Bel ağrısı, dünyada baş ağrısından sonra en sık görülen ağrı tipi olarak kişinin iş ve sosyal yaşamını olumsuz yönde etkileyen önemli bir sağlık sorunudur. Nüfusun %75-85’ini yaşamlarının herhangi bir döneminde etkilemektedir. Travma ya da bir aktivite sonucu oluşabileceği gibi her hangi bir neden olmaksızın da meydana gelebilir. Hareketsiz yaşam tarzı, ağır yük kaldırma, duruş bozukluğu, yanlış ve aniden eğilme, uzun süre araba kullanmak, aşırı sigara ve alkol tüketimi, fazla kilo, kasların zayıf olması, gebelik, stres bel ağrısına yol açan faktörler arasındadır. Bu nedenlerden dolayı oluşan bel ağrısının şiddeti kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Bel ağrısının tedavisinde klasik fizik tedavi yöntemleri dediğimiz hotpack ( yüzeyel ısı ), TENS, interferansiyel akımla vakum uygulaması, us ve Kısa dalga diatermi ( derin ısı ) ,traksiyon ve magnetoterapi sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tedavileri destekleyen bir diğer yöntem de HİL ( yüksek yoğunluklu laser ) terapidir. HİL terapi ile ilk seansdan sonraki 4-72 saatte ağrıda % 70 lik azalma, hareket kabiliyetinde bir artış sağlanabilmektedir.
Bu klasik tedavilerin dışında Spinal Dekompresyon Sistemi denilen yerçekimsiz ortamda sorun yaratan disk.aralığının bilgisayar sistemi aracılığıyla çekilmesi esasına dayanan yöntemler umut verici olmaktadır. Bu yöntemde 30 dakikalık tedavi süresince disklerin arasındaki baskı azaltılmakta, hasarlı bölgenin beslenmesi sağlanmaktadır. Dereceli olarak incinen disk yeniden toparlanmakta, diskin üzerindeki basınç azaltılarak sinirlerin üzerindeki baskı hafifletilmektedir. Diskin yeri ve büyüklüğüne bağlı olarak başarı oranı % 75 leri bulan ameliyatsız bir tedavi yöntemidir.
Tüm bu yöntemlerle ağrı azaltılırken kişiye özel planlanan egzersizlerle bel ve karın kasları güçlendirilerek iyilik halinin devamı sağlanmalıdır. Su içinde yapılan egzersiz uygulamaları programa uyumu artırmakta ve süreci hızlandırmaktadır.
Ev ve çalışma ortamında belin ergonomik kullanımı sağlanarak bel ağrısı sıklığını azaltmak mümkün olmaktadır.
