Dişeti hastalıkları uzmanı olarak sıklıkla gözlemlediğim ve birlikte çalıştığım meslektaşlarımla hemfikir olduğumuz bir konu var: Dişeti hastalığının ne olduğu, başka hangi tıbbi sorunlar ile ilişkili olabileceği veya tedavisinin nasıl yapıldığı, ve hatta bir tedavisinin olup olmadığı ile ilgili olarak insanlarımızı yeterince bilgilendiremiyoruz. Buna bağlı olarak zamanında ve doğru teşhisle rahatlıkla tedavi edilebilecek dişeti hastalığı ve buna bağlı ağız sağlığı/genel sağlık sorunları zaman içinde daha ciddi boyutlara ulaşabiliyor, çürüksüz diş kayıplarından inatçı sistemik infeksiyon odağı gelişimine kadar pek çok olumsuzluğa yol açabiliyor. Dolayısı ile bilgilendirici içerikli yazılarımızı sizlere ulaştırabilmek son derece önemli, çünkü bugün edineceğiniz bir cümlelik bir bilgi bile sağlığınıza kavuşmanız için doğru adımı gecikmeden atmanıza yol açabilir…
Bir başka mesleki gözlemimiz ise, dişeti hastalığı olan veya olduğunu düşünen/hisseden hastalarımızın genellikle ‘bende dişeti çekilmesi var’ veya benzeri ifadeler ile şikayetlerini kaydediyor olmaları. Var olan veya olduğu düşünülen bir hastalığa ait bir bulgu/şikayet olması, söz konusu özellikle dişeti hastalığı olduğunda tahmin edebileceğinizden çok daha önemli. Çünkü dişeti hastalıkları genellikle ciddi bulgu/şikayet vermeyen, bir başka deyiş ile sinsi ilerleyen hastalıklar…Ayrıca, hasta tarafından dile getirilebilecek, diş hekimine başvurması gerektiğini düşündürecek duruma geldiklerinde genellikle önemli ölçüde ilerlemiş seviyede olduklarından dolayı, tedavileri ve takipleri daha güç olabiliyor.
Teşhis, tedavi ve takip noktasında ise en önemli iki husus, düzenli diş hekimi kontrolü altında olunması ve diş hekimi tarafından gereklilik görülen klinik durumlarda hastanın bilgilendirilip, uzman diş hekimine (periodontoloji uzmanı) yönlendirilmesi. Bilgilendirici ve yönlendirici olmak diş hekiminin sorumluluk alanında, ancak bireyin düzenli olarak diş hekimine başvurması ve muayene olması da şart. Şu bilgi akılda kalmalı: ‘Şikayet olmaması, sorun olmadığını göstermez.’ Hiçbir şikayetiniz veya ağız sağlığınıza dair olumsuz bir hissiniz olmasa bile diş hekimine düzenli muayene olmalısınız. Ancak bunun dışında dişeti kanaması, dişetlerinde çekilme, şişlik ve/veya büyüme, yaygın sıcak/soğuk/ekşi-tatlı hassasiyeti, çiğneme esnasında duyarlılık artışı/ağrı, kötü ağız tadı ve/veya kokusu gibi şikayetleriniz veya özellikle ebeveynlerinizde erken yaşlarda hızlı diş kaybı öyküsü, yine ebeveynlerde veya birinci derece yakınlarınızda şeker hastalığı ve benzeri metabolik hastalık/düzensizlik teşhisi, kendinizde çeşitli laboratuvar bulguları ile tespit edilmiş ancak odağı belirlenememiş sistemik infeksiyon durumu gibi hususlar söz konusu ise mutlaka diş hekiminize veya bir dişeti hastalıkları uzmanına başvurunuz.