Geçmeyen yaralara dikkat


1970 ‘li yılların ortalarında tıp fakültesine kaydoldum ve hocalarımızdan eğitimimiz sırasında hep başlıktaki cümleyi duyduk.
Malumunuz asrın hastalığı olan kanser her organda olabildiği gibi ciltte de olmakta ve cilt kanserleri ile de plastik cerrahi uzmanları yani bizler uğraşmaktayız.
Cilt kanserleri genelde baş ve boyun bölgesinde görülmekle birlikte vücudun herhangi bir yerinde de olabilirler. Vücudun hiçbir organındaki kanserin sebebi bilinmediği gibi, cilt kanserlerinin de sebebi bilinmemektedir.
Fakat cildin güneşe maruz kalması, çeşitli travmalara uğrayabilmesi ve yanıklara maruz kalabilmesi cilt kanserleri ile ilgili bazı teorilerin ileri sürülmesine sebep olmuştur.
Ayrıca dudak kanserlerinde sigaranın önemini anlatan çalışmalarda mevcuttur.
Yanık zemininden çıkan cilt kanserlerine bu arada özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Özellikle vücudun kıvrım yerlerinde oluşan gerginlik ve perde şeklindeki yanık zemininde uzun yıllar sonra (10-20 yıl) gerilmelere bağlı olarak üzerinde yara açılabilir.
Bu açılan yara zemini hiçbir zaman tam iyileşmez ve zaman içinde kanserleşmeye döner. İşte bu yüzden yanık zemininde iyileşmeyen yaralardan dolayı uyanık olup derhal plastik cerraha müracaat etmelisiniz.
Cilt Kanserleri, kafa derisinde çıkabileceği gibi göz kapağında, ensede, sırtta, yanakta, dudakta, karın derisinde, kasıkta, elde, kolda, bacakta, ayakta hâsılı her yerde olabilmektedir. Cilt kanserlerinin diğer kanserlerden farkı bunların erken fark edilebilmeleridir. Çünkü iç organ kanserlerini bazen çok geç fark etmek mümkün olabilir. Ama cilt her an göz önünde olan bir yerdir. Fakat insanımız o kadar ihmalkârdır ki inanılmaz boyutta cilt kanserleri ile karşılaşmaktayız. Bu kişilere “Neden bu güne kadar gelmediniz?” diye sorduğumuzda ise cevap çok ilginç
”Ağrım yok ki !”
Ağrısı olmadığı için gelmeyen bir hastamın resmini gösteremeyeceğim için (dayanamayacağınızı ve burada uygun olmadığını bildiğimden yayınlayamıyorum) size şu kadarını anlatabilirim. Yanağında bir mercimek kadar başlayan kanser ilerleyerek bir elma büyüklüğüne ulaşıyor. Çocuklarının bütün ısrarına rağmen doktora müracaat etmeyen hastanın kanseri ilerleyerek gözüne giriyor ve gözünü kör ediyor.
Tabi bu arada yanağı kemiğe kadar eritiyor. Ayrıca bütün bu yaralar iltihaplı olarak akıyor. Bu hastanın da bugüne kadar neden gelmediği sorusuna cevabı aynı. Ağrım yok ki! Tabi ki inanılmaz değil mi? Tarifinden bile ürktüğünüz bu kanser küçükken gelse tedavisi çok KOLAY, ama şimdi ise ameliyatı çok ZOR.
Biz bu ameliyatı yaptık. Hastanın saç favori hattından burnuna ve kaşından üst dudağına kadar (göz dâhil) kemiğe kadar sıyırıp aldık. Bu bölgeyi Rekonstrükte (yeniden tamir) ettik. Hasta koyu renkli bir güneş gözlüğü ile hayatına devam etti.
Dudak kanserlerinin yeniden onarımı yapılırken şu özelliklerin olması çok önemlidir. Kanseri emniyetli sınırlarda çıkarıldığından emin olunan (patoloji laboratuarına muhakkak tahlile gönderilir ve emniyet sınırları mikroskobik olarak teyit edilir.)ve tekrar yapılacak olan dudağın; açılıp-kapanma, konuşma, yemek yeme, su içmek gibi fonksiyonları da tam olabilmelidir.
Yanık zemininde açılan yaraları tekrar hatırlatırım. Biz bu yaraların kanserleşmişlerini görüyor ve hastaya derhal ameliyat olmasını söylediğimizde hastalar bazen inanmayıp kaçıyorlar.
inşallah zararlı çıkmıyorlardır. Hiçbir tahlil hiçbir test yapmadan bu teşhisi nasıl koydunuz deniyor. Yılları bu işlerle geçen plastik cerrahların hepsi bu tanıyı %98 oranında sadece göz muayenesi ile koyarlar.
Son sözüm şu: Tepeden tırnağa, her yerinizdeki geçmeyen yaralarınızda lütfen plastik cerrahi uzmanı doktorlara müracaat etmeyi unutmayınız.
Hep söylendiği gibi lütfen GEÇ KALMAYINIZ.