Çocuklarda idrar kaçırma nedir? neden oluşur ?

Çocuklarda idrar kaçırma nedir? neden oluşur ?

Gece altını ıslatma çocukluk çağının en sık karşılaşılan problemlerinden biridir ve eski çağlardan beri bilinen bir sorundur. Uluslar arası Çocuk Kontinans Derneği’ne (ICCS) göre enürezis, 5 yaşından sonra sosyal olarak uygunsuz yer ve zamanda normal işeme olarak tanımlanmıştır. Sıklıkla gece altına kaçırma (nokturnal enürezis (NE)) olarak karşımıza çıkmaktadır.

Enuresis yani idrar kaçırma iki alt grupta incelenmektedir. ilki gün içerisinde herhangi bir belirti vermez. Yalnızca gece yatak ıslatma şeklindedir. Ikinci tipi ise gece yatak ıslatmanın yanında gün içerisinde sık sık idrara gitme, ani sıkışma hissi, gündüz idrar kaçırma, kronik kabızlık gibi bulgular eşlik etmektedir. Primer enürezis noktürnadan bahsedilirken doğumdan itibaren hiç kuru dönemin olmaması, sekonder enürezis de idrar kaçırmanın 6 aydan uzun bir kuru dönemden sonra tekrar başlaması kastedilmektedir.

İdrar kaçırmanın birkaç sebebi vardır. İdrar yolu enfeksiyonları, mesane yani idrar torbası kapasitesinin azlığı, ruhsal olarak çocuğa stress ve sıkıntı oluşturan etkenlerin varlığı, özellikle gece idrar kaçırmalar için uyku bozuklukları, gece idrar miktarında artış gibi nedenler bulunmaktadır. Ayrıca anne baba ve yakınlarında gece idrar kaçırma şikayeti olan çocuklarda daha sık görüldüğü bilinmektedir.

Yapılan çalışmalarda enürezis noktürna, 5 yaşındaki çocukların %15-20’sinde, 10 yaşında %5; 10-17 yaş arası %2-3 ve 17 yaş üzerindekilerin %1’inde görüldüğü bildirilmektedir. Erkek çocuklarında kız çocuklara oranla 1.5 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir.

-Nasıl tedavi edilir?

Bir çok olgu tedavi edilmese bile kendiliğinden ilerleyen dönemlerde düzeldiği bilinmekte. Ancak idrar kaçırma hem çocuğun hemde ailenin sosyal hayatını oldukça olumsuz yönde etkiler.

5 yaşından önce idrar kaçırma tedavisine başlamak erken kabul edilmektedir. 5 yaşından itibaren tedavi zamanını aile ve çocuğun beklentilerine göre düzenlemek gerektiği ve okula başlamadan önce tedaviye başlanması gerektiği bildirilmektedir.

Tedaviye başlamadan önce 3 gün üst üste olacak şekilde yapılan ve işeme zamanı, günlük işeme sayısı, işenen idrar miktarı ve idrar kaçırmaların sayısının daha net belirlenebildiği işeme günlüğünün tutulması faydalı olur.

İdrar kaçırma için tedavi seçenekleri olarak davranışsal tedavi (destekleyici tedavi), enüretik alarm tedavisi, ilaç tedavisi ve akupunktur sayılabilir.

Davranışsal, destek tedavileri içerisinde biyofeedback tedavisi olarak isimlendirilen ve çocuğa pelvik taban (idrar kanalı çevresinde idrar yapma ve tutmaya destek olan kaslar) kaslarını doğru bir şekilde kasmayı ve gevşemeyi öğreten etkili bir tedavi yöntemi mevcuttur. Biyofeedback tedavisi ile özellikle hem gece hem gündüz idrar kaçırma problem olan nörolojik ve anatomik olarak normal olan çocuklarda ek başka bir tedaviye ihtiyaç duymadan sağlanan başarı oranları oldukça yüksektir. Biyofeedback tedavisinde çocuk sırt üstü yatırılır ve pelvik taban bölgesine 3 adet elektrot yapıştırılır (EMG elektrotları kas fonksiyonlarının ölçümleri amaçlı kullanılan bantlardır). Bilgisayar ekranında bir animasyon ile çocuğa pelvik taban kaslarını nasıl kasıp gevşetebileceği oyun vasıtası ile öğretilir. Pelvik taban kaslarının tam olarak farkına varması ve doğru kontrolü sağlaması için 6 ile 10 seans arası biyofeedback tedavisi gereklidir. Biyofeedback tedavisine ek olarak  çocuğa evde kendi başına yapması için egzersizler verilir. Bizde kliniğimizde biyofeedback tedavisini başarılı bir şekilde kullanmaktayız.

Gece altına kaçıran çocuklarda medikal tedavi olarak çeşitli ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçların düzenli ve uygun kullanıldıkşarı takdirde ciddi hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır ve güvenle kullanılabilir.

Yine ilaçların etkisiz kaldığı durumlarda veya ilaç kullanamayan hastalar için gece yatmadan çocuğun iç çamaşırına veya yatağa bağlanan ve idrar kaçırma meyana geldiğinde alarmla çocuğu uyandırmayı sağlayan enuresis alarm cihazları mavcuttur.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hasan Biri

Prof. Dr. Hasan BİRİ, tıp eğitimini 1981-1987 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1988-1992 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve Üroloji Uzmanı olmuştur.

Uzmanlık eğitimi sonrasında akademik çalışmalarına Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı'nda devam etmiş olan Prof. Dr. Hasan BİRİ, aynı anabilim dalında 1995 yılında Yardımcı Doçent, 1998 yılında Doçent, 2004 yılında ise Profesörlük kadrosuna atanmıştır.

Prof. Dr. Hasan BİRİ, mesleki çalışmalarına şu anda Özel Koru Ankara Hastanesi'nde devam etmektedir.

Prof. Dr. Hasan Biri
Prof. Dr. Hasan Biri
Ankara - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube