Öncelikle bağımlılığın bütün hastalıklarda olduğu gibi tek bir sebebi yoktur. Aile ortamı, çağın iklimi, kalıtsal faktörler ve çocuğun kişiliğini yönlendiren genetiği, çevresel faktörler(akran etkisi) vb. birleşerek ortaya çıkar.
Madde beyinde ödül sistemini hedef alır, böylece kişi zevk veren bir duygu yaşar ayrıca ruhsal acı ve ızdırabının dindiğini zanneder. İçmediğinde kişi, artık beyin bu maddeleri yolaklarında kullanmaya başladığı için vücut isteyecektir, aş erecektir. Yoksunluk belirtileri ve maddeyi bulmaya yönelik açlık ortaya çıkacaktır. Başlangıçta kişi keyif almak için içerken sonradan yoksunluğun ızdırabını gidermek ve madde bağımlılığı etiketini kendisine
yapıştırıp ne kadar değersiz olduğunu hissetmek içinde içebilecektir. Çünkü madde kötü bir şeydir, pisliktir ve bu bilinmektedir ve bırakma denemeleri de zaten başlamıştır.
Ergenlik dönemi birçok ilk şeyin yaşandığı ve ilk madde kullanımının olduğu riskli bir dönemdir.
Ergen madde kullanıcıları yaşamı tehdit eden kazalara, dürtüsellik ve risk alıcı davranışlara, yasa dışı eylemlere, fiziksel olaylara, teröre, cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha fazla duyarlıdır. Bu yola giren çoğu kişi daha büyümeden bu hayattan yok olup gider, kalemi kırılır.
Madde bağımlılığı ailenin ilgisini çekmek ve terste olsa bir ilgi elde etmek ve ebeveynleri kızdırmak ve öç almak için de kullanılabilir.
Ergenlik dönemi acemi erişkinlik dönemidir. Hatalar sık sık yapılır. Eğer baba sert ve eleştirelse annede tam tersi çocuğuna aşırı sıcak davranıyorsa aralarında bir zıtlık doğar ve madde bağımlılığı içinde artık bir kumpas kurulmuştur.
Genelde madde kullanımını sürdüren insanların ruhsal problemleri vardır ve duygusal iklimi ılıman olmayan ailelerin evlatlarıdır. Ruhsal zorlukları nedeniyle bu kafayla bu hayata katlanamadıkları, yaşayamadıkları veya beceremedikleri için de araya madde alarak bir mola vermek veya uyuşmak, düşünmemek, boş vermek içinde kullanabilirler.
Ebeveynlerin madde kullanıyor olması sosyal öğrenme-model alma yolu ile genç insana da bir yatkınlık oluşturacaktır. İçme yavrum dememize rağmen biz içiyorsak içebilirsin demek anlamına gelir.
Özellikle ergenlik döneminde akran etkisi bağımlılığın gelişmesinde çok önemli bir risk faktörüdür.
Ailesi ile arası bozuk ve olumsuz hayat olaylarından etkilenen incinebilir özelliği olan ergenler bir gruba ait olmak ve kabullenilmek için madde kullanabilirler. Duygusal iklimi bozuk aileler, gençleri evlerinde tutamazlar, çünkü aile ortamı cazibesini yitirmiştir. Babayla da ara zaten bozuk olduğundan genç, baba ile özdeşleşip örnek almak yerine madde kullanan yasa dışı insanlara meyledecektir.
Kişi gençlik döneminde madde ile uğraştığı için toplumda yükselemezler ve dışlanırlar buda daha fazla maddeye yakınlaştırır.
İlk kullanılan madde sigaradır, sonra daha sert içkilere ve psiko-aktif maddelere geçilir. Sigara masum değildir!
İlk kullanım genelde sosyal ortamlarda başlayan ve merak duygusu ile gelişen deneme evresinde olur. Erken evrelerde müdahale hayat kurtarır.
Çocuklarımızı ilgimizden eksik etmeyelim ve onları kaybetmeden kazanalım ki biz de mutlu olalım!