Ülkemizde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu sanıldığından daha yaygın bir durum olup çocuklukta başlayan, bazı durumlarda yetişkinliğe kadar devam eden, hayatını sağlıklı sürdürebilirliği konusunda problemler yaşatan bir durumdur. Genel olarak dikkat eksikliğini bozukluğu tembellik, hiperaktivite bozukluğu ise yaramazlık olarak görülür, hatta zeki çocuğun yaramazlık yaptığı sanılır. DEHB Bozukluğu nöro-gelişimsel ve nöro-davranışsal bir bozukluktur. Çocuklarda ve yetişkinlerde görülebilir. Türkiye’de okul çağındaki çocuklarda %3 ile %6 arasında görülür. Kız çocuklarında daha çok dikkat eksikliği görülürken erkek çocuklarında hiperaktivite bozukluğu daha yaygındır.
Dünyada çocuk ve ergende %5-%7,1 görülmektedir. Erişkinlerde %2,5 görülmektedir. Bu çocuklarda olumsuz benlik algısının gelişmesi olası görülmektedir. Nitekim olumsuz bir benlik geliştiren öğrencinin akademik başarısı, özgüven sorunları, davranış sorunları(saldırganlık), konuşma ve bellekte sorunları, sosyal ilişkilerde problemler yaşamaktadırlar. Genellikle hem çocuklar hem de aileler dikkat eksikliğini ve hiperaktivite bozukluğunun olduğunun farkında değildirler. Bu nedenle de tedaviye ihtiyaç görmezler. Ebeveynler dikkat eksikliği yada hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarını
mutlaka tedavi ettirmelidir kendileri de bu tedaviye dahil olmalıdırlar. Bu doğrultuda çocukların durumları kadar ailelerinin tutumları da incelenmektedir. Nasıl bir ailede yaşadığı, anne babanın tutumu, çocuk üzerinde oldukça etkili bir durumdur, bu durumun tam tersini düşündüğümüzde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu görülen çocuklar ailelerini de olumsuz etkilemektedir, Ailelerde özelliklerde annelerde kaygı stres oranları yüksek, depresyon ve toplumdan uzaklaşma gibi durumlar yaşamaktadır.
Tedavi edilmez ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu devam ederse yetişkinlik dönemlerinde sık iş değiştirme, depresyon, anti-sosyallik, bağımlılık gibi birçok problemle karşılaşabilirler. Bu durumu olan çocuklar ile erken dönemde ilgilenilir ise ilerisi için çok daha kendisiyle barışık, sosyal ilişkileri kuvvetli, akademik başarısı yüksek bireyler olabilirler. Yapılabilecek tedavi yöntemlerimize baktığımızda ilk önce tanı konulabilmesi açısından test uygulanmalı, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı alan çocuk psikoterapiye başlamalı, bazı durumlarda ise psikoterapi ile birlikte psikiyatristin vermiş olduğu ilaçla tedavi edilmeli. Psikoterapi ve ilaç birbirini desteklemektedir.
Bu süreçte ailelere düşen ise oldukça sabırlı olmaları, dikkatlerini geliştirecek etkinliklerde bulunmalı, beraber zaman geçirmeleri, sohbet etmeleri, tablet telefon gibi çocuklarımızın dikkat süresini azaltıcı …..uzak durulmaya çalışılmalı, asla çocuklar ile çatışmaya girilmemeli kendilerini çok iyi anladığımızı ve onların her zaman yanlarında olduğunuzu hissettirmeniz gerekmektedir. Sevgi ve güvene doyan çocuklar yetişkinliklerinde çok daha mutlu ve huzurlu olmaktadırlar.
Sevgiyle kalın…
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu(dehb) görülen çocuklarda aile tutumu nasıl