Birini sevmek sevme gücünü kuvveden fiile çıkarıp yoğunlaştırmaktır.Sevginin içerdiği temel onaylama tümüyle insana has niteliklerin sevgiliye yönelmesidir.Kisinin kendi ailesi dışında yabancılara karşı hiç bir şey hissetmemesi sevme yetisinin yokluğundandir...
Bencillik ve kendini sevme aynı olmak bir yana birbirinin zıddıdır.Bencil kişi kendinden nefret eder.Sevgiyi üretememesinin belirtisi olarak kendinden hoslanmama deger vermeme onu boş ve huzursuz kılar.Bencil kişi mutsuz ve umutsuzdur.Kendini farkında olmadan bilinç dışı engeller koyarak ulaşamadığı doygunluklari öfkeyle yaşamadan kopartıp almaya çabalar. Görünüşte kendisiyle fazla ilgilenir aslında gerçek kimliğine ilgi göstermenin becerisindeki geçmişten bu yana devam eden başarısız deneyimleridir. Bencil kişiler baskalarini sevemez çünkü kendilerini sevme yetisinden yoksun bırakılmışlardır.. "Eric From un Sevme Sanatı kitabından alintiladigim bu yazı ile Sevmenin Sanatli biçimi olarak kendimize verdiğimiz özdeğeri farketmektir. Allah'ın bizi hiç kimsenin ve kendimizin bile kendimizden haberdar olmadığı, kendimiz icin bir şeyi arzulayamadigimiz halde bizi koşulsuzca sevmiş ve bizi bilinir kilmiş. Yarattığı her ruha ruhundan sıfatlarından vermiş .Hatalarımız noksanliklarimiz ve kusurlarımıza rağmen varolabiliyoruz. Zaman hayat ve ölüm mutlak değil. Her bitişin ardinda bir baslangic var. Canımız yansa da kendimizden yine kendimizi affedebiliyoruz. Yeniden sevmeyi bağlanmayı anne ve babamizin hastalarımıza eskiskliklerimize rağmen deneyimleyebiliyoruz.
İnsan çocuğuyla aşırı ilgilendiğinde belki de bilinçli olarak sevdigine inanansa da derininde bir nefret taşır. Şöyle ki çocuğunun başarısını kendi başarisymis gibi bencilce sahiplenebilir . Acısını çocuğun acısıyla bastırmaya ve onun elindeki iradesini almaya çalişabilir. Çocuk bir şeye öfkelendiginde veya bir seyi reddettiginde daha derin bir öfke ve reddediş hissederek çocuğu benliği ile kendisi arasında tercih yapmaya zorlar. Çocuk aşk ile nefret arasında yaşayabileceği( ambivalansi) en değersiz hissetiren kaybetmekten korkan ,sürekli kararsız bırakan ,sevgi ile nefret ,arasında mekik dokuyan iikircikli duygularınin kurbanı olur. Sürekli mümkün olmayacağı halde güven ve garanti arar. Güven ararken güvensizliğini ispatlar. Hakiki koşulsuz Sevgiyi deneyimleyemez. Çünkü sevginin kaybolacagi hissi nefret duygularının baskinligi ile sevgiyi veren için tehdit edicidir. Yalnız kalmak! Sevgiyi kendi tasarrufunda düşünen bir insan için korkutucudur. Sevgiyi üretebilen yalnız birakilmaktan kaybetmekten korkmaz.. Kaybedeceğinizi düşündüğünüz şeyi kazanmaya, üretmeyi bilmediğiniz şeyi üretmeye calisamazsiniz. Bencil olmak Eric Fromun da değindiği gibi umudu yokeden sevgi nefreti getirir. bilakis sanki kendi tasarrufundaymış bitecekmis, hep bir şeyleri kaybettirecekmis gibi tetikte olmayı hissettirir. Sevgiyi üretmeyen kendisinin de biteceğine inanir. Sevme ve nefret etme duyguları ruhsal kimliğin degersizlestirildigi kimi zaman haddinden çok yüceltildigi bir hal alır.
Çiftlerin birbirlerini sevmei birbirlerini etkileme biçimi, sanatin icraasinda birden bire gelen ilham ile eserinin ortaya çıkışı gibi olmadığında sevgi uretimi durur. Şartlar ve koşullarin oluşması beklenir. Karşılık beklendikce hayal kırıklığı ve sevgi beklentisi artar.Sevgi üretiminin durduğu yerde inatlaşma meydan okuma ile ilişkinin güzelliklerini yok sayacak kadar pireyi deve yapan tartışmalar çıkarır. Nasıl ki sevdiğiniz bir işi karşılık görmeseniz ücret almazsanız da yapabiliyorsaniz sevdiğiniz karşılık görmeden de sevebilirisinž. Her şeye ragmen üretebildiginiz umutlu olabilirsiniz. Her şeye rağmen ilk varolusunuzda benliğinizi deneyimlediginiz gibi kendinize has biricik ozelliklerinizi sanatsal yaradilisinizi keşfedebilirsiniz. Hepimiz Hayat orkestrasında farklı ensturumanlarla melodiye eşlik ediyoruz. Çiftler arasinda bu melodiyi birlikte çalabilmek için ensturumanimizi bırakıp partnerimizin enstrümanı da çalmaya kalkarsak roller karışir notalarin uyumu ahengi bozulur. Roller karıştığında ise sesler ve hisler tizleşir ..Dengi ahengi olmayan tiz sesli bir orkestra birakin dinlenmeyi sadece yorar..kendinizdeki iyi halini telkin cümleleriyle tekrar edin "evet umut ve cesaret veriyorum, sana kefiş yolculuğunda yardim ettim. İyi iş çıkardım. Bu cümleler oksitosin ve dopamin hormonlarinin daha çok salinimiyla o şeyi birdaha yapmak için size bedenize daha çok enerji aktarımı yapacaktir. Size karşı sabır gösterildiğinde de mesela bir yere geç kaldığınızda veya eşiniz öfkelendiginde öfkesini kendinizde icsellestirmeden sakin kalabiliyor musunuz? Hatalı davranislara ragmen yoğun duygulanimlarinizi umutsuzluktan arındırıp regule edebiliyor musunuz? Kendi icsesinizle koşulsuz bir özsefkatle , sevilmek ya da nefret etmeye odaklanmadan " Beni dinlediğin ihityacima cevap verdiğin benim yanımda olduğun için teşekkür ederim” diyebilir misiniz?
Kaynak Eric Fromm "Sevme Sanatı"
Aile ve Çift Terapisti Vildan Ayyüzlü