Cilt (deri) kanserleri; lezyonları

Cilt (deri) kanserleri; lezyonları

Deri kanserleri Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl yaklaşık 800 bin beyaz Amerikalıyı etkilemektedir. Sadece melanom dışı deri kanserlerine maruz kalan insan sayısı dünya genelinde yılda 2.75 milyonu bulmaktadır.  Deri kanserleri asıl olarak ultraviyole ışınlarına fazla maruz kalan açık tenli insanlarda oluşma eğilimindedir. Asıl olarak 3 tipi bulunmaktadır: Bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve melanomadır. Melanoma da dahil tüm deri kanserleri eğer erken tedavi edilirlerse çok iyi prognoza sahiptirler. Bazal ve skuamöz hücreli kanserlerin klinik olarak erken tanısı daha kolaydır ve sıklıkla bunlarda erken safhada cerrahi eksizyon ile  tedavi sağlanabilir.

Ultraviyole ışınları ile güneşin ciltte yarattığı hasar, kanseröz ve prekanseröz oluşumların ilerlemesinde temel mekanizma olarak gösterilmiştir. 280-320 nm dalga boyları arasındaki Ultraviyole B band (UV-B) karsinogenezis için daha risklidir. UV-B güneş yanığından sorumludur.

Deri kanserlerinin görülme sıklığı, açık havada güneşe daha fazla maruz kalan ve güneşten koruyucu olarak vücudlarını kapatmayan insanlarda daha fazladır. Diğer risk grublarını ise deride kolayca çillenme olan, çok fazla sayıda ve şekil, boyutta nevüse sahip, ailesinde deri kanseri öyküsü bulunan, uzun yıllar iyileşmeyen açık yaraları olan, kimyasal karsinojen maddelere kronik şekilde maruz kalan insanlar oluştururlar. Yaş, meslek ve oturulan coğrafya diğer risk faktörleri arasındadır.

Ultraviole ışınları Deoksiribonükleik asitteki (DNA) karakteristik değişikliği yaparlar. DNA tamir mekanizmasında aksaklık olur. Tamir mekanizmasındaki bozukluk çoğalma ile yeni hücrelere aktarılır. Ultraviyole ışınlarına bağlı değişiklikler, P53 tümör supresör genin mutasyonu ile ilgilidir. P53 proteinin varlığı bazal hücreli karsinomalarda invazif tümör göstergesidir. Genom üzerindeki direk etkisinin yanında, ultraviole ışınlarının kişiler üzerinde immünite baskılayıcı etkisi de bulunmaktadır. Bunu da epidermisteki langerhans hücrelerinde sayıca azalma oluşturarak ve supresör T-hücrelerinin subpopulasyonunda üretimi arttırarak yapar.

Mailgn deri tümörlerinde ana hedef, hastalığı ortadan kaldırmak (primer ve uygunsa metastaz alanı) ve en iyi fonksiyonel ve kozmetik sonucu almaktır. Cerrahi tedavinin diğer tedavi seçeneklerine üstünlüğü vardır. Avantajları içinde yüksek tedavi oranı (örneğin bazal hücreli karsinomada başarı oranı % 98’leri bulmaktadır), genellikle tek bir seans cerrahi yeterli olabilmesi, tanı için eksizyonun histolojik araştırmaya olanak vermesi ve ayrıca cerrahi tedavide hastalığın yayıldığı bölgesel lenf nodlarının çıkarılabilmesini sağlaması sayılabilir .

Yaz günlerine yaklaşıldığı aylarda kişilerin uzun süre güneşe maruz kalan yerlerindeki renk değiştiren, sınırları düzensiz, içinden kılların çıktığı, sakal traşlarında devamlı kanayan nevoid kitlelerini ( yani benlerini ) aldırmaları uygun olacaktır. Bu işlemler lokal anestezi altında yapılan ve hayat kurtaran küçül cerrahi girişimlerdir.

Unutulmamalıdır ki, cerrahi eksizyonlar kanseröz lezyonları yaymazlar, erken tanı ve tedavi ise kesinlikle sizin faydanıza olacaktır

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ömer Refik Özerdem

Etiketler
Malign
Prof. Dr. Ömer Refik Özerdem
Prof. Dr. Ömer Refik Özerdem
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube