Crohn ve Ülseratif Kolit Nedir?

Crohn hastalığı ağızdan anüse kadar sindirim kanalının herhangi bir bölgesini etkileyebilirken, Ülseratif Kolit yalnızca kalın bağırsağı (kolonu) ve rektumu etkiler. Crohn’da inflamasyon bağırsak duvarının tüm katmanlarına yayılabilirken, Ülseratif Kolit’te genellikle yüzeyel tutulma gözlenir. Her iki hastalıkta da medikal tedavi ilk basamaktır; ancak bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Cerrahi Ne Zaman Gerekli Olur?
Cerrahi, genellikle ilaç tedavisine yanıt alınamayan, komplikasyon gelişen veya yaşam kalitesini ciddi şekilde bozan hastalar için gündeme gelir. Bu karar, hastanın şikâyetleri, laboratuvar ve görüntüleme sonuçları, yaşam kalitesi ve komplikasyon riskleri göz önünde bulundurularak multidisipliner bir yaklaşımla verilir.
Cerrahi müdahale gereken durumlar arasında şunlar sayılabilir:
Fistül ve apseler
Tıkanıklık (obstrüksiyon)
Delinme (perforasyon)
İleri derecede kanama
Kanser veya kanser riski taşıyan lezyonlar
Uzun süreli ilaç tedavisine yanıt alınamaması
Crohn Hastalığında Cerrahi Yöntemler
Crohn hastalığında cerrahi genellikle komplikasyonları gidermek için uygulanır. Bu hastalıkta cerrahi, kür sağlayıcı değil, semptomları hafifletici bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. Çünkü hastalık başka bir bölgede tekrar edebilir.
Crohn hastalığında uygulanan cerrahi yöntemler arasında şunlar yer alır:
Rezeksiyon: Hastalıklı bağırsak segmentinin çıkarılması
Striktüroplasti: Daralmış bölgenin genişletilmesi
Fistül onarımı: Anormal bağlantıların kapatılması
Abseden drenaj: Cerrahi ile iltihaplı sıvının boşaltılması
Ülseratif Kolitte Cerrahi Seçenekler
Ülseratif Kolit’te cerrahi genellikle hastalığın tamamen ortadan kaldırılmasını sağlar. Kalın bağırsağın tümünün çıkarılmasıyla birlikte hastalık sonlanmış olur. Bu durum özellikle medikal tedaviye dirençli, kanser riski taşıyan ya da ciddi kanama yaşayan hastalar için uygundur.
En yaygın cerrahi yöntemler şunlardır:
Total kolektomi: Kalın bağırsağın tamamen alınması
İleal poş-anal anastomoz (IPAA): İnce bağırsaktan yeni bir rektum benzeri yapı oluşturulması ve anüse bağlanması
İleostomi: İnce bağırsağın karın duvarına ağızlaştırılması
Laparoskopik Cerrahinin Avantajları
Günümüzde birçok cerrahi girişim laparoskopik yani kapalı yöntemle yapılabilmektedir. Bu yöntem, özellikle daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi ve daha estetik sonuçlar açısından avantaj sağlamaktadır.
Laparoskopik cerrahi ile yapılan bağırsak operasyonlarında iyileşme süreci klasik açık cerrahiye göre daha hızlıdır. Ayrıca enfeksiyon riski daha düşük, günlük yaşama dönüş süresi daha kısadır. Bu nedenle uygun hastalarda ilk tercih olarak değerlendirilebilir.
Cerrahi Sonrası Yaşam Kalitesi
Cerrahi geçiren hastaların çoğu, işlem sonrası belirgin bir rahatlama ve yaşam kalitesinde artış yaşar. Özellikle kronik ağrılar, ani tuvalet ihtiyacı, kanama gibi belirtiler büyük ölçüde ortadan kalkar. Bu da hastaların sosyal hayatlarına daha rahat devam etmelerini sağlar.
Ameliyat sonrası dönemde beslenme düzeninin yeniden planlanması, yara bakımı, bağırsak alışkanlıklarının izlenmesi gibi konular önemlidir. Hastaların bu süreçte düzenli doktor kontrolüne gitmeleri ve önerilere uymaları iyileşme sürecini olumlu yönde etkiler.
Cerrahi Riskleri ve Komplikasyonlar
Her cerrahi müdahalede olduğu gibi İBH cerrahisinde de bazı riskler ve komplikasyonlar olabilir. Bu riskler hastanın genel sağlık durumu, ameliyatın şekli ve süresi gibi faktörlere göre değişiklik gösterir.
Olası komplikasyonlar arasında şunlar bulunur:
Enfeksiyon
Kanama
Anesteziye bağlı sorunlar
Anastomoz kaçağı
İleri dönemde yapışıklıklar
Hangi Durumlarda Stoma Açılır?
Bazı cerrahi işlemler sonrasında geçici ya da kalıcı stoma (bağırsak dışa açılması) gerekebilir. Bu durum özellikle anastomoz iyileşmesi riskliyse veya rektum tamamen çıkarılmışsa uygulanır.
Stoma, başta alışılması zor bir durum gibi görünse de eğitim ve destekle hasta konforu sağlanabilir. Geçici stoma, iyileşme süreci tamamlandıktan sonra tekrar kapatılabilir.
Cerrahi ve İlaç Tedavisi Kombinasyonu
Bazı hastalar için hem ilaç tedavisi hem de cerrahi birlikte gerekebilir. Bu durumda cerrahi, medikal tedaviyi destekleyici bir rol üstlenir. Özellikle Crohn hastalığında cerrahi sonrası tekrar alevlenmeleri önlemek için ilaç tedavisine devam etmek gerekebilir.
Cerrahi sonrası immünsüpresif ilaçlar, biyolojik ajanlar ve destek tedavilerle hastalık kontrol altında tutulabilir. Bu kombinasyon tedaviler hasta özelinde planlanmalı ve dikkatli takip edilmelidir.
Uzun Vadede Cerrahinin Etkileri
Cerrahiden sonra hastalar genellikle uzun vadede belirgin bir düzelme yaşar. Ancak Crohn hastalarında nüks riski göz önünde bulundurulmalıdır. Ülseratif Kolit cerrahisinde ise tam kür sağlanabilir.
Ameliyat sonrası dikkat edilmesi gereken başlıca konular arasında düzenli kontrol, sağlıklı beslenme, stres yönetimi ve enfeksiyonlardan korunma yer alır. Cerrahi sonrası yaşam tarzı değişiklikleri, süreci olumlu yönde etkiler.