Çocuklarda tuvalet eğitimine başlamak için belirlenmiş kesin bir yaş yoktur. Tuvalet eğitimi bağırsak ve mesane kontrolü gereken sosyal beceridir ve bu nedenle doğru zaman çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimine bağlıdır. 1.5-2 yaşını tamamlamış çocukların çoğunluğu tuvalet eğitimi için hazırdırlar.Bazen süreç 3-4 yaş sonuna kadar gecikebilir. Çocuğun istekli olması, direnç göstermemesi veya korkmaması önemlidir. Eğer çocuk aşırı direnç gösterirse bir süre daha beklemek gerekir.Tuvalet eğitimine hazır çocuk aslında kendinin ve vücugunun farkında olan çocuktur.
Tuvalet eğitimi, diğer eğitimlerden farklı bir şartlanma sistemidir. Bu eğitimle çocuk bedeninin kontrolünü beyni vasıtasıyla gerçekleştirecektir. Bu nedenle, zihinsel olgunluk da bedensel olgunluk kadar önemlidir.
Tuvalet eğitimine başlamaya karar vermek eğitimin kendisi kadar önemlidir. Bir kez başlanmalı ve yap boz tahtası gibi bırakılıp tekrar başa dönülmemelidir. Eğitim sırasında karşılaşılan sorunların asıl kaynağı ebeveynlerin yanlış tutumlarıdır ,eğitime gece ve gündüz temiz kalmak amacıyla tek bir aşamada geçilmelidir.Gece kalkmamak için bazı ebeveynler bez bağlamayı tercih eder ve bu durum çocuğun kafasını karıştırır.
Çocuğun Tuvalet Eğitimine Hazır Olduğunu Gösteren Belirtiler:
· 2 saatten uzun süre bezini ıslatmıyor ve gündüz uykularından kuru kalkıyorsa,
· Çocuğunuz altını kirlettiğinde rahatsız oluyorsa ve bezinin değiştirilmesini istiyorsa,
· Bağırsak hareketleri düzenli ve önceden tahmin edilebiliyorsa,
· basit emirleri yerine getirebiliyorsa,
· banyoya gidip gelebiliyorsa ve giysisini asmaya yardım edebiliyorsa,
· bezini çekip çıkarmak istiyorsa
· Belli sürelerle ve sıkılmadan oturabiliyorsa
· Tuvalet ihtiyacı duyduğunda bunu mimikleriyle, duruşuyla veya sözel olarak ifade etmeye başlamışsa, çocuğun yeterli kas kontrolünü kazandığı düşünülebilir.
Kardeşinin doğması,ev içinde ciddi hastalık veya ölüm,taşınma ,kreşe başlama,bakıcı değişikliği gibi durumlarda eğitim gecikebilir,endişelenmemek gerekir.
Tuvalet eğitimine çocuk için özel bir oturak alarak başlanır.Ayakları yere bastığından kendini güvende hisseder.Belki oturağını ve klozet adaptörünü kendisinin seçmesi eğitime katkı sağlar. Onun beğendiği renk ve model eğitime uyumu artırır. Bezi bıraktırmadan önce çocukla alış verişe çıkıp cinsiyetine göre seveceği renkli, desenli iç çamaşırları almak çocuğu da işin içine katacağından onun için teşvik edici olacaktır.
Çocuklar genelde taklidi sever.Bu yüzden anneler kız çocuklarına, babalar da erkek çocuklarına tuvaleti nasıl kullanacağını göstermelidir. Çocuklar bu yöntemleri ağabeyleri veya ablalarından da öğrenebilir.
Çocuğun kendi alışkanlıkları oturana kadar sabah uyandığında,yemeklerden 20-30 dakika sonra,yatmadan hemen önce ve yattıktan 1,5-2 saat sonra tuvalete oturtmalıdır.İdrar ve kakasının geldiğini haber verdiğinde ve tuvalete yaptığında ödüllendirme çocuğun motivasyonunu artırır. Bez ilk defa çıkarıldığında ve çamaşırlar ilk kez giyilmeye başlandığında bu eğlenceli bir tören haline getirtilmelidir.Yakın aile bireyleriyle olay paylaşılmalı,çocuğun yanında onu özendirecek ve heveslendirecek bir dille anlatılmalıdır.Çocuğa artık abi/abla olduğunu söylemek, kirli bezlerle dolaşmaktan kurtulacağını, aynı annesi/babası gibi büyüdüğünü ifade etmek önemlidir.
Bazı çocuklar atıklarının vücutlarının bir parçası olduğuna inanırlar, dışkılarının tuvaletten akıp gitmesi onları korkutur ve bu durumu anlayamazlar. Bazı çocuklar ise tuvalete otururken sifon çekilince tuvaletin onları yutacağından korkarlar.Bu durum sakince ve uygun dille anlatılır,tuvalet kağıdıyla kakası iyice kapatılır,sifon çekmek çocuğa bırakılır.
Gece kontrolü gündüze göre daha geç olabilir bu tamamen normal bir süreçtir. Dikkatli aileler, çocuk uyumakta iken tuvalet ihtiyacının olup olmadığını iyi bir gözlemle fark edebilirler.Böyle bir durum söz konusu olduğunda uyuyan çocuk huzursuzlaşır, çok sık kıpırdar, yatakta döner.Bu tarz bedensel ifadeler önemli ip uçlarıdır ve tuvalete kaldırmak için uygun anlardır. Tuvalet eğitimi gerçekten sabır ve emek isteyen bir iştir. asla kızmamak,işi aceleye getirmemek,çocuğu kınamamak konusunda olabildiğince dikkatli davranmak gerekir.Unutulmamalıdır ki çocuk ilk ciddi eğitimini tuvalet eğitimi olarak almaktadır ve hemen hemen bedeninin bütün işlevleri işin içindedir.Dikkatini toplamak,vücudundan gelen sinyalleri önce anlamlandırmak sonra da değerlendirmek,bu sinyallere göre tepki vermek ve ebeveynlerden yardım istemek gibi çok karmaşık bir işlemler zincirini öğrenecektir.Hem zihinsel hem de bedensel olarak bir kontrol sağlama mekanizmasını oturtmaya çalışmak göründüğü kadar kolay değildir.O nedenle altını ıslattı diye çocuğunuza kızıp bağırmadan önce bu karmaşık sistemi bir kez daha düşünmelisiniz.Unutmamalısınız ki bu alışkanlığı kazanırken kuru kaldığı her an aslında ödüllendirilmesi gereken bir zaferdir.
Çocuk tuvalet alışkanlığını kazandıktan sonra ve her şey normal giderken geri dönüşler yaşanabilir.Bu durumda ortamdaki stres faktörleri gözden geçirilmeli ve sorunun nerden
kaynaklandığı doğru saptanmalıdır. Bazen, ortada hiçbir neden yokken olabilen bu geri dönüşler çocuğun ilgi çekme ihtiyacından veya anneye daha yakın olma isteğinden kaynaklanabilir .Çocuk bu ilgi eksikliğini fark ettiği zaman tekrar bebek gibi davranarak kaybolan ilgiyi üzerinde toplamak ister.Bu geri dönüşler sırasında,yine sabırlı, kararlı ve ilgili olunmalıdır.Çocuk bu yolla hala sevildiğini ve değer verildiğini bilmek ister.Biraz daha ilgi,birlikte yapılan küçük oyunlar onu rahatlatacak ve bu dönemler çok fazla sorunla karşılaşılmadan atlatılacaktır.
Ancak, bazen gerçekten de fiziksel nedenlerden kaynaklanan alt ıslatmalar görülebilir.Sindirim ve boşaltım sistemlerinden kaynaklanan pek çok sorun bu dönemlerde anlaşılamadığında ilerde ciddi problemler olarak ortaya çıkabilir
Tuvalet eğitimi sırasında ihmal edilmemesi gereken bir diğer konu bu eğitimle beraber temizlik alışkanlığını da kazandırmaktır.Aynı şekilde tuvaleti kullanmayı öğretmek de bu eğitimle beraber kazandırılacak bir alışkanlıktır.Tuvalet kağıdını kullanmayı öğretmek,sifonu çekmeyi göstermek,ellerini yıkamasını sağlamak gibi
Unutmayalım,eğer bir sağlık sorunu söz konusu değilse sabırlı, ilgili ve sevecen bir yaklaşımla tüm sorunlar halledilebilir.