Doğadan gelen armağan


Anne babaların çocukları ile ilgili en çok sordukları soruların başında “Süt dişlerini fırçalamak gerekli midir? Kaşığı bile tutamıyor nasıl fırçalayacak?” gibi serzenişler yer almaktadır. Oysa, ağız bakımı bebeğinizin doğumu ile beraber başlar. Emzirme döneminde, emzirme sonrası ıslak gazlı bezle yapılan ağız bakımı, ilk dişlerin sürmesi ile beraber yerini fırçaya bırakmalıdır. Günde 1 kez bebeklerin dişlerini fırçalayacak kişi ebeveynlerdir. 2 yaşını tamamlamış her çocuğun ise dişlerini artık kendisinin günde 2 kere fırçalaması gerekmektedir.
Sağlıklı süt dişleri demek sağlıklı daimi dişler ve güzel bir gülüş demektir. Süt dişleri ileride sürecek olan daimi dişlerin öncüsüdürler. Bu nedenle süt dişlerinin vaktinde düşmeleri çok önemlidir. Bakımsızlık ya da başka nedenlerle erken kaybedilen süt dişleri alttan gelen daimi dişlerin uygunsuz sürmelerine, çoğu kez ise sürememelerine yol açarlar. Süt dişlerine verilen önem daimi dişleri de aynı ölçüde etkiler. Bu önemin sağlanması ise doğru beslenme alışkanlıkları ve doğru fırçalama ile mümkündür.
Bunlara kısaca göz atalım.
• Yumuşak bir çocuk fırçası ve bir tüp çocuk-diş-macunu kullanılmalıdır.
• Diş fırçaları 1-2 ay arayla yenilenmelidir.
• Dikey hareketlerle (yukarı-aşağı hareketlerle) fırça dişetlerine de değecek biçimde dişler fırçalanmalıdır.
• Öğütücü süt dişlerinin çiğneme yüzeyleri kısa yatay hareketlerle fırçalanmalıdır.
Küçük çocuklarda ağız çalkalama işlemi bazen sorun olabilir. Dişler fırçalandıktan sonra ağzı suyla çalkalamak gerekmez, macunu tükürmek yeterli olacaktır.
Dişleri fırçalamak sadece dişleri korumaz. En az dişler kadar önemli olan dişetlerinin de bakımını sağlar. Sağlıklı diş etleri sağlıklı dişler demektir. Çünkü pek çok kez diş etlerinde oluşan rahatsızlar yüzünden dişler kaybedilmektedir. Beslenme ise en az ağız bakımı kadar önemlidir. Doğru beslenme diş ve diş etlerinin sağlıklı kalmasını sağlar. Beslenme, yalnızca yediğimiz yiyecekleri değil alışkanlıklarımızı da ifade eder.
Sağlıklı bir beslenme alışkanlığında ara öğünlerde sadece şekersiz yiyecekler verilmelidir.
Öğün aralarında ikide bir abur cubur atıştırmak dişleri çürütür. Şekerli yiyecekler sadece temel öğünler sırasında yenmelidir. Bunu yaparken, şunları da gözden kaçırmamalıdır:
• Şekerli yiyecek ve içecekleri, aralıklı ve küçük porsiyonlar halinde almayıp, tamamını bir kerede tüketmek dişlere daha az zarar verir.
• Şekerli yiyecek ya da içeceklerin ağızda kalan artıkları, diş fırçası ile hemen (ilk on dakika içerisinde) temizlenmeli.
• Fazla şekerli yiyecek ve içecekler sağlıklı beslenmeyi engeller ve iştahı keserler.
• Ayrıca fazla kilolara da yol açabilirler.
Ara öğünler için sağlıklı besinler şunlardır:
– Elma, havuç, genel olarak taze meyve ve sebzeler
– Siyah ekmek, pirinç gofretleri, kaba öğütülmüş tahıl peksimetleri
– Peynir, kabuklu yemişler ve taze meyveli sade lor peyniri ya da yoğurt
– İçecek olarak en uygun olanı sadece sudur.
Ara öğünler için sağlıklı olmayacak besinler şunlardır:
– Muz, kurutulmuş meyve, reçel ya da bal sürülmüş ekmekler
– Dondurma, çikolata, tatlı pasta ve çörek, yalanarak yenen tatlılar
– Meyveli pastalar şeker ve un içerdikleri için dişlere kolayca yapışırlar.
– Bebekler için yapılan pasta ve bisküvilerin şekerli olanları;
– Tatlı ve şekerli içecekler.
Her üzerinde “şekersiz” yazan şekersiz demek değildir!
Bir gıdanın üzerinde “şekersiz” yazması demek o gıdanın sadece kristal şeker içermediği anlamında kullanılır. Ama, örneğin aynı madde meyve şekeri, üzüm şekeri ve benzeri başka şeker çeşitlerini içerebilir. Benzeri şekerleri içeren gıdalar sık alındıklarında diş taşına (tartara) yol açarlar. Bu nedenle yalnızca üzerinde DİŞ DOSTU etiketi olan şekersiz ürünlerin dişlere zarar vermediğine güvenilebilir.
Şeker yenmezse diş taşı da (tartar) oluşmaz!
Şeker içeren yiyecek ve içeceklerin sık tüketilmesi diş çürümesinin temel nedenidir. Ancak sadece diş çürüğü değil dişeti hastalıkları için de risk oluşturur. Diş yüzeyinde oluşan plak tabakasındaki bakteriler, ilk birkaç dakika içerisinde şekeri bir çeşit asite dönüştürür. Bu asitin diş minesini ve kemiğini eritici etkisi vardır. Ayrıca bakteriler zehirli maddeler salgılayarak diş eti iltihabına ve giderek kanamaya yol açar. Bu durum, ancak seyrek şeker tüketimi ve günlük özenli diş temizliğiyle önlenebilir.
Bebeklerin beslenmesinde ise yine en önemli görev annelere düşmektedir. Anneler bebeklerinin sağlıklı dişlere sahip olması için bir takım önlemler almalıdır. Bunlar:
• Süt bebeklerinin sıvı gereksinimi genel olarak süt ile karşılanır. Sıcak havalarda ya da püreye ek olarak bebeğe, susuzluğunu gidermesi için verilecek en iyi sıvı sudur.
• Biberona koyacağınız içecek konusunda dikkatli olunuz: Şerbet, şurup ve benzeri şekerli içecekler uzun süreli olarak ya da uyku öncesi içildiklerinde bebeğin dişlerine zarar verir. Asite karşı koruyucu bir işlevi olan tükürük üretimi, uyku sırasında, uyanık duruma göre yaklaşık on kez daha azdır. O nedenle diş taşı (tartar) oluşma tehlikesi yüksektir.
• Meyve suları ve vitamin içeren içecekler susuzluğu gidermek için uygun değildir, zira bunlar şekerin yanı sıra bir de dişlerde tartar oluşumunu kolaylaştıran asit içermektedir.
«Geceleri içecek olarak sadece su vermek en iyisidir!»
Bebeklerin püre öğünleri için olgun meyveler kullanılmalıdır. Böylece tatlı gereksinimi de yeterince giderilmiş olur. Ek şeker ya da bal vs. vermek zararlıdır. Satın alınan hazır püreler çoğunlukla şeker içerir, o nedenle bunların içerdikleri bileşimlere dikkat etmeli. Tatlılar normal yiyeceklerden farklı tutulup, sadece özel durumlarda verilirse, çocuklar bu duruma ayak uydurmasını öğreneceklerdir. Emzikler kesinlikle bala ya da şekere batırılarak verilmemelidir!
Süt dişleri doğanın bize sunduğu bir armağandır. İnci gibi dişler, güzel gülüşler ancak güzel alışkanlıklarla mümkündür.