Çocuğum okulu sevmiyor!

Çocuğum okulu sevmiyor!

Hepimizin bildiği gibi okula severek, isteyerek giden öğrencilerin sayısı pek fazla değil. Hele hele çok fazla ders çalışıyor ve kendilerine zaman ayıramıyorlarsa okula severek ve isteyerek gitmiyorlar. Okul sevgisini aşılamak da aslında öğretmenlerin ve ailelerin ortak çabası çok önemli.

BİR AN ÖNCE DERS BİTSE VE OYUN OYNASAM

Öğrencilerin tek hayatı okul olduğunda giderek sıkılıyorlar ve ellerindeki tek çıkış noktası olan cep telefonlarına, bilgisayarlara ve hiçbirini bulamazlarsa televizyona yöneliyorlar. Okuldan geldikleri zamanı tamamen derse ayırdıklarında ne ders ders oluyor, ne geçirdikleri zaman zaman oluyor. Bir an önce dersim bitse ve cep telefonuma baksam, oyun oynasam, televizyonda bir şeyler seyretsem telaşına düşüyorlar. Derslerin dışında kurslar, etüdler, özel dersler derken hayatları nedenini bilmedikleri ve kendilerinin de seçmedikleri bir koşuşturmanın içinde gidiyor. Bu kadar ayırdıkları zamana karşılık verim almak da giderek zorlaşıyor.

ÖĞRENCİLERİN HAYATINDA SPORUN, SANATIN , MÜZİĞİN MUTLAKA YERİ OLMALI

Derslerine engel olmayacak sürelerde yaptıkları sporun, çaldıkları müziğin ve okudukları kitapların beyin gelişimine faydası çok fazladır. Ders dışı uğraşları olduğu zaman hem derslerden sıkılmalarını engellemiş, hem de onları çok yönlü yetiştirmiş olacağız. Derse çok çalışmak iyi bir çalışma değildir.

Çocukların derse ayırdıkları zaman arttıkça derse olan konsantrasyonları azalacaktır. Daha uzun sürelerde dersin başında oturduklarında sıkıldıkları için dersin başında oyalanmaktadırlar. Dikkat eksikliği olan öğrenciler de dersin başında çabuk sıkıldıkları için ders çalışmak istememekte ve okulu da bu yüzden sevmemektedir. Okulda dersi dinlerken sıkılmakta ve dikkatleri çabuk dağılmaktadır. Dikkat eksikliği giderilmediği sürece de okula gitmek istememektedir. 

Sonuç olarak çocuklarımızın okulu sevmesi için okulda güzel zaman geçirmeleri, dikkat sorununun olmaması, ders dışı etkinliklerinin olması gerekir. Sporun ve etkinliklerin sadece hafta sonunda değil olabiliyorsa hafta içinde de bir ya da iki kere olması derslerden sıkılmayı engelleyecek ve okulu sevmelerine yardımcı olacaktır.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. R. Sabri Yurdakul

Uzm. Dr. R. Sabri YURDAKUL, 1960 yılında Ankara’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimin ardından Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1985 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Ankara Numune Hastanesi‘nde yapmış ve 1992 yılında  Psikiyatri Uzmanı olmuştur.  Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Psikolojik Danışma Rehberlik Bölümü’nde özel öğrenci olarak da eğitim almıştır. Uzmanlık eğitimi sonrasında 1992 yılında Adana Ruh Sağlığı Hastanesi'nde çalışmalarına başlamış olan Uzm. Dr. R. Sabri YURDAKUL, daha sonra Yaprak Psikiyatrik ve Psikolojik Danışma Merkezi'ni kurmuştur. Bu süre zarfında psikodrama eğitimleri yanında, kognitif terapiler ve gestalt terapisi eğitimlerine devam etmiş, gerek bireysel gerekse grup terapileri uygulamasının yanı sıra birçok anaokulu, kolej ve dershanede konferans ...

Etiketler
Çocuk
Uzm. Dr. R. Sabri Yurdakul
Uzm. Dr. R. Sabri Yurdakul
Adana - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube