Buğday alerjisi kronikleşmiş ise fark etmek güçtür...


Buğday proteini, inek sütünden sonra ilk muhatap olduğumuz yabancı proteindir. Küçük yaştan itibaren her gün buğday tüketiriz. Kronikleşen buğday alerjisinin fark edilmesi bu nedenle güçleşir.
Tarımda en çok manipülasyona uğrayan tahıl türü olan buğdayın hasılatını yükseltmek amacıyla kullanılan teknikler ve ilaçlar buğday proteinini değişime uğramaktadır. Bu da proteinin alerjik potansiyelini artırmaktadır.
Buğday alerjisi, cilt (nörodermatitis), solunum sistemi (kronik bronşit, astım vs.) ve bağırsakta (kolit, Crohn hastalığı) kendini gösterir. Ateş nöbetleri, çarpıntı, kronik yorgunluk ve eklem ağrılarına sık rastlanır.
Gerçek buğday alerjisi veya hassasiyeti buğdaydaki proteine karşıdır. Bu rahatsızlık bilinen Gliadin alerjisinden ayrı bir tanıdır. Gliadin sadece buğdayda değil, diğer tahıl ürünlerinde de bulunur. Buğday alerjisine gliadin alerjisinden daha çok rastlanır ama bu pek bilinmez. Buğday alerjisi perhizinde dikkat etmek gereken, gliadin içermediği bildirilen yiyeceklerin buğday içerebileceğidir.
Buğday alerjisinin biorezonans ile tedavisi
Besin alerjisi, immun sistemin normal şartlarda zararsız olan bir besin maddesini, yanlışlıkla zararlı bir madde olarak algıladığı zaman ortaya çıkar.
Vücut bu durumda savunma sistemini harekete geçirerek o besin maddesine özgü IgE (immunglobulin E) antikorlarını üretmeye başlar. Kişi bu besin maddesini yediğinde, immun sistem büyük miktarlarda kimyasal madde ve histamin salgılar. Bu da solunum sistemi, sindirim sistemi, cilt ve kalp-dolaşım sistemlerini etkileyebilecek bir dizi alerjik reaksiyonu tetikler.
Biorezonans tedavisinde alerjiye neden olan besinin zararlı bir besin olmadığı bilgisi immun sisteme verilmekte, böylece vücut buğdaya karşı savunma sistemini artık devreye sokmamaktadır. Biorezonans terapilerinin sonunda tekrar buğday yenmeye başlanabilir. Vücut, buğdayı artık yabancı bir besin maddesi olarak algılamadığı için alerjik reaksiyon oluşmaz...
Tedavi süresince (kişiye göre 1-2 ay) buğdaysız beslenme
Biorezonans tedavisinde en önemli tedbir tüm tedavi sürecinde tamamen buğday ve buğday içeren yiyecekleri tüketmemek ve hatta dokunmamaktır. Sadece buğday ve buğday içeren yiyeceklerden uzak durmak değil, buğday proteini kodundan da uzak durmak esastır. Dünyada bulunan her maddenin kendine has bir titreşimi mevcut olduğu gibi, buğdayın da bir titreşim kodu vardır. Buğday içeren yiyecekleri yemeseniz bile, dokunduğunuzda bu titreşim koduyla temasa geçersiniz. Bazı hastalarda alerjik reaksiyon o kadar yüksektir ki, tedavi süresince buğdaya temas olursa yüksek derecede alerjik bir reaksiyon gösterirler. Buğday hassasiyetiniz veya alerjiniz tespit edildiyse tedavi bitene kadar kesinlikle buğdayla herhangi bir temasınız olmaması gereklidir.
Biorezonans tedavisi sürerken yenmemesi ve dokunulmaması gerekenler
Buğday, buğday unu
Buğday içeren hazır bebek mamaları
Yarma buğday, bulgur, İrmik
Kuskus ve şehriyeler (Şehriyeli pilava dikkat!)
Ekmekler (Buğdaydan olmasa da her ekmekte buğday unu vardır. İyisi mi, kendi ekmeğinizi kendiniz yapın!)
Kahvaltılık gevrekler
Bisküviler, kurabiye ve pastalar
Yufka, börek ve makarnalar
Beyaz ve kahverengi un
Buğday nişastası ve nişasta türevleri
Buğday kepeği ve kepekli buğday unu
Galeta unu, pane edilmiş et-balık-tavuk, kroketler
Kabartma tozları, dondurma, çikolata, puding
Şarküteri ürünleri (salam-sosis-sucuk)
Cipsler, Kızartma unları, salata sosları
Jambon, et suyu tabletleri
Dondurma, toz içecekler
Bazı çikolata ve gofretler, pudingler
Ekmeğe sürülen kahvaltılıklar
Köfte (içinde ekmek olduğunu unutmayın!)
Koyulaştırıcı olarak un kullanılmış yemekler
Konserve fasulye ve hazır çorbalar
Bira, siyah bira, hafif biralar ve çoğu alkollü içecekler
Tüm sebze konserveleri, hazır yemekler, hazır çorbalar, hazır soslar
Margarin, mayonez, hardal, ketçap, hazır salata soslarıYoğurt ve sürme peynirlerde katılaştırıcı olarak un bulunabilir dikkat!
Tuzlu Hamur (El işlerinde, biblo vs. yapmak için kullanılan ham maddedir, temas edildiğinde alerjik reaksiyon yapar.)