Endoskopik submukozal diseksiyon

Endoskopik submukozal diseksiyon

Endoskopik submukozal diseksiyon yani ESD; ameliyatsız olarak bazı tümör ve tümör öncüsü lezyonların tedavi edilmesini sağlayan bir tekniktir. Bu yöntem gelişen endoskopik cihaz ve teknolojiler sonrasında uygulanmaya başlanmıştır. İşlemin en önemli noktasını hasta seçimi oluşturmaktadır. Bunun nedeni tedavinin yalnızca erken evre tümörlerde uygun olduğunun yapılan çalışmalarda gösterilmiş olmasıdır. Üç aşama ile karakterize bir işlemdir. İlk olarak tümörlü alan işaretlendikten sonra lezyonun altına sıvı enjeksiyonu yapılarak lezyon normal dokuya göre havalandırılır. İkinci aşamada lezyon yüzeyel kesi ile çevresel olarak kesilir. Son aşamada ise tümöral alan submukozal dokudan ayrılarak bütün olarak çıkarılır. Bu yöntemin ameliyata göre en büyük avantajı ise organ kaybı olmadan tedaviye olanak sağlanmasıdır.

Hangi Hastalar İçin Uygundur?

Mide kanserinde bu tedavinin uygulanması için öncelikle erken evrede teşhis edilmiş bir kanser olması gerekmektedir. Yani tümör mukoza veya submukoza da sınırlı olmalıdır. Daha derine ilerlemiş olan durumlar için bu yöntem uygun değildir. Ayrıca yapılan endoskopik değerlendirmede tümör boyutunun 3 cm’nin altında ülsere olması veya 3 cm’nin üzerinde ise ülsere olmaması gerekmektedir. Bu şartlar varlığında mide kanserinde endoskopik tedavi güvenle uygulanabilir.

Kolon ve rektum kanserinde de aynı şekilde erken evrede yakalanmış bir tümörün olması gerekmektedir. Yani üzeri çökük olmayan mukoza da sınırlı veya submukozaya çok inmemiş tümörler için uygundur.

İşlem Ne Kadar Sürer?

İşlem tümör boyutu, yerleşim yeri gibi bir çok faktöre bağlı olarak değişmekle beraber ortalama 60 dakika kadar sürmekte ve ameliyathane şartlarında genel anestezi altında yapılmaktadır. İşlem sonrasında hastalar gözlem amacı ile hastanede yatırılmaktadır. Hastanede yatış süresi ameliyat olan hastalara göre oldukça kısa olması bu tedavi yönteminin en büyük avantajlarındandır.

Riskler

ESD işleminden sonra gelişebilecek problemlerin görülmesi işlemi yapanın tecrübesi, tümörün özellikleri gibi birçok faktöre bağlıdır. Kanama ve perforasyon (delinme) gelişebilecek temel problemlerdir. Kanama gelişme sıklığı yapılan çok sayıda çalışmada %1-10 arasında değişen oranlarda belirtilmiştir. Ancak gelişen kanamalar genelde kendi kendine durmakta veya basit endoskopik müdahalelerle durdurulabilmektedir, bazı durumlarda ise kanama ameliyat gerektirebilecek kadar ciddi olabilir. Delinmenin de kanamaya benzer olarak %1-10 oranında görüldüğü çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Bu durumda ise delinen alanın endoskopik kliplerle kapatılması bunun mümkün olmaması durumunda ise cerrahi onarım gereklidir.

Sonuçları Nasıldır?

Uzun dönem takip sonuçlarının yayınlandığı bilimsel makalelerde ESD sonrası 3 yıllık dönemde %90-92 hastalıksız sağ kalım sağlanabildiği, nüks oranının ise %1-9 olduğu bildirilmiştir. Bu sonuçlar cerrahi tedavi ile hemen hemen aynı olduğunu göstermektedir.

Bu makale 7 Nisan 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Osman Uyar

Etiketler
Endoskopi
Op. Dr. Osman Uyar
Op. Dr. Osman Uyar
Manisa - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube