Böbrek taşı

İdrardaki kalsiyum, oksalat gibi bazı minerallerin kristal (halk arasında kum olarak ifade edilen) halinde kümeleşmesiyle taş oluşur. Böbrek taşı aslında vücutta bulunan minerallerin anormal atılımı veya emilimi ile oluşan bileşenlerdir.

Böbrek taşı

 

 

BÖBREK TAŞI NEDİR VE NASIL OLUŞUR?

İdrardaki kalsiyum, oksalat gibi bazı minerallerin kristal (halk arasında kum olarak ifade edilen) halinde kümeleşmesiyle taş oluşur. Böbrek taşı aslında vücutta bulunan minerallerin anormal atılımı veya emilimi ile oluşan bileşenlerdir.


BÖBREK TAŞI NASIL BULGU VERİR, BÖBREĞE VE SAĞLIAĞA ZARARI NASIL OLUŞUR?


Böbrek taşları en sık yan ağrısı ile kendini gösterse de idrar yanma, idrarda kanama, kasığa ve yumurtalıklara vuran ağrı, bulantı ve kusma gibi şikayetlere de neden olur.  Böbrek içerisindeki küçük taşlar genelde ağrıya neden olmaz ve bulgu vermezken büyük taşlar veya üreter dediğimiz idrar kanalına düşerek tıkanıklığa neden olan taşlar şiddetli ağrı, bulantı, kusma gibi semptom ve şikayetlerle birlikte, idrar yolu enfeksiyonlarına ve hatta uygun zamanda tedavi edilmediği taktirde böbreklerde fonksiyon kaybına ve yetmezliğe sebep olabilir. Böbrekten düşen taşlar böbreğe yakın kısımdayken yan ağrısına genellikle bulantı, kusma daha çok eşlik ederken mesaneye yaklaştıkça yan ağrısıyla beraber kasığa, yumurtalığa ve genital bölgeye yayılan ağrı ile kendini gösterir. Hastalık ülkemizde görülme sıklığı %10-15’dir. Bu oran Doğu ve Güneydoğuya gittikçe artar 8%20-25). Bunun en önemli iki nedeni genetik yatkınlık ve içme (şebeke) suyudur. Diğer bir önemli neden ise diyet alışkanlığıdır. 

HANGİ TİP TAŞLAR VARDIR?

Taşların büyük kısmı kalsiyum içeriğinden zengin kalsiyum okzalat taşıdır. Bunun dışında ürik asit, sistin, magnezyum-amonyum-fosfat gibi taş tipleri de vardır. Taşların kimyasal içeriği yapılan radyolojik veya kimyasal  analiz sonucunda öğrenilir. Taş analizi hastalığın takibi ve tedavisi için önemlidir. Örneğin taşın türüne göre diyet ayarlaması yapılabilir. 

TAŞLAR İDRAR YOLUNDA NEREDE BULUNUR?

Taşlar idrarın üretildiği yer olan böbrek içinde oluşur. Böbrek içerisinde kaliks denilen odacıklarda küçük halde bulunabileceği gibi zamanla kaliks dışına pelvise doğru büyüme ve varsa diğer taşlarla birleşme eğilimine girebilirler. 
Böbrekte oluşan küçük taş parçaları böbrekten üreter dediğimiz idrarı böbrekten mesaneye (idrar torbası) taşıyan  idrar kanalına düşebilir.  Üreter 25-30 cm uzunluğunda ince bir boru şeklinde kanaldır. Bu kanala düşen taşlar kanalı tıkayıp ağrı, enfeksiyon, böbrek yetmezliği gibi şikayet ve sonuçlara yol açabilir. Üreterden mesaneye düşen taşlar genellikle rahatlıkla dışarı atılır. Eğer Taş üreter içerisinde kalırsa müdahale etmek gerekir.
Mesane taşları böbrekten düşen taşlardan oluşabileceği gibi, iyi huylu prostat büyümesi, nörojen (tembel9 mesane gibi durumlara bağlı olarakta oluşabilir.

BÖBREK TAŞI TANISI NASIL KONULUR?

Tanı koymak için ilk yapılması gerekn iyi bir anamnez ve fiziki muayenedir. Bu hastalarda fiziki muayenede kostovertebral hassasiyet dediğimiz lomber-sırt bölgesine vurulduğunda ağrının aniden şiddetlenmesidir. Bunun yanında kesin tanı için labaratuar testlerine ve radyolojik görüntülemelere başvururuz.
Ultrason: Radyasyon içermemesi, zararsız ve güvenli olması nedeniyle ilk tercih edilen yöntemdir. Çocuklarda ve gebe hastalarda ilk tercih edilen yöntemdir. Ama üreter taşlarını göstermede yetersiz kalabilir.
Röntgen: Bu yöntem opak taşları görüntülemede fayda sağlarken anatomi ve taşın boyutu hakkında net bilgi vermediği için çok tercih edilmez. 
Bilgisayarlı Tomografi: Taş hastalarında taşların görüntülemesinde altın standart yöntemdir. Taşın bulunduğu yer, taşın boyutu, sertliği, yoğunluğu gibi özellikleri hakkında yeterli bilgi verir. Özellikle cerrahi planlanan hastalarda ameliyat öncesi yapılması çok önemlidir. Bu sayede hangi cerrahi yöntem kullanılacağı, böbreğin barsak ve diğer organlarla komşuluğu gibi tüm detaylar değerlendirilebilir. Eski cihazlarda radyasyon maruziyeti fazlayken yeni nesil cihazlarda daha düşük dozda radyasyon ile çekim yapılabilmektedir.

BÖBREK TAŞI KENDİLİĞİNDEN DÜŞER Mİ? NE YAPMAK GEREKİR?

Böbrek içinde oluşan küçük taşlar böbrekte oluşan idrarında etkisiyle hareket ederek idrar kanalına oradanda mesaneye düşebilir ve üretra ile dışarıya adar atılabilir. düşebilir.  Taşın boyutu arttıkça bu olasılık azalır. 7 mm altındaki taşlarda kendiliğinden düşme oranı %60-65 civarındadır. İdrar kanalını genişleten ilaçlar ve bazı bitkisel takviyelerle bir oran yüzde %80-85’lere çıkar. Taşın boyutu arttıkça bu oran düşer. 1 cm üzerindeki taşlarda genellikle müdahale gerekir. Taşların kolay düşmesi için, ağrı kesiciler dışında antispazmolitikler, prostat ilaçları ve bitkisel takviyeler kullanılabilir.

BÖBREK TAŞININ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?


Böbrek taşının tedavisi hastanın yaşı, eşlik eden tansiyon,şeker, kalp hastalığı gibi durumlara yanında taşın boyutu, böbrekte veya idrar kanalındaki yeri gibi durumlara göre değişir.

ESWL (SES DALGALARI İLE TAŞ KIRMA)

Anestezi gerektirmeyen ve 2 cm altındaki taşlara uygulanan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemde ses dalgalarının mekanik etkisi ile taşın kırılması esasına dayanır. Ameliyatsız taş kırma olarak da bilinen bu yöntem cerrahiden daha güvenli, kolay ve daha az maliyetli bir yöntemdir.  Taşın boyutuna ve yerine göre bir veya birkaç seans gerekebilir. Gebelerde ve kan sulandırıcı ilaç kullananlarda uygun bir yöntem değildir. 

URS (ÜRETERO-RENOSKOPİK LİTOTRİPSİ )

İdrar yolundan kamera ile girilerek herhangi bir kesi olmadan yapılan ameliyat yöntemidir. İdrar yolundan girdikten sonra önce mesaneye sonra idrar kanalına özel klavuz teller üzerinden girilir. Aletin içerisinden gönderilen lazer veya pnomotik cihaz yardımı ile taş kanal içerisinde kırılıp parçalanır. Bu parçalar genelde hastanın kendisinin normal yolla düşürebileceği boyutta olana kadar kırma işlemi yapılır. Bazen büyük parçalar basket veya forseps dediğimiz aletlerle dışarı alınabilir. Taşın idrar kanalında oluşturduğu ödem ve harabiyete göre stent yerleştirilebilir, her hastada gereken bir şey değildir. Hastanede genelde 1 gün kalmak yeterli olur. Hasta kısa sürede işine ve sosyal hayatına dönebilir.
URS’nin Flexible yani bükülebilir olan versiyonu da vardır. Flexible URS ile böbrek içine rahatça girilip böbreğin içerisindeki taşlar kırılır. Flexible yöntem genelde 2 cm küçük taşlarda tercih edilir. 2cm den büyük taşlarda ise birden fazla seans gerekebilir. 

PERKÜTAN NEFROLİTOTOMİ (PNL)

Anestezi altında sırt kısmında ciltten 1-1,5 cm kesi yapılarak böbreğe bir tüp ile yol oluşturularak yapılan ameliyattır. Önce içi boş tüp yerleştirilir sonra tüp içerisinde nefroskop dediğimiz kamera ile girilir. T görüldükten sonra lazer ile taş parçalanıp dışarı alınır. PNL genelde 2 cm den büyük taşlarda veya ESWL ve Filexible URS’nin yetersiz kaldığı taşlarda tercik edilir. 


TAŞ HASTALIĞINDAN  KURTULMAK VEYA TAŞIN TEKRARLAMASINI ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?

Aslında böbrek taşı hastalığı tıpkı tansiyon hastalığı, şeker hastalığı gibi kronik bir hastalıktır. Yani bir defa taş oluştuysa daha sonra oluşma riski hep vardır. Yapılan bir çalışmada bir defa taş düşüren bir kişinin sonraki 5 yıl içerisinde tekrar taş oluşturma riski %65 olarak saptanmış. Bu nedenle tekrarlayan taş hastalığı olanlarda, çocuklarda ve yüksek riskli hastalarda metabolik değerlendirme yapılarak taşa sebep olabilecek altta yatan metabolik problem araştırılır. Taş analizi ve idrar-kan testlerini içeren metabolik değerlendirme ile hastalar incelenir. Hastaya bunun sonucunda uygun diyet ve medikal tedavi başlanır. Ama en önemli önleyici faktör yeterli sıvı tüketimidir. Sıvıdan kastımız primer olarak su tüketimidir. Bunun yanında taze sıkılmış portakal suyu ve ev yapımı limonata da böbrek taşı oluşum riskini azaltır, haftada en az 3 kez tüketilmesi önerilmektedir. Bunun yanında metabolik değerlendirme sonucu ve varsa taş analizi sonucuna göre hastaya uygun diyet de verilmelidir.

Bu makale 2 Ocak 2024 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Abubekir Böyük

  Op. Dr. Abubekir Böyük, 2011 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. 2012-2018 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalında uzmanlık eğitimini tamamladı. 2018-2019 yıllarında Iğdır Devlet Hastanesinde mecburi hizmetini tamamladıktan sonra 2020 yılından beridir İstanbul’da özel sektörde görevine devam ediyor. Dr. Böyük Üroloji’nin birçok alanıyla ilgili cerrahi işlemler yapmaktadır. Bununla birlikte özel ilgi alanları Androloji (Erkek cinsel sağlığı ve Erkek Kısırlığı), Üroonkoloji (ürolojik kanserler) ve Böbrek Taşı  ile daha sık ve yoğun bir şekilde ilgilenmektedir. Dr. Abubekir Böyük akademik çalışmalarına da devam etmekte, Ulusal ve uluslararası dergilerde 20’nin üzerinde yayımlanmış makalesi, Ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulmuş 40’ın üstü ...

Etiketler
Böbrek taşı ameliyatı
Op. Dr. Abubekir Böyük
Op. Dr. Abubekir Böyük
İstanbul - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube