirinde belirgin hasar olan hastalarda ameliyat ilk seçenektir. İlaç  tedavisini düzenli uygulayamayan, yaşlı hastalarda da öncelikle cerrahi tercih edilebilir.

Glokom ameliyatı lokal anestezi ile yapılır. Hastanın yatması gerekmez. Glokom ameliyatlarında  bozulmuş olan görme düzelmez. Çünkü ölmüş sinir hücreleri kendini yenileyemez. Ameliyatla sadece sağ kalmış sinir hücrelerinin daha fazla hasar görmesi önlenebilir. Böylece kalan görme korunur ve körlük önlenir.

TAKİP NASIL YAPILMALI

İlaç, laser ya da ameliyatla kontrol altına alınan göz tansiyonu zaman içerisinde yükselebilir. Bu nedenle tanı konulduktan sonra hastaların yılda en az 4 kez tansiyon ölçümü, 2 kez de OCT  ve görme alanı yapılarak ömür boyu takip edilmesi gerekmektedir.

HASTALAR NELERE DİKKAT ETMELİ

Göz tansiyonu okumayla, yazmayla ya da gözü kullanmakla artmaz. Bu hastalar normal çalışmalarına ve işlerine devam edebilir. Fiziksel aktivitenin kısıtlanması gerekmez, bir seferde ve kısa sürede aşırı su tüketimi (2 litre den fazla) göz tansiyonunu yükseltebilir. Stresten uzak yaşam dengeli beslenme ve düzenli uyku önemlidir.

Bu makale 23 Ekim 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Nurcan Gürkaynak

Op. Dr. Müveyla Nurcan GÜRKAYNAK, Ankara’da lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1978 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 1982 yılında Göz Hastalıkları Uzmanı olmuştur.  Uzmanlık eğitimi sonrasında 1982-2008 yılları arasında Samsun Mehmet Aydın Devlet Hastanesi'nde, 2008-2011 yılları arasında ise Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ve Medicana Samsun Hastanesi'nde görev yapmıştır. 2021 yılından beri İzmir Dünyagöz Hastanesinde göz  hastalıkları uzmanı olarak çalışmaktadır. Bu süre içerisinde Hacettepe Tıp Fakültesi şaşılık biriminde İstanbul  Beyoğlu Eğitim Araştırma Hastanesinde retina cerrahisi eğitimi ve yurt dışında oküloplasti eğitimleri almıştır. Yurt içi ve yurt dışında katılmış ...

Etiketler
Glokom tedavisi
Op. Dr. Nurcan Gürkaynak
Op. Dr. Nurcan Gürkaynak
İzmir - Göz Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube