Sıradan bir günde çocuğunuz okuldan geliyor. Biraz halsiz. Sarıldığınız an fark ediyorsunuz. Ateşi var. Peki ne yapacaksınız? Çocuğunuzu hangi durumlarda doktora götürmeniz gerektiğini Liv Hospital İstanbul Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Gör. Emre Çenesiz anlattı.
Yüksek ateş
Yüksek ateşli çocuklarda enfeksiyon odağını tespit etmek için doktora gidilmesi şart. Özellikle bebeğiniz 3 aylıktan küçük ise ateş fark edildiği anda doktora gidilmeli. Daha büyük çocuklarda ise ateş düşürülüp takibi yapılabilir. Çocuklarda ateş koltuk altından 38, makattan ise 38.5 ise normal sayılabilir.
Öksürük - Hırıltı
Öksürük ve hırıltıya özellikle yüksek ateş de eşlik ediyorsa akut bronşit olabilme ihtimali göze alınarak takip edilmeli, doktora gösterilmelidir.
Kusma ve ishal
Şiddetli kusma çocuklarda su kaybına neden olur. Kusmaya ishal de eşlik ederse kesinlikle doktora gidilmeli ve serum takviyesi yapılmalıdır.
Karın ağrısı
Karın ağrısı durumunda apandisti dışlamak için çocuğunuzu muayene ettirmelisiniz.
Alerji
Çocuğunuzun vücudunda egzama görülüyorsa, kronik burun akıntısı veya tekrarlayan öksürük atakları yaşıyorsa alerji olma ihtimalini doktora görünerek ve alerji testi yaptırarak elemelisiniz. Döküntülü hastalıklarda da tehlikeli mi, değil mi anlamak için doktora görünmek gerekir.
Kabız
Çocuklarda özellikle ek gıda başlama, diş çıkarma ve yürüme dönemlerinde kabızlık görülebilir.
Çocuğunuzun bağışıklığını kuvvetlendirerek hastalıklardan koruyun
Bağışıklık sisteminin çocukluk döneminde kuvvetlendirilmesi yetişkinlik döneminde sağlıklı bir yaşam sürdürülebilmesi açısından büyük önem taşır. Düzenli beslenmenin yanı sıra, çocukların sağlıklı ortamlarda büyümesi bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli bir rol oynar.
Daha çok meyve ve sebze: Sofrada C vitamini, karoten ve antioksidanların daha fazla olduğu sebzeleri bulundurun. Yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, biberler, havuç, bal kabağı portakal, kayısı gibi…
Daha az şeker ve tatlandırıcı: Yapılan bilimsel çalışmalar şeker katkılı yiyeceklerin akyuvar çalışmasını olumsuz etkilediğini gösteriyor. Özellikle hastalık dönemlerinde tatlandırıcılar, şekerin her türü, dışarıdan alınan paketli tatlı yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Bunların yerine bal, pekmez ya da doğal meyve şekerinden faydalanmak daha doğrudur.
Yağ asitlerinden en faydalısı Omega 3 yağları: Özellikle soğuk sularda dolaşan yağlı balıklarda olan bu madde çok değerli bir bağışıklık desteğidir. Omega yağ asitleri, bakterileri yiyen hücrelerin aktivitesini arttırır. Haftada 3 gün yağlı balık yemek (gerçek deniz somonu veya ton balığı) veya bulunamıyorsa, yine de lokal taze balık ve haftada bir kaç kez balık yağı içeren bir kapsül yeterlidir. Keten tohumu yağı da, balık yağı kadar kuvvetli olmasa da, iyi bir Omega 3 kaynağıdır.
Yeterli uyku: Çalışmalar, çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi uykusuzluğun mikrop öldüren hücrelerin gücünü azalttığı gösteriyor. Özellikle gün boyu yuvada değişik aktivitelerle heyecanlı saatler geçiren küçük çocukların uyumadıklarını düşünürsek, erken yatmalarının çok gerekli ve önemli olduğunu anlarız. Bu yaştaki çocukların 12-13 saat, okul öncesi çocukların 10 saat uykuya gereksinimleri var.
Normal kilo: Şişmanlık antikor yapımını yavaşlatarak bağışıklık sistemine olumsuz etki eder. Çocuğunuzu aktif tutarak hem kilosunu hem de bağışıklık sistemini kontrol altında tutmaya çalışın.
Mikropla karşılaşma olasılıklarını en aza indirgeyin: Bağışıklığı doğrudan arttırmasa da, bağışıklık sisteminin yorulmasını engelleyebilir. Sabunla el yıkamaya önem verin. Okuldan gelince, yemekten önce ve sonra, burun sildikten sonra, tuvaleti kullandıktan sonra mutlaka eller sabunla yıkanmalı. Diş fırçaları beraber duruyorsa, hasta olanın fırçasını hemen atıp yenisini almakta fayda var.
Yanında sigara içmeyin: Çocuklar sigaranın zararlı etkilerine daha da açıklar çünkü dakikada daha fazla soluyorlar. Bronşit, kulak enfeksiyonu, astım riskini arttırmak istemiyorsanız, çocuğunuzun pasif içici olmasına izin vermeyin.