Bilindiği üzere sağlık biyolojik ruhsal ve sosyal iyilik hali olarak, insanın biyopsikososyal bir varlık olgusu üzerinden tanımlanır. Böyle düşünüldüğünde insanın iyilik halinin devamı en fazla beslenmeyle ilişkilidir. Bu yüzden Hipokrat “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun” demiştir. Sağlıklı beslenme sağlığı korumak, yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinim duyduğu besin öğelerini yeterli miktarda ve uygun zamanda almak için edinilmesi gereken bir davranış şeklidir. Bu bağlamda beslenme bireyin sahip olduğu hastalık risklerinin azaltılması için karbonhidrat protein ve yağlardan yeterli ve dengeli beslenmesi, malnütrüsyon, vitamin ve mineral eksikliklerinin önlenmesi bir nevi koruyucu sağlık hizmetidir.
Beslenme her yaş grubunda önemli olmasına karşın özellikle bebeklik ve ergenlik gibi hızlı büyüme dönemlerinde yapılacak yanlışların etkileri çok büyük olur. Beslenme yalnızca içinde bulunulan dönemi değil ileriki yaşlardaki sağlık durumunu da önemli derecede etkilemektedir. Bu nedenle bebeklikteki beslenme erişkinlik ve yaşlılıktaki sağlık durumunun önemli bir belirleyicisidir. Çocukluk çağındaki hastalıkların en önemli ölüm nedenlerinin başında büyüme geriliği, vitamin-mineral eksiklikleri ve ishaller gelir. 0-2 yaş grubunda daha sık görülür. Bu dönemde oluşan büyüme geriliğinin iki yaş sonrasında düzeltilmesi oldukça güçtür. Diğer taraftan ilk yaşlarda yanlış beslenme ile oluşan obesite de ileri yaşlara yansır. Bebekliğinde şişman olan 100 bebeğin 25’ide ileri yaşlarda da aşırı kilolu olurlar. Aynı zamanda obesite ile birlikte görülen kalp damar hastalıkları da daha sık görülür. Bu nedenlerle süt çocuğu ve çocukların doğru beslenmesiyle birlikte ebeveynlerin sağlıklı beslenme davranışı kazandırılması önemlidir.
Bebeklik çağından ergenlik çağına kadar bir çocuğun günlük besin ihtiyaçlarının bilinmesini, sağlıklı beslenmenin her anne baba tarafından öğrenilmesi gerektiğini vurgulamak isterim.