DUYGU REGÜLASYONU NEDİR?
Yaşanan olay ve durumlar karşısında çocukların anlık değişen koşullarda duygusal tepkilerinin kontrol edilmesi adına duygularını tanımak, fark etmek yönetebilmesi için olay ve durumları yorumlayabilmesi ve o anki duygu durumunu yönetebilmesidir.
Duygusal tepkileri düzenleyebilen bir çocuk erken çocukluk döneminde duygular hakkında konuşmuş ve duygusal ipuçlarını kullanmayı öğrenmiş bir çocuktur.
Çocukların sosyal uyumda zorlandıkları anların nedeni çoğunlukla karşılanması beklenen bir ihtiyacının var olmasıdır. Bu ihtiyaç o an karşılanmamış ya da karşılanması mümkün olmayan bir ihtiyaç da olabilir, engellenmişlik hissi ya da anlaşılmamak da olabilir.
Peki bu anlarda çocuk neler yaşar?
Öncelikle sinir sistemi gelişmekte olan bir sistemdir ki bu nedenle yetişkinler gibi bazı duygularla başa çıkmak oldukça güçtür. Bu anda istenmeyen davranışlar ya da sosyal uyumunu zorlaştıran anlar yaşaması oldukça olağandır. Olağan olmayan durum ise bir yetişkinin ağlayarak yere yatan, sinir sistemi yeni gelişmekte olan bir çocuk için; öfke duyması, duygusunu anlamak adına herhangi bir adım atmamasıdır.
Biz yetişkinler ve uzmanlar olarak bile bazı durumlarda duygu regülasyonunu sağlayamaz iken bunu her durum ve olayda çocuklardan beklemek benim açımdan çok adil görünmemekte.
Peki çocuk zorluk yaşadığı o anlarda neler yaşar?
İsteksizlik yaşamak, en ufak bir yetişkin yönlendirmesinde öfke krizine girebilmek, etkinlik görev sorumluluk adına verilen görevlerde tam tersi bir şekilde hareket etmek, ortamdan uzaklaşma isteği, kızgınlık yaşamak, kendini yere atmak ya da içine kapanmak sessizleşmek gibi birçok tepkisel durumlarda bulunabilirler.
İşte tam da böyle anlarda çocuğun ruhsal gelişimi adına yaşadığı duygusal çöküntülerde, kendini toparlayamadığı o anlarda biz yetişkinlere daha çok ihtiyaç duymaktadır.
O anlarda neler yapmalıyız?
Eğer çocuğunuz o an yoğun öfke yaşıyor ve ağlamalar eşliğinde kendini yere atarak devam ediyor ise o an yakınlaşıp önce temassız şekilde beklemek ardından size ulaşabileceği bir mesafede de sarılmak için kollarınızı açmak. Burada önemli olan nokta çocuğun mutlu olduğundaki koşulsuz kabulünüzün kızgınlık yaşadığında da çocuğunuza kabulün hala devam ettiğini gösterebilmenizdir.
Çocuklar üzüntü yaşadıklarında ulaşabilir bir ebeveyn bulduklarında sakinleşmeleri daha öz denetimli bir şekilde gerçekleşmektedir. Üzüntü yaşadıkları o anda bakım verenin şefkat yerine çocuğa öfke duyması bağırması kızması ya da sadece sussun diye tehdit veya rüşvetler vadetmesi çocuğun öz denetimini sağlamasına imkân tanımayacaktır. Sıcak bir bakış, sakinlik, tatlı bir dokunuş kendisini değerli hissettirecektir. Bu şekilde gelişen ilişkilerde çocuk duygularını yaşamada özgür aynı zamanda duygularını fark edebiliyor olacaktır. Çocuğa yapılan duygusal yansıtmalar; -Üzgün hissediyorsun, biraz daha sallanmak istiyordun biliyorum bunun için bende üzgünüm gitmemiz gerekiyor ama yine geleceğiz- gibi yansıtmalar anlaşıldığını hissetmesine imkân sağlayacaktır. Böylece güven ve birliktelik de kuvvetlenecektir.
Sevgilerimle,
Özel Eğitim Alan Öğretmeni
Elif KOLAY