2 YAŞ SENDROMU
2 yaş sendromu, bebeklikten çocukluğa geçiş sırasında karşılaşılan, bir takım sorunların yaşandığı özel bir dönemdir. Genellik bu dönem 18 aylıkken başlar 3,5 yaşa kadar devam eder. 2 yaş sendromu, anne-babaların çocuk gelişiminde en çok zorlandığı dönemdir.
Sık Sık Karşılaşılan Sorunlar
İştah problemi
Uyku düzeninde bozukluklar
İnatçılık ”Ben yapacağım” tutturmaları,isteklerinde ısrarcı olmak, söz dinlememek, kıskançlık,titizlik,utangaçlık...
Öfke nöbetleri
Tuvalet sorunu
2 Yaş Sendromu Niçin olur?
Bu dönemde gelişen sorunların altında yatan nedenler, aslında çocuğun psikolojik gelişimi içinde saklı olan faktörlerdir. Çocukta öz bilinçilik durumu 18/24 aylar arasında gelişmektedir. Bu dönemde, dünyayı çevresindeki nesneleri, kişileri tanımaya ve keşfetmeye yarayacak yetilere sahip olur. Bedenini kullanmaya başlar ve iletişim becerileri artar. Ne kadar çok nesneye dokunursa, ne kadar çok ortaya koymaya çalışırsa gelişimi o denli olumlu yönde etkilenir.
Soru sorması engellenen çocuk ileride kendine güvensiz, içe kapanık gibi kişilikler gösterebilir.
Öfkesi engellenen bir çocuk ise bu duyguyu zamanla kendisine yönelterek ısırma gibi davranışlar gösterebilir. Bu dönem çocuğun kendini ortaya koyduğu, her şeyin onun olmasını istediği, ısrarlı davrandığı bir dönemdir. Çocuğun davranışları anne-babaları ne kadar yorsa ve yıpratsa da, bu geçici dönemi kabul etmek ve hazırlıklı olmak gerekir. Çocuğu bu dönemde asla uyusuz, iyi yetiştirilmemiş, kötü huylu bir çocuk olarak tanımlamamak gerekir.
2 Yaş Sendromunda Ebeveynlerin İzlemesi Gereken Yollar
Söylediğiniz bir şeye itiraz ettiğinde aslında “Ben de kendi fikirleri ve kararları olan biriyim. Nasıl davranılması gerektiğini deneyerek öğrenmek istiyorum.” demek istiyordur. Onun bağımsızlık çabalarını destekleyin. Ona yaşına uygun sorumluluklar verin. Net, anlaşılır, tutarlı sınırlar koyarak kendini güvende hissetmesini sağlayın. Bahçeyi sulamadaa hortumu ona verebilir, kendi kendine yemek yemesini teşvik edebilir, alışveriş merkezleri ve süpermarketlerde alışverişe onun da katılımını sağlayabilirsiniz.
Enerjisini boşaltması için gün içinde bol bol dışarı çıkarın. Güvenliğini tehdit etmediği sürece istediği her şeye dokunsun. Bu onun mutlu olmasını ve gün içinde daha uyumlu olmasını sağlayacaktır.
Çocuğun oyun aktivitesini kısıtlayacak dışarı çıkmaktan ve ev ziyaretlerinden kaçının. Uzun süreli yolculuğa çıkacaksanız sevdiği oyuncakları ya da kitabı yanına alın. Aç, yorgun ya da uykuluyken çocuğunuzu dışarıya çıkarmayın.
Öfkelendiği zaman yanında sakince onunla göz teması kurmadan durun. Davranışının farkında olduğunuzu, ama aldırış etmediğinizi hissettirin. Kesinlikle onu odaya kilitlemeyin. Çok inatçı davrandığında siz de sakin olamazsınız. Bu nedenle bir süre odayı terk edin.
Çocuğunuzu huzursuz edebilecek durum ve ortamlardan kaçının.
Bazen büyük bir çocuk gibi bazen küçük bir bebek gibi davranıyorsa şunu diyor olabilir. “Büyümek ve bağımsız bir birey olmak istiyorum. Ama henüz küçüğüm. Senin desteğine ve yol göstermene ihtiyacım var.” siz tutarlı sınırlar koyup, net ve makul beklentiler içinde oldukça, onun da bu dalgalanmalarının daha hafif ve kısa süreli olacağını unutmayın. Çizdiğiniz sınırları o sakinken ona anlatmaya çalışın. Böylelikle olay anında ya da öfkeli durumlarında sizin anlattıklarınız aklına gelecek ve nasıl davranması gerektiğini önceden kestirecektir.
Nerede duracağını bilemediğinde şunu demek istiyor olabilir: “Kendi kendimi kontrol etmeyi öğreniyorum. Bazen kendimi frenlemekte geç kalabiliyorum.” size ne zaman ihtiyacı olacağını önceden tahmin etmeye ve hazırlıklı olmaya çalışın. Frenlemekte zorlandığı durumlarda zarar görmemesi için tedbirli olun. Ona sınırlarını zorlayabileceği, zaman zaman sınırlarını aştığında sonuçlarını görüp öğrenebileceği, özgür olabileceği ve kendisini tümüyle ortaya koyabileceği güvenli ortamlar yaratın. Ona bir oda ayırın ve düştüğünde canının yanmaması için yastıklarla döşeyin.
Yapmasını istemediğiniz bir davranışı varsa kızmak, engellemek ve cezalandırmak gibi davranışlar sergilemeyin. ”Hayır!” kelimesini kullanırken seçici davranın. Yerine getirilmesi imkansız ya da zor olmadıkça her isteğine hayır demeyin. Bu tür davranışlar olumsuz yönde etkileyebilir. Yapmanız gereken ilgisini dağıtmak olsun. Dikkatini başka yöne çevirmede yaratıcı olmanız gerekiyor. Bunu sağlamak için onun gözüyle dünyaya bakıp oyunları kullanabilirsiniz. Direnmesi devam ediyorsa ikinci bir oyun bulun. İlgi alanlarını keşfedin.
Günlük hayatta yapması gereken şeyleri zorunluluk olarak hissettirmeyip, ona seçenekler sunarak kendi kararıymış gibi göstermeye çalışın.(Mesela”banyoya gidelim ”ifadesi yerine “Banyo vakti! Yürümek mi istersin, omzumda mı taşıyayım?” gibi)
Kendisine zarar veren hareketler yapıyor ve bunu bir oyun olarak algılıyorsa, bu davranışını sevmediğinizi belli eden jest,mimik ve sözlerle dikkatini başka yönlere çekin. Siz kaygılanıp aşırı tepki gösterirseniz bu ilgiyi ödül olarak algılayabilir. Başka çocuklara vurduğunda, onları ittiğinde ya da ısırdığında şunu diyor olabilir: ” Sinirliydim, istediğim şeyin olmasına izin vermediler. Kendimi kontrol edemedim.” Diğer çocuklarla birlikteyken gözünüzün önünde olsun. Yumruk atma, cisim fırlatma, eşyalara zarar verme gibi davranışları varsa, gerginlik belirtileri olmaya başladığında duruma müdahele edin. Çocuğunuza kendini kontrol etmesi için zaman verin. Daha uygun yöntemlerle gerginliğini azaltabileceği yolları gösterin. Vurma davranışına sıkça şahit olmuş, sorun çözme yöntemi olarak bu davranışı öğrenmiş olabilir. Örnek model olarak ebeveynlerin dikkatli davranması, görsel olarak buna maruz kalsalar dahi çocuklarına bunun yanlış olduğunu belirtmeleri gerekir. Kendisine, çevresine ve başkalarına zarar verebilecek davranışlarda bulunuyorsa bir uzman kişiye danışmak doğru olabilir. Kendisine zaman ayırmayan ebeveynler, çocuklarıyla daha çok çatışma içine girer. Bu nedenle gün içerisinde kendinize özel vakitler ayırın. Ayrıca benzer problemleri olan ailelerin ebeveynleriyle arkadaşlık kurmanız, paylaşım ve destek açışından önemlidir.