BÖCEK ALLERJİLERİ
Prof. Dr. Bülent BOZKURT
Havaların ısınmaya başladığı bu ilkbahar günlerinde ortak hobilerimizden biri de pikniğe gitmektir. Ne kadar keyifli de olsa, bu sefa bazen böcek ısırma ve sokması ile cefaya dönüşebilmektedir. Öyle ki; bu küçücük böcekler hayatı tehdit edebilecek allerjik reaksiyonları başlatabilmektedirler.
BÖCEKLER
Yeryüzünün bu eski misafirleri ile ilgili bulunan ilk fosil 407 milyon yaşındadır. Bu ilk canlıların uçma kabiliyetine de sahip olduğu dikkati çekmektedir. Böcekler, hayvanlar aleminin eklem bacaklılar şubesinde yer alan canlılardır. Günümüzde hayvan olarak tanımlanmış bu yaratıkların yüzde sekseni bu sınıfa girmektedir. Böcekler, dünyada en çok tür çeşitliliğine sahip olarak da bilinmektedirler. Milyonu aşkın yaşayan türden bahsedilmekte ve her yıl birkaç bin yeni tür daha tanımlanmaktadır. Toplam tür sayısının iki milyon civarında olduğu kabul edilmektedir. Bu canlılar yeryüzünde kutuplardan okyanuslara hemen her ekosisteme uyum sağlayıp ayakta kalmayı başarabilmişlerdir.
Vücutları baş, göğüs ve kuyruk olmak üzere üç bölümden oluşur. Bazı gruplarda bu vücut bölümlerinde kaynaşmalar görülebilir. Başlarında bir çift anten ve bileşik göz bulunur. Göğüsleri üç parçalı olup, her birinden bir çift bacak çıkar. Bazen ikinci ve üçüncü göğüs parçalarından birer çift kanat çıkar ki, hayvanlar aleminde "uçma" ilk defa bu grupta ortaya çıkmıştır. Ancak, bu kanatlar kuşların kanatlarından farklı yapıdadır. Kuyruk 11 parçalıdır ve hiçbir segmentte üye bulunmaz. Son segmentlerde yapısal değişiklikler sonucu oluşmuş kavuşma organı, sindirim uzantıları veya yumurta yerleştirme borusu gibi yapılar görülebilir.
İskeletleri dışarıda olup, büyüme anında dış iskeletin neden olduğu kısıtlılık, deri değişimi ile telafi edilir. Vücutlarındaki çizgili kaslar nedeniyle gayet süratle hareket ederler. Dolaşım sistemleri açıktır. Vücutta dolaşan solunum sıvısı çoğunlukla renksiz, bazen de soluk yeşil-sarı renktedir. Vücutlarındaki bezlerden çekici veya itici kokular, mum, zehir, ipek, yağ, tükürük, kan sulandırıcı madde gibi birçok madde salgılanır. Avlanmak veya avcılarından korunmak için duyuları ve sinir sistemleri iyi gelişmiştir. Çok renklidirler, hatta bazılarında ışık çıkarma özelliği bile görülmektedir.
Yumurta ile çoğalırlar ve bazı gruplarda koloni hâlinde sosyal yaşam örnekleri görülmektedir.
BÖCEK SOKMALARI
Toplumda böcek sokmalarına %56.6 ile %94.5 gibi oranlarda oldukça sık rastlanmakta ve çoğu olaysız geçmektedir. Ancak, bazen vücudumuz bu ısırık ve sokmalara karşı aşırı ve anormal bir yanıt verir. Işte bu yanıt böcek allerjisi olarak tanımlanmaktadır. Allerjik yanıtlar, tipik olarak arı ve karıncaların sokması veya sivrisinek, pire ve kenelerin ısırması ile ortaya çıkarlar. Arılar ve karıncalar soktuklarında kurbanlarına venom denilen zehri verirken pire, kene ya da sivrisinekler antikoagülan adı verilen pıhtılaşma önleyici bir madde bulaştırılar. Farklı olarak, hamamböcekleri ise vücut parçalarının ev tozuna karışması ve hava yoluna kaçması durumunda özellikle astımlı hastalarda önemli reaksiyonlar başlatabilirler.
- Allerjik Olmayan Reaksiyonlar:
Böcek sokmaları veya ısırması sonucu çoğu kez ağrı, kaşıntı, şişlik ve kızarıklık gibi basit yerel tepkiler oluşur. Bu tepkiler küçükse hiç bir şey yapmaya gerek yoktur. Kaşıntı ve yanma varsa yaranın temizlenmesi, dezenfekte edilmesi, üzerine buz tatbik edilmesi çoğu kez yeterlidir. Kaşıntının şiddetli olması durumunda ağızdan antiallerjik bir hap alınması ve yara üzerine kortizonlu bir pomat sürülmesi gerekebilir. Yara üzerine amonyak sürülmesinin bir yararı olmadığı gibi sakıncası da olabilir.
Geniş lokal reaksiyonlar genellikle on ısırıktan birinde görülür. Bu reaksiyonlarda şişlik, 48 saatten bir haftaya dek sürebilir. Beraberinde sıklıkla bulantı ve kusma da vardır. Bazen infekte olup, antibiyotik gerektirebilir. Geniş lokal reaksiyonlar bazen yüz boyun gibi yerlerde havayolunu bloke edip ölüme sebebiyet verebilmektedir. Buna en güzel örnek cumhuriyet dönemi ünlü öykü ve roman yazarlarından Refik Halit Karay’ın “Gurbet Hikayeleri” öykü kitabında yeralan “Testi” isimli öyküsünde yer alır. Bu öyküde; Ömer adında bir genç Lübnan’da şöförlük yaparken, bir akşam arabasına doktora götürmek üzere üç bedeviyi alır. İçlerinden biri nefes alamamaktadır. Ömer merak edip sorduğunda; bu kişinin hastalık korkusu ile diğer Lübnan’lılar gibi testiden su içtiğini ve su içerken testinin içinden gelen bir arı tarafından boğazından sokulduğunu öğrenir. Doktora ulaşılır, ulaşılmasına ama ne yazık ki doktor da birkaç saat önce ölmüştür. Doktor sağken ulaşılsaydı kurtulur mu bilinmez ama hikaye adamın ölümü ile sonlanmıştır.
- Allerjik Reaksiyonlar:
Böcek sokmasından sonra birden ortaya çıkan ve hızla artış gösteren sistemik yanıt bazen hayatı tehdit edici ciddi durumlara neden olabilir. Böcek sokmasına karşı gelişen bu en ciddi reaksiyon, anafilaksi olarak adlandırılır. Özellikle arı sokması, toplumda çok rastlanan bir durum olmasına rağmen, hassas kişilerde oluşan anafilaktik tepkilerin çoğunlukla ölümle sonuçlanması nedeniyle önemlidir. Genel olarak böcek sokmaları sonucu anafilaksi görülme sıklığı toplumda yüzde 0.3 – yüzde 3 arasında değişir. ABD’de her yıl çeşitli nedenlerle anaflaksiden ölen 500 hastadan yaklaşık 50’sinde ölüm, arı allerjisine bağlı olarak bildirilmektedir. Arılardan allerji yapanlar arasında yaban arısı, eşek arısı, balarısını ve tüylü arıyı saymak mümkündür.
Bal arısı ve tüylü arı selim olup ancak kışkırtıldıklarında sokarlar. Bu sokma arıların canlarına malolur. Bunda istisna Amerika ve Afrika’da yaşayan Afrikalı balarısı topluluğudur, onlar topluca saldıgan bir tutum sergilerler. Yaban arıları toprağa yakın ve çürüyen ağaç gövdelerinde yuva yaparlar. Gıdalar, çöp tenekeleri etrafında, piknik yerlerinde uçarlar. Birkaç kez sokabilirler. Eşek arıları ise duvar saçaklarında yuvalanırlar. Yaban arısı ve eşek arısı kokulu yiyecekler ve diğer kokular tarafından çekilirler. Bunlar daha saldırgan olup aynı anda birden fazla sokabilirler. Soktuktan sonra yaşamlarına devam ederler. Bu grupta ülkemizde olmayan, ancak Amerika’ya seyahat eden kişilerin dikkat etmesi gereken bir böcekten de bahsedilmesi yerinde olur. Bu böcek ateş karıncası olarak adlandırılmaktadır. Bu böcek herhangibir kişide reaksiyon oluşturabilir. Soktuğu yerde bir saat içinde kaşıntı ortaya çıkar. Dört saatte burada küçük bir kabarıklık olur. 24 saat içinde bu yanan ve kaşınan kabarıklığın içinde beyaz bir cerahat oluşur. Bu oluşumlar 72 saat içinde patlar, genellikle birkaç gün içinde şikayetler kendiliğinden düzelir. Kızarıklık, ağrı, şişlik ve ısı artışı infeksiyonun belirtisi olup, antibiyotik gerektirir. Bununla birlikte, kaşıntı, şişlik gibi şikayetlerin tüm vücudu aniden kaplaması, anafilaksi düşündürür. Hasta dakikalar içinde kötüleşip hayatını kaybedebilir.
BALARISI
EŞEK ARISI
ATEŞ KARINCASI
ATEŞ KARINCASI ETKİLERİ
Böcek soktuğunda kurban venom olarak adlandırılan bir zehir almış olur. Protein yapıda olan bu bileşik normalde böceğin diğer böcekleri öldürmesi ya da felç etmesi için kullandığı bir silahtır. Böceklerin insanı sokmasıyla venoma bağlı allerjik birtakım tepkiler ortaya çıkabilir.
Arı venomu proteini kana geçtiğinde bağışıklık sisteminin elemanı olan alyuvarları uyarır, bunun sonucu, normalde bu maddeye karşı salgılamaması gereken IgE adında bir antikor salgılanır. Bu antikor kan dolaşımı ile vücudun her tarafına dağılarak bağışıklık sisteminin hücrelerine yapışır. Bu allerjen ile ikinci veya sonraki maruziyetlerde, antikorlar hemen venomdaki proteini tanır ve çok şiddetli bir reaksiyon verir. Bu reaksiyon esnasında bağışıklık sisteminden salgılanan binlerce hormon benzeri madde allerjenin etki yarattığı organda anormal şiddette bir allerjik yangı oluşturur ve hastalığın bulgularının çıkmasına neden olur. Bu organlardan; burunda hapşırma, akıntı, kaşıntı, gözlerde yanma sulanma, akciğerde hırıltılı nefes alıp verme, nefes darlığı, göğüste sıkışma ve solunum güçlüğü, deride böceğin soktuğu yerin dışındaki bölgelerde kaşıntılı kızarıklık, kabarıklık ve şişlikler, barsakda karın ağrısı, ishal, kusma ve barsaklar dışında genel olarak ses kısıklığı, dilde şişme, baş dönmesi veya ani kan basıncı düşüşü, bilinç kaybı ya da kalp durması gibi birçok bulgu ortaya çıkabilir.
Allerjik reaksiyonun oluşması için, mutlaka böceklerin sokması veya ısırması gerekmez. Geleneksel Çin alternatif tıbbında, çeşitli böcek özütlerinin göz veya cilde uygulanması ile de benzer allerjik reaksiyonların oluştuğu görülmektedir. Allerjik olan kişilerde yapılan apioterapi gibi (balarısı ürünlerinin kullanıldığı tedavi) tedaviler, ölümle sonuçlanan anafilaktik reaksiyonlara neden olabilmektedir.
Arı sokmasına bağlı anafilaksi daha çok 20 yaş altındaki erkeklerde görülür. Genellikle kurbanların hiç birinde sağlık sorunu bulunmaz. Kırsal kesimde özellikle yaz mevsiminde önceden sağlıklı iken aniden ölü bulunan insanların önemli bir kısmında neden arı allerjisidir. Arı sokmasını izleyen ilk yarım saat içinde diğer nedenlerle oluşan anafilaksiye benzeyen bir tablo oluşur. Sağ kalanların %60’ında daha sonraki sokmalarda da anafilaksi gelişebildiği ancak bu oranın çocuklarda daha az görüldüğü bildirilmektedir. Arı sokmasına bağlı anafilaksinin tedavisi diğer nedenlerle oluşan anafilaksiden farklı değildir.
3- Toksik tepkiler: Aynı anda çok sayıda böcek sokması sonucu aşırı derecede zehire bağlı olarak ortaya çıkan ve belirtileri anafilaksiye benzeyen tepkilerdir.
4- Nadir tepkiler: Bazı durumlarda böcek sokmalarından günler ve haftalar sonra vaskülit, nefrit, nörit, ensefalit ve serum hastalığı adını verdiğimiz çeşitli organları tutan hastalık tabloları gelişebilmektedir.
TEDAVİ
Arı sokması sonrası ilk yapılacak şey varsa iğnenin çıkartılmasıdır. Kredi kartı veya bıçak ucu kullanılabilir. Parmak uçları ile çekip çıkarmak zehri daha da yayabileceğinden uygun bir yaklaşım değildir. Şişliği gidermek için o uzuv kaldırılır, bir miktar buz uygulanır. Eğer yüzük takılan bir parmak sokulmuşsa, yüzük hızla çıkartılmalıdır, aksi takdirde parmak şişip parmağın kanlanması bozulacaktır. Ağrı için ağrı kesiciler, kaşıntı için antiallerjik ilaçlar veya kortizonlu kremler tedaviye eklenmelidir. Baş dönmesi durumunda yere uzanılıp, ayaklar yukarı kaldırılmalıdır. Allerjik bir reaksiyon, öncelikle adrenalin (epinefrin) ile tedavi edilmelidir. Bunu kişi kendi kendine enjekte edebilir ya da bu doktor tarafından yapılır. Daha sonra antihistaminik ilaçlar ve kortizon tedavisi eklenebilir. Bazen damardan sıvı ve oksijen verilmesi veya solunum cihazına bağlanma gibi diğer tedaviler de gerekli olabilir. Hastanın durumu düzelse de yakın gözlem altında en az 8 saat hastanede kalması gerekebilir.
Daha önce reaksiyon görülen ve allerjisi olduğu testlerle kanıtlanan kişilere her zaman yanlarında adrenalin kalemi taşımaları gerektiği söylenmeli ve kullanımı öğretilmelidir. Anafilaksi bulguları ortaya çıktığında, cihazın koruyucu kılıfı çıkartılır. Siyah uçta enjektörün iğnesi, gri uçta emniyet kapağı bulunur. Önce emniyet kapağı çıkartılır, sonra siyah uç uyluk 1/3 üst taraf, pantolon yandikiş çizgisi ile ön dikiş çizgisi arasına hedeflenip, bastırılır. Bu esnada iğne otomatik açılıp ilaç salınmaya başlanacaktır. Bu durumda 10 saniye enjektör basılı halde tutulmalıdır. Sonrası iğne çekilir. İğnenin açıldığı, ilacın boşaldığı görülür. Tek doz adrenalin tedavide yetersiz kalabilir bu nedenle arı sokmasını takiben hemen en yakın tıbbi bir merkeze başvurması önerilmelidir. Sokulduğunda adrenaline ek olarak alerjik semptomların giderilmesinde antihistaminik ilaç da önerilmelidir.
Arı sokması olasılığını azaltmak için alınacak bazı koruyucu önlemler
- Bahçe işi ile uğraşırken şapka, eldiven, çorap, pantolon ve ayakkabı giyilmelidir.
- Piknik yerlerinde ağzı açık çöp kutuları ve açıkta bırakılmış gıdalardan uzak durulmalı, bunlar sağlıklı hijyenik koşullarda saklanmalıdır.
- Yuvaları bozulduğunda en kısa zamanda gizlenecek bir yer bulunmalıdır. Zigzag çizerek koşmak faydalı olabilir.
- Yazın pazar alışverişi yapılmamalı, bahçede dolaşılmamalıdır.
- Açık yerlerde yemek veya meyve yenmemeli, hoş kokulu meyve suyu, gazoz içilmemelidir.
- Piknik yapılmamalıdır,
- Parfüm, deodorant, kolonya sürülmemeli, güzel kokulu sabun, şampuan kullanılmamalıdır.
- Parlak renkli, çiçekli elbise giyilmemelidir.
- Çiçek toplanmayıp, çiçek takılmamalıdır.
- Tatile gidildiğinde etrafta arı kovanı olup olmadığı araştırılmalıdır.
- Yaban arısını kovanı civarında öldürülmemelidir, bu arıdan salınan kokular diğer arıları üzerinize çekecektir.
- Çıplak ayakla yürünmemeli, mümkünse dışarıda uzun kollu ve paçalı giysiler giyilmemeli ve kahverengi giysileri tercih edilmelidir. (arılar kahverengini sevmez.)
- Terli olmak bütün böcekler için çekicidir, riskli bölgelerde terli olmamaya özen gösterilmelidir.
- Eşek arısı saldırgan, bal arısı sakindir; ancak, sıcak havalarda her ikisi de saldırgan olacağı için bu havalarda dikkatli olunmalıdır.
Aşı tedavisine dikkat!
Arı sokmasına karşı allerjik reaksiyonlar aşı tedavisi (venom immünoterapi) ile önlenebilir. Bu tedavi şekli ileride gelişebilecek allerjik reaksiyonlardan korunmada %97 oranında etkilidir. Hastanın duyarlı olduğu arı zehirinin giderek artan miktarlarda hastaya verilmesiyle bağışıklık sistemini uyararak gelecekte olası bir allerjik reaksiyona karşı dirençli hale gelmesi sağlanmaktadır. Bu şekilde zamanla daha önceden ciddi reaksiyon korkusu altında yaşayan kişiler normal yaşamlarına dönebilir. Birçok kişi arı sokmasına allerjik değildir. Allerjik bir tepki ile normal ya da geniş lokal reaksiyon arasındaki farklılık iyi bilinmelidir. Bu gibi allerjik reaksiyonlar tanımlayan hastalar tanı konması amacıyla deri testleri ve kanda özgül testler için allerji uzmanına gönderilmelidir. Aşının emniyetli ve başarılı olması için, aşı tedavisine kararının verilmesi, tedavinin planlanması ve sürdürülmesi mutlaka bu konuda eğitim görmüş Allerji Hastalıkları Uzmanı tarafından yapılmalıdır. Böylece gereksiz endişe ve tıbbi harcamalar önlenebilir. Arı allerjisi ciddi bir problem olsa da yeniden tekrarlayacağı korkusu ve riski aşı tedavisi ile çoğu kez en aza indirilebilmektedir. Yaşamsal önemi olan şiddetli reaksiyonlarla karşılaşılabileceği için enjeksiyonların hekim kontrolünde, acil servis ünitesi olan bir sağlık kuruluşunda yapılması ve uygulanan yerde yarım saat süreyle beklenerek gözetim altında olunması zorunludur. Allerjik hastalığın alevlenme dönemlerinde, ağır ateşli hastalık, aşırı yorgunluk ve bitkinlik durumlarında aşı uygulanmaz. Aşının uygulandığı günlerde, hastaların sıcak banyo yapması veya aşırı fiziksel etkinlikte bulunması tehlikeli olabilir.
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURALIM?
- Sokma alanındaki kaşıntı, şişlik ve ağrı gibi şikayetlerde artış olduğunda infeksiyon düşünülüp doktora başvurulur.
- Böcek allerjisi ile takip edilen ve sokulma sonrası elindeki adrenalin otoenjektörünü kullanan kişi hastane acil servisine başvurmalıdır.
- Böcek sokması sonrası vücutta kaşıntı ve kızarıklık, nefes darlığı, yutma güçlüğü, baş dönmesi ve bayılma anafilaksi düşündürür. Acilen hastane acil servisine başvurulmalıdır. (Hastaneye giderken özel araç kullanılmamalıdır. Eğer sizi götürecek kimse yoksa transport için 911 aranmalıdır. Bilinciniz yerinde iken bir böceğin soktuğu bildirilmeli veya bir yere kaydedilmelidir. )
Sonuç olarak, böcek sokmasından sonra oluşan reaksiyonlar değişkenlik gösterir. Böcek sokmalarının çoğunda alerjik reaksiyon ortaya çıkmaz. Nadiren görülen anafilaktik reaksiyonlar ciddi ve ölümcül olabilir. Allerji durumunda nedeninden kaçınmak ve sokma sonrası tedavi şarttır. Adrenalin içeren otomatik enjektörler anafilaktik reaksiyonlarda en elzem tedavi seçeneğidir. Gelecek reaksiyonların önlenmesinde aşı tedavisi yüksek etkinliğe sahiptir.
Not
Allerji konusunda ayrıntılı bilgi için Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği www.aid.org web sayfası hasta bilgilendirme sayfalarından faydalanabilirsiniz.