Bölüm 1: Bağışıklanma
1- Humoral ve hücresel immünite (bağışıklık) ile; Hastalığı geçirerek,
2- İlaç bulunarak; Virüsün ACE-2 reseptörlerine tutunmasını engelleyen ve sitokin fırtınasını başlatmayan,
3- Aşılama ile.
Virüs ve diğer enfeksiyonları geçirdikten sonra vücudumuzda Hücresel ve Humoral olmak üzere iki türlü bağışıklık gelişmektedir.
Virüsü algıladıktan sonra onunla mücadele etmek, hapsetmek, öldürmek ve bizi korumak için immün sistem organımız olan timüs bezinden salınan immün sistem hücresi T hücresi olup HÜCRESEL bağışıklığı oluşturur ve bu ömür boyu devam eder.
Kemik iliğinden salınan ve Antikor (Ig G, M..) oluşturan ise B hücresidir. Antikor üretimi üzerinden oluşan bağışıklığa da HUMORAL (sıvısal) bağışıklık denir. Humoral yani antikor bağışıklığı yavaş yavaş kaybolabilmektedir. Ancak antikor miktarı zamanla azalsa da B hücresi ve T hücresinin virüsü yok etme hafızası uzun sürelidir.
Vücut virüse karşı antikor üretir ve hasta iyileştikten sonra tekrar virüsle karşılaşsa bile oluşan antikorlar kişiyi korumaya devam eder.
Türkiye’de her 3 kişiden 1’inin Covid-19’a karşı bağışıklık kazandığı yapılan bir çalışma da gösterilmiş olup; “Covid-19 Pandemisi İlk Yıl Değerlendirmesi” raporuna göre, nüfusumuzun %33,78’ inin bağışıklık kazandığı bildirilmiştir.
Buna %12 de aşılanma da ulaşılan son oran eklenirse Türkiye nüfusunun %35-45’inin vakaların şiddeti değişse de hastalık geçirme ve aşılama ile bağışık hale geldiği söylenebilir.
Salgın engellenemez ve geri kalanlar da hastalık geçirdikçe veya aşılandıkça salgının sona ereceği tahmin edilebilir.
Her ne kadar bağışık hale geldikçe salgın sona erecek gibi gözükse de yine de ilaç bulunana kadar aynı virüs tarafından tekrar enfekte olma riskine karşı tetikte olma ve tedbirli olunması gerektiği unutulmamalıdır.
Temennimiz yakalanmamak. Ancak doğal bağışıklık içinde ümidimiz ve duamız hafif geçirmek olsun.